Jisung Haziran ayının son haftasına girmenin vermiş olduğu bunaltıcı sıcak hava ve elindeki market poşetleri ile büyük bir savaş veriyordu.
Dün akşam söz verdiği gibi arkadaşlarına gidiyordu. Ve bunun ona iyi geleceğini biliyordu. Konuşmak, kafasını dağıtmak, arkadaşlarına içini dökmek istiyordu. Bu öyle bir hâl almıştı ki sürekli zihninin bir köşesinde olan Minho, rüyasına bile girmişti. Onu huzursuz eden bir rüyaydı bu... Büyük olanın sadece ikisinin olduğu boş bir yolda, sessizce Jisung'dan uzaklaştığı bir rüyaydı. Bunu bu kadar kafasına takmış olduğunun bile farkında değildi.Düşünceleri arasında en sonunda eve gelmişti ve hızla zile bastı. Kolları ciddi anlamda kopmak üzereydi ve bunun tek sorumlusu da Hyunjin'di.
Kapı saniyeler sonra açılırken, onu geniş gülümsemesiyle Felix karşılamıştı. Kızıl saçları ise gülümsemesine renk katıyordu.
"Nerede o?"diye söylendi elindeki paketlerin birkaçını Felix'e uzatırken.
"Hyunjin fotoğraf odasında. Jisung gelene kadar birkaç fotoğraf basarım, diyerek kapandı oraya."
"Gel de siparişlerini al!"diye var gücüyle bağırdı Jisung. Fakat herhangi bir şey olmamıştı.
"Boşver onu, hadi biz mutfağa geçelim." Jisung başıyla onaylayıp Felix'in peşine takıldı. Hyunjin nasıl olsa gelirdi.
Poşetler tezgaha konurken birlikte boşaltmaya başladılar.
"Hyunjin'in bitmek bilmeyen siparişlerini getirdiğin için sağ ol Sung."
"Paramı ödese iyi olur!"dedi alayla gülerken.
"Yoo, hiçte ödemeyi düşünmüyorum." Hyunjin Jisung'un kulağını çekiştirip, kollarını Felix'in beline doladı.
"Paranı sevgilinden tahsil etmemi mi istiyorsun Hyun?" Gözlerini kısıp arkadaşına baktı.
"Evet, ben ödeyebilirim." Felix bu fikri beğenmiş gibi başını salladı.
"İyi tamam ya nankör ne var hediye etsen."
"Market alışverişinin hediye edildiğini de ilk kez görüyorum."
Hyunjin umursamaz bir şekilde omuz silkerken, hâlâ sevgilisine sıkı sıkıya sarılıyordu.
"Benim yanımda sevişmeyeceksiniz değil mi?"
Felix Jisung'un takılmak için söylediği sözlere Hyunjin'e attığı dirsekle yanıt verdi. Böylece kollar bedeninden ayrılmış oldu.
"Bu acıttı Kızıl!"
Jisung ikiliye gülümserken, poşetler çoktan boşalmıştı. Tezgah cips, çikolata, bisküvi ve çeşitli içecekler ile doluydu.
"Bu bana pahalıya patlayacak"dedi Hyunjin verdiği siparişlerine bakarken.
"Üf tamam ağlama ya... Beni misafir ettiğiniz için benden olsun."
Hyunjin arkadaşını kendine çekip sarıldı. Üniversiteden mezun olmasına 1 yıl kalmıştı ama bazen küçük bir çocuk gibi oluyordu.
"Çekil üstümden be yalaka."
Felix ikilinin bu haline imrenerek bakarken derin bir iç çekti. Aralarını düzeltmiş olmalarına seviniyordu. Kesinlikle, sonradan dahil olduğunu düşündüğü bu ilişkiye bir zarar verseydi bu onu fazlasıyla üzerdi, böyle hissetmesine imkan vermedikleri için minnettardı..
______________
"Daha iyi misin?" diye sordu Felix Jisung'un tabağına dumanı tüten yemeği koyarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızılı, Kızıla Boyamak [HyunLix]
FanfictionHwang Hyunjin'in tuhaf bir yeteneği vardı, bir de kızıla ilgisi...