Taehyung'un Kafası iyice gitmişti, yamuk yumuk yürüyüp duruyordu.
"Ne vardı da bu kadar çok içtin taehyung!" sesimi yükseltmiştim.
"Bana... Sesini yükseltme tavşan."
"Hadi kalk yatağına yat!" Yaklaşıp elini omzuna koyarsın ve ayağa kaldırırsın. Birden kendini senin yatağına atar.
"Orası benim yatağım taehyung." jın kalkıp bana yardım etmeye çalışıyordu ama taehyung benim yatağıma yapışmıştı.
"Neyse bırak da yatsın jın." Dedim elimden birşey gelmeyeceğini anlayınca.
Hybe, suga ve jin eşyalarını alıp odadan gittiler ben ise taehyung ile tek kalmıştım. Masum bir şekilde yatıyordu. Dışı ne kadar tatlı olsada içi bir o kadar toxıc'di
"Acaba... Sana yakınlaşsam sabah ki yüz ifaden nasıl olur." Yüzüme sinsi bir gülüş yayıldı.
Yaklaşıp gömleğinin düğmelerinin bağzılarını yavaş yavaş açtım.
"Ben sana gösteririm kım taehyung. Benimle savaşmayacaktın."
Üzerine yerleşip elimi saçlarının arasında dolaştırdım. Üst dudağını, dudaklarımın arasına aldığımda üzerine iyice yerleşip onu tutkuyla öpmeye başladım.
Dudaklarından yavaşça ayrılırken, dudaklarımı boynunda durdurdum. Göğüs kaslarına öpücükler kondurmaya devam ettim. Boynunda ve göğsünün üzerinde öpücük izleri bırakarak ilerliyordum.
🖤
"JUNGKOOK!" uykumdan birinin bağışları ile uyandım. Gözlerimi açmaya çalışırken taehyungun götüme tekme koymasıyla yere yapıştım.
"Taehyung, napıyosun?!"
"Ben niye seninle aynı yataktayım lan!"
"Bilmem, git bak bakayım." Benin gözüm onun boynunda dolanırken o hemen kalkıp aynanın karşısına geçti. Boynundaki kızarıklara baktıkça gözleri biraz daha büyüyordu.
"Bunu yapmadın değil mi? Sarhoş bir adamdan yararlanmadın!" Sinirle ayağa kalkıp yanına gittim.
"Bu iğrenç istemelerini kendine sakla! Gelip benim yatağıma yatan sendin taehyung!" Okul kıyafetlerini alıp banyoya ilerledim. Duşumu alıp, üzerimi değiştirdim. Taehyung yatağına geri yatmıştı yüzüne bakmadan sinirle odadan çıktım ve okula geldim.
🖤
Jiminden...
Okul çantamı sırtıma atıp sınıfından çıktım.
" Jimin! "
" Efendim" mew bana doğru geliyordu. Geniş, omuzları ve up uzun bacakları vardı.
"Okulun basketbol maçını izlemeye gideceğim. Benimle gelir misin?"
"Eve gidecektim." Dedim, elimdeki kitaplar iyice ağır gelmeye başlamıştı.
"Hadi gel lütfen."
"İyi. Hadi gidelim." Mew'in peşinden basket sahasına doğru yürümeye başladım. Sahaya geldiğimizde oradaki boş yerlerden birine geçip oturdum.
Neredeyse 15 dakika sonra karşı takım ve bizim okulumuzun takımı sahaya indi.
Bizim okulumuzun takımına göz gezdirirken saçında bandajı ile bana gülümseyen sugayı gördüm.
"Mew, suga takımda mı?" Dedim mewe dönüp.
"Evet."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"BASKETTT" birden kendimi bağırırken bulmuştum.
"Sakın ol jimin. Takım kaptanı suga normal değil mi?" Dedi mew, ama ben heyecanım basket atması değil sugayı böyle görmekti.
Maç devam ederken sugaların takımı 5-2 önde gidiyordu ve bu kesinlikle Suganın güzel oynamasından dolayıydı.
Maç bittiğinde suganın takımı sevinç içinde birbirine sarılıyordu. Ayrıldıklarında herkes giyinme odasına doğru ilerlerken suga küçük adımlarla benim yanıma gelirken elindeki basket topunu benim kafama fırlattı.
"Hey, napıyosun?!" diye bağırdım.
"Hadi ama acımamıştır." Dedi saç bandını düzeltirken.
"Tamam. Kabul acımadı."
"Neden buradasın jimin?"
"Seni izlemeye geldik." Diye yalan uyduruverdim.
"Ama seni be-" Mewin kafasına bi tane vurup susturdum.
"Mewciğim senin ödevlerin yok muydu? Hadi sen evine git de ödevlerini yap."
"Asıl ödevleri ol-"
"MEW!" bağrışımdan sonra Sugaya dönüp gülümsedim.
"İyi gideyim bari." Mew çantasını alıp hızlı adımlarla sahadan çıktı.
"Niye kovdun çocuğu." Dedi suga sorgularcasına.
"Onun ödevleri var sonra eksi alıyor ondan. İyiliği için." Jimin yalanların bitmiyor!
"Emin misin?"
"Evet"
"Peki."
"Suga."
"Efendim?"
"Benimle kahve içer misin?" Sorularımı sorarken hafif tatlı olmaya çalışıyordum.
"Olur içerim." Birden üzerindekini çıkarıp kenara bıraktı. Havlusunu alıp başındaki terleri siliyordu salondaki kızların ve benim aklımdaki tek şey ise KASLARIYDI.
Oha jimin çocuğa bak maşallah taşşşşşş.
Yanıma yaklaşıp kulağıma fısıldadı "Eğer çok ilgini çektiyse dokun." Dedi.
"Ne?! Saçmalama!! Ben sana bakmıyordum. Hem aynıları bendede var niye seninki ilgimi çeksin ki?"yalanların boyunu aşıyor park jimin!
"Bilemem. Bir ara seninkilerede bakarız hangimizinki daha çekici seçeriz." Dedi pis sırıtışlarının arkasında
"Olur. Nehy, bir dakka ne dedin sen?" Diye ayağa fırladım.
"Bence sen anladın." Üzerine başka birşeyler geçip yürümeye başladı. "Gelmiyor musun? Kahve içecektik."
