Bilinmeyen geçmiş-bitişler ve başlangıçlar

173 22 8
                                    

"İyi misin? Bana bak. Buradayım."
"Çok güzelmiş"
"Ne?"
"Gözlerin"
Bu sonun kötü olmasına izin veremezdim. Hayatım boyunca çoğu şeyin sonu kötü olmuştu. Kendi sonumun güzel olması lazımdı.
"Sence de böyle iltifatlar için çok yaralı değil misin?"
Gülmüştü. Çok güzeldi. Rüya gibiydi sanki gülüşü.
"Bir kızdan aldığın son ve ilk iltifat bence bu. James, beni bırak kendini kurtar. Lütfen"
"Bunu yapmam."
"Yap! Lütfen"
Gözlerim yavaş yavaş kapanırken gözlerim halâ gözlerindeydi. Bunun son olduğunu biliyordum. Bu son güzel bir sondu. Gitmesi lazımdı ama o orda kalmıştı. Onu almışlardı. Kaçamamıştı..
Bir kaç gün sonra gözlerimi açtığımda kapalı bir fanusun içindeydim. Zorla nefes alıyordum. Ellerim bağlıydı.
"Çıkarın beni buradan. Ben iyiyim. JAMES BEN İYİYİM. olamaz  onu bulmam lazım." Çıkarın beni lütfen."
Ağlıyordum. Canım yanıyordu. Ölmek benim için daha acısızdı.
"Bakın kimler uyanmış"
"Hey ben iyiyim çıkarın beni buradan, lütfen. Nefes alamıyorum."
"Olmaz küçük hanım . Sen artık bizimsin."
"Ben kimsenin değilim. Çıkarın beni buradan. Size neler yapabileceğimi biliyor musunuz? Şikayet edeceğim sizi."
"Tıh tıh tıh küçük hanım bizi şikayet edecekmiş. Sen bir hiçsin. Sen herkes için öldün. Ve sonsuza  kadar buradasın."
"Hayır ben iyiyim çıkarın beni buradan. Ailem. Annem çok üzülmüştür. Lütfen çıkarın onunla konuşayım. Hem james. Onu görmeliyim. Lütfen."
"Sana artık benimsin dedim. Hem artık bir ailen yok. Sence onların yaşamasına izin verir miyiz? Tüm herkes öldü. Ailen, arkadaşların, sebastian"
"Ne-"
"Ve bunla da bitiremezdik tabi ki. Sistemde artık tris diye birisi yok. Artık bir hiçsin. Hoş geldin yalnız dünyana."
"Yapamazsın bunu olmaz hayır sen annemi öldüremezsin. O daha çok genç. Olamaz. Anne. Daha onunla, hayır hayır. Olamaz bunu yapamazsın inanmıyorum."
Hayatımda ki en kötü an o andı. Bütün her şeyimi kaybetmiştim. Tam kalbimin ortasında bir boşluk hissetmiştim.
"İnanmıyor musun? Al bak sırf senin için bizzat çektim bunları."
Fotoğrafları tek tek  yapıştırmıştı cama . Annemi, kardeşimi, arkadaşlarımı, seb'i... bir an nefes alamamıştım. Annem daha ona sevdiğim kişiyi anlatacaktım, yemek yiyecektik, daha onunla yıldızlara bile bakmamıştık. Kardeşim o daha yeni  işine başlamıştı. Hayalleri vardı. Arkadaşlarım onlarla tatile gidecektik. Ve sebastian... daha onunla ona okul kıyafeti alacaktık, yazmayı öğretecektim. Onlara son kez bile sarılamamıştım. Tanrım benim  canımı al. Beni al bu acıyı tatmamış olayım. Bunu yapamazdı.
"Sen bir katilsin. Sen masum insanları öldürüyorsun."
"Başarıya giden yolda her şeyi yapabilirim."
"Her şeyi mi? Başarıya giden yolda masumlar ölmez. Sen bir şeytansın. Sen benim her şeyimi yok ettin. Aslında beni yok ettin."
"Benim için bir zevktir küçük hanımefendi."
