"Bay ve bayan Park lütfen biraz daha yaklaşır mısınız birbirinize?" Hyunjin yüzünden gülümsemesini eksik etmeden sabırla konuşuyordu. Saatlerdir kalabalık bir düğünde önüne kim çıktıysa fotoğrafını çekmişti. Kolundaki saate baktı. Çoktan 10'u gösteriyordu."Pekâlâ eğer hazırsanız çekiyorum" dedi
Hyunjin. Fotoğraf makinesini yüzüne yaklaştırdı ve günün son fotoğrafını çekmek için deklanşöre bastı...Yaklaşık 15 dakika sonra gelin ve damada mutluluklar dileyip uzaklaştı Hyunjin. Yorgundu ve yarın sabah erkenden dersi vardı, eve gidip uyumak istiyordu.
Eşyalarını bıraktığı personel odasına ulaştığında fotoğraf makinesinin kutusunu çıkardı. Fakat yerine koymadan, az önce çektiği fotoğrafa baktı monitörden.
Hafifçe kıkırdayıp "İlişkilerde erkeklerin yalan söylemeye daha meyilli olduğunu düşünürdüm ama sanırım bayan Park bu tezimi çürüttü" dedi boşluğa doğru ve fotoğraf makinesini çantasına kaldırdı.
Çıkışta birkaç kişiye daha selam verip motoruna doğru ilerledi. Tam o anda da telefonu ısrarlı bir şekilde çalmaya başlamıştı. İçinden hiç bakmak gelmiyordu ve az çok arayan kişiyi tahmin edebiliyordu.
"Hyunjin müsaitsen uğrar mısın?"
"Bir düğünden yeni çıktım hyung ve aşırı yorgunum çok mu acil?"
"Acil sayılmaz ama... Aslında acil. Burada senin yaşlarında biri var. Ufak bir yardımın dokunursa arkadaşı sessizce evine yollarız."
"Tamam tamam eve geçmeden önce uğrarım." Karşı taraftan cevap beklemeden telefonu kapadı ve motoruna bindi. Sanırım geceyi sonlandırmak için daha zamanı vardı...
Polis merkezinin önüne geldiğinde motorunun gürültülü sesine son verip indi Hyunjin. Burası en çok uğradığı yerlerden biriydi.
"Oh Hyunjin yine gelmişsin..."dedi içeri girer girmez polislerden biri.
"Bensiz yaşayamayan biri var ne yapabilirim"diye alayla söylendi karşılık olarak. O sırada Minho tam karşısından ona doğru geliyordu.
"İşte bakın asla kopamadığım kuzenim de geliyor."
"Sen kiminle alay ettiğini sanıyorsun velet!" Minho Hyunjin'in başını koltuğunun altına sıkıştırdığında ortalıkta polislerin kahkahası yükselmişti.
"T...Tamam bırak bırak üzgünüm." Koluna vurup kurtulmaya çalıştı Hyunjin ve en sonunda da istediğini elde etmişti.
"Lanet olsun polis akademisinde size nasıl bir eğitim veriyorlar, tek elle boğuyordun beni."
"Akademiyle alakası yok, bu benim saf gücüm. Neyse çok konuşmada gel benimle."
Hyunjin hiç itiraz etmedi çünkü nereye gittiklerini az çok biliyordu... Sorgu odasına! Basit soruşturmalarda Minho yardım için Hyunjin'i çağırıyordu. Ve evet Minho, Hyunjin'in sırrını bilen tek kişiydi. Aslında küçükken ne olduğunu bilmediği bu tuhaf rakamların ne anlama geldiğini de Minho sayesinde keşfetmişti. Henüz lisedeyken...
Hyunjin 12 yaşındaki doğum gününden sonra uzun zaman eline fotoğraf makinesi almamıştı, daha çok korktuğu içindi bu. Fakat lise mezuniyeti sırasında Minho, kuzeninden birkaç poz fotoğraf çekmesini istemişti. İşte uzun süre sonra ilk kez o gün eline almıştı...
______________
"Korkarım seninle polis akademisine gelemeyeceğim Minho. Ailem beni yurt dışında bir üniversiteye gönderecekmiş."
Hyunjin vizörden gördüğü 10510 rakamının 10511'e yükselişini izledi. İlk kez gözü önünde rakamların yükseldiğine şahit olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızılı, Kızıla Boyamak [HyunLix]
ФанфикHwang Hyunjin'in tuhaf bir yeteneği vardı, bir de kızıla ilgisi...