"Felix!"diye haykırdı Seungmin alelacele ayakkabılarını çıkarıp içeri adımlamıştı. Arkadaşının sargılı kolunu görünce neredeyse ağlayacak gibi olmuştu. Hızla yaklaştı ve canını yakmamaya özen göstererek onu kollarının arasına aldı.
"N...Neler oldu? Kim yaptı bunu?"
"Sakin ol Seungmin. Gerçekten çok iyiyim sadece bir kesik."
"Hyunjin, evinin adresiyle birlikte seni görmem gerektiğini yazdığı mesajla evden nasıl çıktım bilmiyorum. Üstelik peş peşe attığım ne oldu?, sorularıma da geri dönmedi." Seungmin kaşlarını çatıp ona bakınca Felix bu ifadeye gülmek istemişti. Komik görünüyorlardı, Seungmin adeta Felix'i elinden aldığı için minimum düzeyde bir nefret duyuyordu sarışına karşı.
"Hyunjin onu böyle endişelendirmemeliydin."
"Bilerek yaptığına eminim... Ama neyse. Dostum ne oldu anlat lütfen."
Felix son kez Minho'ya anlattığı geçmişinden Seungmin'e bahsetmeyecekti çünkü arkadaşı her şeyi zaten biliyordu. Ona sadece dün akşam yaşadıklarını anlatacaktı. Onu böyle endişelendirmek isteyeceği son şeydi ama her seferinde bir şekilde başarıyordu. Tek ailesi, dostu Seungmin'di. Gerçi şu an daha kalabalık bir ailesi vardı ama o bulduğu ilk ailesiydi.
Seungmin arkadaşının söylediği her kelimeyi dikkatle dinlerken şaşkınlığını, öfkesini asla gizleyememişti. Yüz ifadesi her duygusunu yansıtıyordu.
"Ya sana bir şey olsaydı? İnanamıyorum... Felix ya ölseydin. Hyunjin ve Minho hyung yetişemeseydi... Tanrım düşüncesi bile buz kesmeme neden oluyor. Şükürler olsun. Teşekkürler tanrım..."
"Sana daha erken haber veremediğim için üzgünüm dostum. Ama iyiyim merak etme her şey geçti. Bitti... Artık hayatımda o yok. Sen varsın, Hyunjin var... Başka bir şey istemiyorum."
Seungmin dayanamayıp tekrar kolları arasına aldı arkadaşını. Çocukluğundan beri çekmediği çile kalmamıştı ve neredeyse dün akşam ölümle burun buruna gelmişti.
Uzun dakikalar boyu ikili bir an olsun kollarını birbirinden ayırmazken Hyunjin bu manzaraya daha fazla dayanamayıp sahte bir öksürük bıraktı.
"Ne var?"dedi Seungmin kısa bir an başını çevirip ona bakarken.
"Bıraksan mı artık kızılımı hı?"
"Sana mı soracaktım sarışın?"
"Tabii ki bana soracaksın.."
"Dağdan gelip bağdakini kovuyormuşsun gibi hissettim Hwang Hyunjin ama dua et o sana aşık"dedi Felix'i işaret ederken.
Hyunjin içinden evet şükürler olsun, diye geçirirken çalan kapı ile oraya yöneldi ve dışarıdakini çok bekletmeden açtı.
Karşısında gördüğü bedenle ufak bir tebessüm etti uzun olan. Açıkçası geleceğini düşünmemişti bile.
"Felix... O iyi mi?"diye fısıldadı.
"İçeride, gir hadi."
Jisung fazlasıyla tereddüt içindeydi çünkü ilk olarak ona yaptığı haksızlık ve attığı tokat yüzünden onunla yüz yüze gelmeye korkuyordu. Fakat 1 saat önce endişelenip Hyunjin'e mesaj attığında arkadaşı üstü kapalı bir şekilde durumu anlatmıştı. Ve ayakları onu direkt buraya getirmişti.
Sessizce içeri adımlarken başı yerdeydi ve tanrı şahidi bir an geri dönüp gitmek istemişti. Ama özür dilemesi gerekiyordu ve eğer dilemezse hayatı boyunca vicdan azabı çekerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızılı, Kızıla Boyamak [HyunLix]
Fiksi PenggemarHwang Hyunjin'in tuhaf bir yeteneği vardı, bir de kızıla ilgisi...