Bilinmeyen Yaşanmışlık- Bucky Barnes

kaza ve yüzleşme

"EVET SAYIN SEYİRCİLER GECENİN ON BİR SULARINDA OLAN BU YAYINIMIZDA SİZ DEĞERLİ İZLEYİCİLERİMİZE AN VE AN ÜLKEMİZİ BU KÖTÜ DURUMA SOKAN ŞAHISLARIN YAKALANDIĞINI ANLATMAK İÇİN AÇTIK. HEPİMİZİN FALCON OLARAK BİLDİĞİMİZ YANİ SAM WİLSON BÜYÜK BİR DİRENİŞ ÖRGÜTÜNÜ PARÇALADI. MİLLETVEKİLLERİNİ KURTARAN SAM WİLSON A WİNTER SOLDİER ADI İLE DE BİLİNEN JAMES BUCHANAN BARNES VE İKİ GÜN ÖNCEYE KADAR UNVANI ALINAN JHON WALKER YARDIM ETTİ. AYRICA AMERİKANIN YENİ KAPTAN AMERİKASI OLARAK ATANAN SAM WİLSON ÜLKEMİZİN KURTARICISI OLDU. İYİ Kİ VARSIN SAM WİLSON. İYİ Kİ VARSIN KAPTAN AMERİKA..."

Televizyonun sesini kısmıştım. Yasak kütüphaneden aldığım büyü kitaplarını okumaya çalışıyordum. Evin içinde bulunan hazır geçitlerden geçerek farklı ıssız yerlerde öğrendiğim büyüleri deniyordum. Son bir kaç gündür hiç uyumamış ve dahası hiç duş almamıştım. Kafamı sırf kitaplara sokmuş bir şekilde ilerlerken bir yandan da gündemin nabzını tutmaya çalışıyordum. Şimdiye kadar 3 kitap bitirmiştim. Kütüphaneye yenilerine bakmaya gitmiştim. Sıra sıra duran ve gerilim filmlerinden çıkmışçasına olan kitaplıklar arasında dolaşırken kara büyü yazılı olan tarafa doğru gitmiştim. Diğerlerinin aksine o tarafta ışık bile yanmıyordu. Bir iki adım ilerledikten sonra kitaplığın orta rafında duran bir kitabın parladığını gördüm. Diğer kitaplardan gereksiz küçük olan bu şey etrafına saçtığı mor ve kırmızı ışıklar ile sanki etkisi altına almıştı beni. Vücudumun yandığını hissetmeye başlamıştım ama kitabın beni çağırdığını içten içe duyuyordum. Bileklerimdeki güç simgeleri damarlarımdaki kanın hızını arttırıyordu sanki. Kitabın önünde durmuş vaziyetteydim. Ellerimi yavaşça kaldırırken acım bin kat artıyordu içimde. Tam kitaba dokunmak üzereyken sanki mıknatısın aynı taraflarını birbirine yaklaştırırcasına bir itme gücü oluştu. Ortaya çıkan enerji yüzünden kitaplıkları bir domino taşı gibi yıkmıştım. Vücudumu odanın başka tarafına savurmuştu güç. Duvarda bulunan lambaya çarpmıştım, lambanın camları omzuma ve karnıma saplanmıştı. Ayağa kalkamıyordum. İçeriye gitmek için yerde sürünürken kanım tüm odaya ve eve bulaşmıştı. Salona geldiğimde girişteki sandalyeye tutunarak yavaşça ayağa kalkmaya çalıştım. Kemiğime değen cam parçaları olayı daha da kötü bir hale sokuyordu.
Duvardan tutunarak yavaşça mutfak dolabındaki acil durum kitini almaya gidiyordum. Nefes almakta zorlanıyordum. Mutfağa geldiğimde tezgahın üstüne düşmüştüm. Sağ elimle dolabı açıp kutuyu yavaşça yerinden almıştım. Biraz daha dursam gözlerimden kan akacak kadar acı hissediyordum. Tezgahın diğer tarafında duran sandalyeye  gidip oturmuştum. Çift taraflı olan camın ayna tarafını çevirmiştim. Kendimi o halde görünce çok korkmuştum. Köprücük kemiklerimde anlamadığım bir dilde yazılar vardı. Elim ile dokunmaya kalktığımda kalp atışlarımın hızlandığını duyar gibi oluyordum. Yavaşça omzumdaki camları çıkartmıştım. Dikiş atacak durumda olmadığım için bir litre etil alkolü omzumdan aşağı boşaltmıştım. Cehennem gibi yanıyordu omzum. Karnımı açtığımda kocaman bir cam parçası görmüştüm. Derin bir nefes alıp aniden çıkartmıştım cam parçasını. Bir elimi tampon niyetine kullanırken diğer elimle de kutunun içindeki gazlı bezi arıyordum. Karnıma dikiş atacaktım ama ne iğne hazırdı ne de iplik. Bu yüzden kısa süreliğine gazlı bezi oraya  yapıştırmıştım. Tüm vücudum kendi kanıma boğulmuştu resmen. Dikiş atacak iğneyi hazırladığımda tamponu yavaşça kaldırmıştım. İlk iğneyi vücuduma değdirdiğimde asıl acının bu olduğunu anlamıştım. Yavaşça dikiş atmaya devam ederken gözüm aynaya çarpmıştı. Aynaya baktığımda jamesi ilk getirdiğim gece ona attığım dikiş anı gelmişti aklıma. Hala dün gibiydi her şey. Keşke o güne dönebilseydim...

Dikişi tamamladıktan sonra sırtıma da gazlı bez yapıştırmıştım. Yukarı çıkıp duş almıştım. Merdivenlerden aşağı inerken bir anda içim öfke ve nefretle dolmuştu.