"Beni bekletmeye bayılıyorsun Lee Felix!" diye sitem etti Seungmin ona yaklaşmakta üzere olan arkadaşına karşı. Felix ise yanındaki yerini alırken sitem eden arkadaşına mahçup bakışlar atıyordu.
"Üzgünüm dostum gerçekten. 15 dakika demiş olsam bile 25 dakika oldu ve yemin ederim isteyerek olmadı."
"Ne o? Moto kuryen bugün mesai yapmadı mı yoksa ?"
"Seungmin..." diye uyardı Felix onu. Her zaman Hyunjin'e laf söylüyordu ve bunun alışkanlık haline gelmesinden korkar olmuştu. Çünkü Seungmin biraz sivri dilliydi.
"Tamam tamam bir şey demedim."
"Ya tabii teşekkürler bir şey söylemediğin için... Neyse." Felix göz devirirken, Seungmin ise arkadaşını gördüğü ilk andan beri dilinin ucuna gelen şeyleri sorup sormamak konusunda iç çatışma yaşıyordu. Eğer Felix fark etmediyse, onun kalbinin kırılmasına sebebiyet verebilirdi. Elbette bu sadece Jisung'u kapsayan bir durumdu ama düşününce birçok kişiyi rahatsız edecek kadar huzursuz ediciydi. Kim isterdi ki ilişkisinde böyle bir yükü...
"Neden bana öyle bakıyorsun?"diye sordu Felix, şimdi o da tüm odağını arkadaşına vermişti. Seungmin bir şeyler söyleyecek gibi duruyordu. Tanıyordu onu.
"Aslında... Nasılsın diye merak ettim. Ya da doğru kelime mutlu musun?"
Kızıl saçlı bu beklenmedik soru karşısında önce şaşırsada samimi olduğunu düşündüğü bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.
"Mutluyum hem de fazlasıyla. Bunu neden sorduğunu tahmin edebiliyorum.. Sen benim en yakınımsın Seungmin. Her şeyimi biliyorsun, yıllardır bana destek oluyorsun ve tanıştığımız günden beri beni asla yalnız bırakmadın. Sen benim ailemsin. Ama senin ve benim oluşturduğumuz bu iki kişilik ailemize biri daha dahil olmuş gibi hissediyorum. Hyunjin bu hayatta geç bulduğum diğer yarım gibi. Yemin ederim bazen bu hissettiklerimi nasıl dile getireceğimi bile bilmiyorum. Sadece... Onu fazlasıyla seviyorum... Bunu bir erkeğin ağzından duymak belki garip gelebilir ama tam olarak böyle hissediyorum."
Seungmin arkadaşı cümlesini tamamlayınca başını şiddetle iki yana salladı "Hayır, asla garip değil Lix."
"Benim için endişelendiğini biliyorum dostum ama inan çok mutluyum. Sadece..."
"Sadece?"
"Ah şey, Jisung o ..."
Seungmin'in tam tahmin ettiği gibiydi. Felix anlamıştı. Ya da bir şekilde anlaması sağlanmıştı.
"O... Yıllardır Hyunjin'i seviyormuş. Kendi ağzıyla söyledi. Biraz şaşırdım kabul ediyorum ama sanki bir yanım zaten bunu biliyor gibiydi. Biliyor musun aralarından çıkmamı bile istedi."
"Vay canına fazla cürretkâr."
Felix başıyla onaylarken devam etti. "Ama bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok. Elbette eğer Hyunjin'in de ona karşı hisleri olduğunu bilseydim ya da öyle hissetseydim dediğini yapabilirdim ama ben iliklerime kadar onun bana olan sevgisini hissederken, Hyunjin'in bir başkasına gitmesine izin veremem. Jisung'a üzülmekten başka bir şey gelmiyor elimden."
"Başkalarını düşünmene gerek kalmayacak kadar mutluluğu hak ediyorsun Felix. Bırak, bir kez olsun bencillik eden taraf sen ol. Jisung, bunca yıl ona duygularından bahsetmediyse bu saatten sonra boşa kürek çektiğinin bir şekilde farkına varacaktır. Kendi canını ve başkalarının canını acıtmaktan öteye geçemiyor gibi görünüyor. "
"Başkaları?"diye sordu Felix merakla.
"Hiç sen boşver..."dedi Seungmin. Dakikalar önce ona derdini açan Changbin kısa bir an zihnine uğrayıp gitmişti sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızılı, Kızıla Boyamak [HyunLix]
ФанфикHwang Hyunjin'in tuhaf bir yeteneği vardı, bir de kızıla ilgisi...