4. Bölüm

5.8K 666 425
                                    

"Demek bahsettiğin kişi oydu hı?" Seungmin imalı bir şekilde arkadaşına baktığında o sırada elindeki kalın kitabı inceliyordu Felix.

"Evet..."

"Senin başkalarıyla konuştuğunu pek görmeyiz. Hatta övünmek gibi olmasın ama tek arkadaşın benim."

"Bir dakika... Seungmin cidden bu övünebileceğin bir şey değil, aksine benim adıma üzülmelisin. Çok kötüsün dostum."

"Şaka yapıyorum tabii ki üzülüyorum ama sadece bana ait olman güzel hehe."

Felix ufak bir bakış atıp gülümsedi. Gerçekten öyleydi... Daha dün tanıştığı biri ile bu kadar çok konuşmuş olması tuhaftı. Fakat yakın zamanda Hyunjin'in de diğerleri gibi ona kırılacağını ve kendisiyle konuşmayı keseceğini biliyordu. Biliyordu çünkü bu hep böyle olmuştu. Elbette bilmediği çok fazla şey vardı...

"Bulabildin mi kitap?"

Seungmin'in sorusu ile yeniden kendine geldi.

"Evet, tam aradığımız kitapları buldum. Şanslıyız."

"Öyleyse artık çalışmaya başlasak iyi olur. Haftaya finaller başlayacak."

İkili kütüphanede boş masalardan birine geçip sessizce çalışmaya başladılar...

_________________

"Eeeee?"dedi Jisung ikinci bira bardağını masaya koyarken.

"Ne eeee?" Jisung'un aksine Hyunjin hâlâ ilk bardağındaydı. Yavaş içiyordu hem de normalden daha yavaş.

"Kim bu kızıl?"

"Tanıştın ya ismi Felix."

"Evet ben tanıştım da, benim asıl merak ettiğim senin nasıl tanıştığın."

"Dün Minho'yu ziyarete gittim, merkeze. Orada tanıştık."

"Neden oradaymış?"

"Bilmiyorum sormadım."

"Hyunjin.... Ya o bir suçluysa. Ya insanları delik deşik eden bir cani ise?" Hyunjin inanamamış gözlerle arkadaşına baktı.

"O öyle biri değil..."

"Nerden biliyorsun? Sormadım diyen sen değil misin?"

"Jisung... Kafa dağıtmaya gelmedik mi ?"

"Evet."

"Tamam o zaman bırak o işi alkol yapsın, sen değil."

"İyi tamam ya sustum..."

Jisung böyle söylemiş olsa bile içini kemiren endişeden kurtulamıyordu. Hyunjin'i yıllardır tanıyordu ve onun Felix denen kişi ile ciddi anlamda ilgilendiğini görebiliyordu. Henüz nasıl bir ilgi olduğunu bilmiyordu ama Hyunjin'in ikinci bir arkadaşa ihtiyacı olmadığını düşünüyordu.

"Ben yeterim..."

"Ne?"

"Ah sana demedim kendi kendime konuşuyorum."

"Artık kalkalım mı? Gidip uyumak istiyorum da."

"Tamam sen çık ben hesabı ödeyip geliyorum" Jisung konuşurken Hyunjin de çoktan çıkışa yönelmişti.

Nisan ayının başlarıydı ve bahar havası biraz olsun kendini göstermeye başlamıştı. Ama arada yağan yağmurlar kimisini rahatsız ederken kimisini mutlu ediyordu. Tıpkı şu an yağan yağmurun Hyunjin'i mutlu etmesi gibi. Hyunjin tenini okşayan ılık yağmur damlaları ile birlikte derin bir nefes aldı. Toprak kokusu ciğerlerine dolarken vücudu gevşemişti. Onu rahatlatan her kokuyu severdi Hyunjin.

Kızılı, Kızıla Boyamak [HyunLix]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin