3.1

3.1K 386 427
                                    

hastanedeyim ben.

Zamanın nasıl aktığını, evden hangi arada çıktığını hatırlamıyordu. Kafasına sert bir şeyle vurmuşlar da sersemlemiş gibi hissediyordu. Beomgyu'ya sürpriz yapmak ve yanında olduğunu hissettirmek için birkaç saatliğine onunla zaman geçirmeye yanına gitmeye karar vermişti. Bu uzun zamandır düşünüp karar veremediği bir düşünceydi ama nihayet karar verip geldiğinde ise sürprizi yerle bir olmuş, Beomgyu üstüne bir de hastanede olduğunu söylemişti.

Her şey koca bir şakaymış gibi hissettiriyordu ve öyle olsa hiç fena olmazdı.

Koşarak hastaneye girip Beomgyu'dan aldığı bilgiler doğrultusunda üst kata koşarken, Beomgyu Taehyun'un geleceğini düşünemeyecek kadar dalgın ve umutsuzdu. Bu yüzden oda numarasını öylesine söylemiş ve hatta Taehyun'un bunu neden sorduğunu da merak etmişti.

Odanın kapısı hızla açıldığında Taehyun içeri dalmış ve Beomgyu'nun şoktan büyüyen gözleriyle karşılaşmıştı. Gözü aşağılara indikçe canı yanıyordu. Alçıya alınmış bacağı şimdilik görmemiş gibi yaparken, Beomgyu dolmuş gözleriyle kollarını iki yana açmış, Taehyun ise koşarak kollarını özlediği bedene sarmıştı.

Saçına, boynuna yüzünün her yerine küçük küçük öpücükler bırakıyor, özlediği kokuyu içine çekiyordu. Beomgyu yanında yokken onun yokluğuna iyi dayandığını düşünmüştü ancak dayanmak yerine duygularından kaçtığını şimdi ona sarılırken fark ediyordu. Onun yokluğuna hiçbir şekilde alışamazdı.

Beomgyu tuttuğu yaşları bir bir bırakırken Taehyun'a daha sıkı sarılıyor ve Taehyun sırtını sıvazlıyordu. "Beomgyu'm bacağına ne olduğunu söyleyecek misin?"

Beomgyu bu kısmı hiç düşünmemişti. Hocalara söylediği yalanı Taehyun'a söyleyemezdi çünkü buna inanacağını sanmıyordu. Yine de denemekten zarar gelmezdi. "Prova yaparken birine takıldım ve bacağımın üstüne düştüm. Ciddi bir şeyi yok zaten çatlak sadece. İyileşmesi uzun sürmez."

Taehyun Beomgyu'dan ayrılıp çattığı kaşlarıyla yüzüne bakmaya başlamıştı. "Emin misin ciddi bir şeyi olmadığına? Çok acıyor mu?" İnanıp inanmadığı anlaşılmıyordu ve Beomgyu gerginlikle yutkundu. "Hayır hiç acımıyor aşkım. Çok iyiyim gerçekten. Ciddi bir şeyi de yok söylediğim gibi çatlak sadece."

"Yarışmanın gerginliği yüzünden dalgın mıydın?"

Beomgyu söylediği yalana inanılmasının getirdiği rahatlıkla uzunca bir nefes verdi ve yüzüne sahte de olsa bir gülümseme yerleştirdi. "Sanırım."

Taehyun'a bir şey söyleyeceği esnada odanın açık kalan kapısından koridorda sersemce yürüyen Yeonjun'u görmüş ve dikkatli baktıktan sonra yüzünün dağılmış olduğunu fark etmişti. Birilerinin onu dövebilecek kadar cesarete sahip olduğunu düşünmüyordu bu yüzden kendi kendini dövmüş olasılığı daha mı olasıydı?

Düşünüp duruyordu. Kendini dövse bu kadar ileri gidemezdi. Yüzü gözü dağılmıştı ve kendi kendine bu kadarını yapamazdı. Taehyun Beomgyu'nun bakışlarını takip ettiğinde o da Yeonjun'u görmüş ve merakla Beomgyu'ya dönmüştü.

"Ne oldu tanıdık biri mi?"

"Hayır sadece," Beomgyu hala gördüğü manzaraya inanamadığı için şaşkınlıktan söyleyeceğini devam ettiremezken onun cümlesini Taehyun tamamlamıştı. "Sadece seni tehdit eden zorbanın teki değil mi?"

"N-ne?" Beomgyu şimdi daha da şaşkındı. Öyle ki gözleri kocaman olmuş, biraz daha uğraşılsa yuvalarından çıkacak dereceye gelmişlerdi. "Nasıl?"

"Bir de sana aşık oluşu var tabii ama,"

"Taehyun nereden biliyorsun sen bunları?" Taehyun gülümsedi. Mutlu olduğu için değil de daha çok sinirlendiği için gibiydi. "Yeonjun benim eski arkadaşım. Eskiden bir çocuğa çok aşık olduğunu ama çocuğun onun varlığından haberi bile olmadığını söyler dururdu. Her istediğini elde eden biri olduğu için, aşık olduğu çocuğu elde edemeyişi onu delirtiyordu. O gerçekten inanılmaz hırslıydı. İstediği şeyler için yapamayacağı hiçbir şey yoktu."

fate • taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin