"Beomgyu yerde oturma üşüteceksin." Taehyun marketten aldığı yiyecekleri teker teker buzdolabına yerleştirirken, Beomgyu ise mutfak zeminine oturmuş evden getirdiği oyuncak dinazorlarını yere diziyordu.
"Evin yerden ısıtmalı Taehyun nasıl üşütebilirim?"
"Olmaz kalk."
Beomgyu inatla omzunu silkip Taehyun'u umursamadan dinazorlarını dizmeye geri döndüğünde, Taehyun henüz yeni açtığı poşeti yeniden önceki yerine bırakmış ve Beomgyu'yu belinden tuttuğu gibi kaldırıp mutfak tezgahına oturtmuştu.
"Soğuk değil dedim ama. Bak popom sıcacık." Beomgyu kendi kendine böbürlenirken Taehyun ise yiyecekleri dolaba yerleştirme işine geri dönmüştü. "Olabilir ama yine de yerde oturma. Ya yanından geçerken ayağına takılırsam? Zaten sakat Beomgyu."
"Ama dinazorlarımla oynamak istiyorum ben."
"Tamam işimiz bittiğinde beraber oynarız."
"Benim işim yok ki?"
Taehyun Beomgyu'nun eline pasta süsleriyle dolu bir kutuyu sıkıştırdıktan sonra, kafasında hesaplama yapmayı bırakıp yumurta kabını tezgaha yerleştirmiş ve sütü de beraberinde tezgaha bırakmıştı. "Pasta mı yapıyoruz?"
"Evet, neli yapalım? Ben çikolatalı iyi olur diye düşündüm ama başka istersen o da olur."
"Hayır çikolata iyi, çikolatalı olsun."
"Tamam o zaman." Taehyun eğilip alt çekmeceden gereken şeyleri ve bir de pasta yapımında kullanacakları kapları çıkardığında, Beomgyu neşeyle ellerini çırpıyor ve pasta süslerinden hangisini kullanacağına karar vermeye çalışıyordu.
Gereken her şeyi çıkardığından emin olduktan sonra önlüğünü takmış ve Beomgyu'ya da önlük giydirdikten sonra pastanın kreması için malzemeleri karıştırmaya başlamıştı.
"İki tane yumurta ver bakalım bana, bebek pudrası."
Beomgyu hemen yanındaki yumurta kutusuna uzanırken gözlerini devirmiş ve söylenmeye başlamıştı. "Beomgyu, ayrıca tarifte üç tane yazıyor iki tane olmaz."
"Evde her şeyi tarife göre mi yapıyorsun sen?"
Beomgyu kutudan çıkardığı yumurtaları Taehyun'a uzatırken aynı zamanda laf dalaşı yapmaya hazırlanıyordu. "Evet ne olmuş?"
"Tadı güzel oluyor mu peki?"
Beomgyu biraz düşündükten sonra cevaplamıştı. "Pek sayılmaz."
"Gördün mü işte bu yüzden kurallar bozulmak için vardır diyorlar. Tarifleri yok et gitsin."
"O zaman aç kalırım."
"Ben gelir yemek yaparım sana. süt."
Beomgyu Taehyun'un dediği şeyle gülümserken sütü uzatmış ve Taehyun'u izlemeye devam etmişti.
Onu izlemek içinde tuhaf bir his yaratıyordu. Daha önce hiç tatmadığı bir histi ve tam olarak ne olduğunu çıkaramıyordu. En yakın arkadaşı mıydı? Öyle hissetmediğine emindi. Daha derin ve daha özel bir şeydi.
"Ev."
Taehyun kremayla uğraşırken Beomgyu'nun birden söylediği şeyle ona dönmüştü. "Hm? Ne dedin?"
"Kendi kendime düşünüyordum."
Ev.
Ev gibi hissettiriyordu. Aile gibi.
Hiç ailesi olmadığından Taehyun'un nasıl aile gibi hissettirebildiğini bilmiyordu. Sadece kalbinin tam ortasında yıllardır eksikliğini hissettiği o şeyin dolduğunu hissedebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fate • taegyu
Fiksi Penggemar"Japon mitolojisine göre tanrı birbirlerinin ruh eşleri olan çiftleri serçe parmaklarından görünmez kırmızı bir iple birbirine bağlarmış. Parmağına bak, iplerimizin birleştiğini görüyor musun?"