Bilinmeyen Yaşanmışlık- Bucky Barnes

bilinmeyen geçmiş- sonlu

"Hadi gel odaya gidelim. Çok üşümüşsün zaten."
"Üşümek mi? O kadar sıcaksın ki senin yanında üşümek imkansız."
"İltifatlar için teşekkür ederim ama ciddiyim hadi!"
"Tamam bay mız mız."
"Sen bana mız mız mı dedin?"
"Yoo. Gelme üstüme koşarım bak"
"Yakalarım bende seni."
"Hadi canım."
"Gelme üstüme bak. Geliyorsun şuan ama."

Bir anda koşarak beni kucağına almıştı.

"Ayh! belim. Göründüğünden ağırmışsın hanımefendi."
"Nee! Ya bırak beni."
"Asla bırakmam."
"Asla asla deme"
"Öyle mi?"
"Yada daha sıkma yoksa şimdi burada püre gibi ezilicem."
"Bunu sen istedin ama"
"İyice pislik bir herif oldun sen bakıyorum da."
"Bu seni daha da sıkmam için ikinci neden."
"Tamam! Tamam sustum."

Odaya gitmiştik. Sanki bir prenses gibi beni yatağa koymuştu.

"Ben yerde yatarım sen rahat uyu."
"Olmaz öyle şey. Yanıma gel. Lütfen."
"Emin misin?"
"Gece üşüyeyim mi?"
"Taamaaam tamam"

Elimi tutmuştu çok sıkı tutmuştu hem de. Bu çok hoştu. Sabah olmuştu.
Buradan artık gitmeliydik. Çok fazla aynı yerde kalmak bizim için tehlikeliydi.

"Günaydın."
"Günaydın."
"Buradan ayrılmalıyız artık."
"Biliyorum"
"Sen hazırlanmaya başla."
"Tamam hazırlanıp geliyorum."

Banyoya gidip üstümü değiştirmiştim. Aynaya baktığımda bir kaç gün öncesine kadar her şeyden korkan kız değil de yerinde artık korkmayan biri vardı. Kendimle yüzleşmek zordu ama imkansız değildi. Çıktığımda o da hazırlanmıştı.

"Çıkalım mı?"
"Olur."

Çıkış kapısına geldiğimizde dışarıda bir sürü asker gördük. Bu sefer iş baya ciddiydi. Bir arabanın kapısı açıldı. İçinden birisi inmişti. Uzaktan o kadar belli olmuyordu. Gözlüklerini çıkardı, bu oydu. Ama nasıl hala yaşıyordu.

D:"Merhaba küçüğüm"

T:"S-sen nasıl ölmedin."

D:"Ben yapay bir zekayım istediğim vücuda aktarılırım. Değil mi kış askeri?"

T:"James bu o. Beni bu hale getiren bu adam işte."

B:"Seni zamanında öldürmeliydim doktor."

D:"Ben senin yaratıcınım. Bana böyle saygısızlık edemezsin."

T:"Bir dakika ne"

B:"Bunu sonra konuşuruz tris. İlk önce onun işini bitirmeliyim."

T:"Yalnız değilsin."

B:"Tris, bana bak. Seni her zaman seveceğim. Her zaman yanında olacağım"

T:"Bu bir veda mı?"

B:"Hayır. Sadece bir önlem. Eğer bana bir şey olursa. "

T:"Bunu yapma bana lütfen."

B:"Seni seviyorum."

T:"Bende seni... sonsuza dek değil ama sonuna kadar burayım"

B:"Bende."

D:"Sevgili konuşmanız bittiyse eğer bana teslim olun."

B:"Asla."

D:"O zaman ölümü tadın."

T:"Seve seve."

B:"Sen sağı al ben solu"

T:"Tamamdır."

İkiye ayrılmıştık. İnanıyordum onları yenebilirdik.

"Eee çocuklar oyun sever misiniz?"