bilinmeyen geçmiş-iç savaş 2

75 11 17
                                    

Denizin tuzlu su kokusu ile uyanmıştım. Gözümü açtığımda masmavi gökyüzü selamlıyordu beni. Ayağa kalktım ve uçurumun dibinde duran birisini gördüm.

"Merhaba"

Odin:"Uyandın demek küçüğüm."

"Siz kimsiniz?"

Odin: "Ben odin. Tanrıların babası asgardın kralı odin."

"Tanıştığıma memnun oldum. Bende tris."

Odin:"Bende memnun oldum tris. Seni ufaklığından beri izliyorum."

"Anlamadım?"

Odin:"Bu içindeki gücü doğduğun gün aldın sen. Kalbinin iyi niyeti seni buralara getirdi."

"Iyi niyet mi? Az önce sevdiğim adamı öldürdüm sanırım. Bu iyi niyet olamaz."

Odin:"Kimseyi öldürmedin."

"Hayır bunu yaptım. Her şeyi unuttum onu sevdiğimi bile unuttum"

Odin:"Ama bunu iyi bir şey için yaptın değil mi?"

"Canı yanacaksa batsın iyi şeyi"

Odin:"Tris, hayat her zaman kazandırmaz. Kaybetmeden kazanmanın anlamını anlayamazsın. Seni buraya getirdim çünkü artık bende olmayacağım. Yüz yıllardır evrenin iyi bir yer olması için savaştım. Çoğu zaman kazandım bunu ama bazen de kaybettim. Ben bu dünyadan ayrıldıktan sonra benim yerime sen geçeceksin. Haylaz iki oğlum kraliyeti yönetebilir belki. Ama asıl önemli olan şey evreni yönetmek. İçindeki güç sana bu yüzden verildi."

"Ben bunu yapabiliceğimi sanmıyorum."

Odin:"Yapacaksın. Yapmak zorundasın. Karanlık geliyor küçüğüm. Öyle karanlık ki sonunda çok kayıp yaşanacak. Küçükler, büyükler, aşıklar, arkadaşlıklar her şey ölecek. Senin bu savaşta diğerlerine sahip çıkman lazım. Evrenin sana ihtiyacı var tris, unutma bunu..."

Kalbim çıkacak gibi atmaya başladı, nefes alamıyordum sanki. Gözlerimi açtığımda başımda steve vardı.

"Nefes alamıyorum b-ben"

Steve:"Derin nefes al bir şey yok iyisin."

"Yaşıyorsunuz"

Sarsılmıştım ona. Tanrım onları korumuştu.

"O nerede"

Steve:"Dışarıda"

Kalkıp dışarı çıkmıştım. Arabanın önüne yaslanmış o not defterine bakıyordu. Koşarak yanına gittim ve sarıldım.

"Yaşıyorsun. Ben özür dilerim james kontrolüm bende değildi."

Bucky:"Sorun değil. Defter içinde teşekkür ederim."

"Rica ederim." "Geçmişe dair ne hatırlıyorsun?"

Bucky:"Boşluk."

"Hatırlamak ister miydin?"

Bucky:"Evet, çok isterdim."

"İzin verirsen yardım edeyim o zaman."

Elini tutmuştum diğer elimi de kafasına koymuştum. Hem bizi hem geçmişini hatırlayacaktı. İlk başta her şey çok güzeldi, bizi görüyordu. Sonra daha da derinlere gitti. Ailesini gördü, ölen arkadaşlarını, öldürdüğü insanları, çektiği acıları... elimi çekmiştim.

"Ben özür dilerim."

Bucky:"Bana sıkıca sarılmıştı. Tris, güzel kokulum."

Ağlıyordu. Saçımı kokuyordu. Onu çok özlemiştim.

Bilinmeyen Yaşanmışlık- Bucky BarnesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin