Killer

12

Gözüme vuran güneş ışınlarından kurtulmak için kalkıp perdeleri kapatmak istiyordum ama aynı zamanda Taehyung un yanından kalkmakda istemiyordum. Kafamı onun boynuna gömüp güneşten kaçınmayı seçtim. Bu seferde nefes alamayıp kafamı hareket ettirmeye devam ettim.

"Jungkook bi uslu dur ya." Uykusunu bölüm bana sinirli sinirli bakıyordu.

"Kafamı gömecek bir yer arıyorum.."

"O yer benim boynum mu?!"

"Evet!" Daha fazla yatmak yerine ayağa kalkıp lavobaya ilerledim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra odaya geri döndüm.

Taehyung hayla horul horul uyuyordu.

"Taehyung kalk derslerin var!"

"5dakika daha uyusam"

"Olmaz uyan"

"2 dakika?" Üzerindeki örtüyü çektim.

"Kalk kalk!"

🖤

Jimin'den...

Telefonum zırıl zırıl çalıyordu. Elime alıp kim olduğuna bakmadan açtım.

"Ne istiyorsun be sabahın köründe!!! Daha kargalar bokunu yemedi!" Dedim sinirle.

"Ne bağıryon olum!! Ne boku? Ne kargası saat olmuş 2 bana dedin sahilde buluşalım bekliyorum gelmiyorsun!!" Suganın sesini duyunca hemen gözlerim açıldı.

"Şey özür dilerim.. Uyuya kalmışım."

"Kış uykusuna yatmış maşallah!"

"Bekle geliyorum suga."

"10 dakika içinde burada olmazsan çeker giderim." Yüzüme telefonu kapattı. Sesinden anladığım kadarıyla beni öldürecek.

Hemen ayağa kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Pijamalarımı çıkardıktan aldığım herhangi bir kıyafeti giyip koşarak odadan çıktım.

11.dakikada soluk soluğa sahile gelmiştim. Etrafımda sugayı ararken yürüdüğünü gördüm.

"SUGA!"

"Ben sana 10 dakika dedim. Sen 11.dakikada geldin bende gidiyorum."

"Birazcık bekledin suga!"

"Tam bir saatir burada dikiliyorum!"

"Üzgünüm uyuya kaldım hadi gel oturalım şurada." Bileğinden tutup peşinden kumsala indirirsin.

"Hadi otur." Kumların üzerine oturursun oda mecburen gelip yanına oturur.

Orada kahve satan bir adam vardır kalkıp 2 bardak kahve alıp suga ya uzatırsın.

"Teşekkürler."

"Rica ederim."

Öylece suskun suskun oturduk. Ne o konuşabildi.. Ne de ben konuşabildim.

"Ee buraya beni susmak için mi çağırdın jimin?"

"Hayır... Sohbet ederiz diye."

"Öylesine çağırdın yani"

"Öylesine olsa bile gelmez miydin..?"

"Gelirdim." Hafifçe gülümsedim.

"Gülmek sana çok yakışıyor jimin." Saçlarımı karıştırıp okşadı.

"Takım nasıl gidiyor?"

"Basket takımı mı?"

"Evet suga. Başka ne takımı olacak?"

"Haftaya başka bir şehirde maçım var. Oraya gideceğiz."

"Kesin siz kazanırsınız."

"Sende benimle gelsene."

"Ne?!"

"Hafta sonu gidip geleceğiz iki gün. Hem bana maç sırasında destek olmuş olursun."

"Yani şey ne desem bilemedim." Hem şaşkındım hemde heyecanlı. Kabul etmek için can atıyordum ama biraz daha ısrar etse fena olmazdı.

"Geliyor musun? Gelmiyor musun?" Anladım ki ısrar etmeyecekti.

"Tamam olur."