"Seni öldüreceğim. Bunu o kadar yavaş yapacağım ki beni öldür diye yalvaracaksın."
"Öyle mi?"
"Evet öyle kel yere basık şey"
"Farkında mısın şuan burada tutsaksın. Bütün güç bende."
"Yanılıyorsun. Sen çok güçsüzsün. O kadar güçsüzsün ki sana zararı olmayan insanlara dahi zarar veriyorsun."
"Sen sana neler yaptığım hakkında bir fikrin var mı? Artık sen bir insan değilsin. Sen çok büyük bir silahsın. Sen dünyaya yön vereceksin."
"Ben mi?"
"Evet sen. Sen hep çok güçlü biriydin tris. Bense bunu 10 katına çıkardım. Artık kaçınılmazsın"
"Sen ne saçmalıyorsun ya? Ben sıradan bir insanım-"
"Değilsin."
"Sıradanım."
"DEĞİLSİN DEDİM!"
"Sen ailemi öldürdün."
"Bazen bazı şeyler bitmeden güzelleri başlamaz."
"James. Benim yanımda birisi vardı nerde o."
"Kış askeri mi?"
"Ne?"
"Kış askeri. Hydra tarafından yıllar önce serum ile değiştirilmiş çok güçlü bir mahlukat. Onu bulamadık. Büyük ihtimalle shield'ın elinde. Neyse ki şuanda ondan daha güçlü bir şey var elimde.  o da Sen."
"Onu görmem lazım. Çok üzülmüştür."
"Görmek mi? Güldürme beni. Şimdiye yok etmişilerdir onu."
"Olamaz. Buna inanmam."
"Küçük kız unutma onlar ona tehdit olan her şeyi yok ederler."
"Senin gibi mi?"
"Sus artık. sen beni dinlemezsen ben de sana acı çekiştiririm. sana annenin çığlıklarını dinleteyim."
"Bunu yapamazsın, olmaz."
"Neler yapabileceğimi sanırım sorgulama şansın yok artık. Şimdi burada sessiz sessiz dur."
"Hayır. Seni öldüreceğim."
Bir anda içimde bir güç hissetmiştim. Sanki içim yanıyordu. Kendimi kaybetmiştim. Artık hissetmiyordum kendimi başkasını  yönetiyordu beni.  Bir anda fanus havalanmaya başladı. Benimle birlikte ki odadaki her şey havalanmaya başladı.
"Seni öldüreceğim pislik herif."
"HEMEN GAZI BAŞLATIN. B6 YI HARAKETE GEÇİRİN"
Fanusun içi duman olmuştu. Çok değişik bir şekilde beni zehirleyeceğini sanmıştı. Ama hatırlamıyordu. dönüştürdüğü şeye bir şey olmazdı. Bir anda fanus patladı. Camlar etrafa saçılmıştı. Şerefsiz  herif  kapıdan  kaçmayı denemişti. Ama onu tek hamlede parçalara ayırmıştım. Her yere kanı sıçramıştı. Odaya bir sürü asker girdi ve hepsi bir anda bana ateş etmeye başladı. Onları incitmek istemezdim. Ama onlar beni incitiyordu. İçimdeki güce sahip çıkamıyordum. İçimdeki bir ışık bomba gibi patlamıştı. Herkes yerdeydi. Katil olmuştum. Yere düşmüştüm bir anda. Hemen çıkmam lazımdı buradan. Kapıya gittim sağ koridorda insanlar vardı. Hemen sola saptım. Ateş ediyorlardı ama bir şekilde zarar vermiyordu. İçimdeki gücü kontrol edemiyordum. Annemi kardeşimi arkadaşlarımı ve sebi düşündükçe gücümün etkisi artıyordu. Bir anda yere adım attığımda yarıklar oluşmaya başlamıştı. Herkes ölüyordu. Artık masum değildim. Dışarı çıktığımda üç tane helikopterin nişan aldığını gördüm ellerimi birleştirdiğim anda tüm hepsi patlamıştı. Arkamı döndüğümde herkes arkamdaydı. İki seçenek vardı ya onlar ya bendi. Aklımda annemin çığlıkları yankılandıkça kendimi biraz daha yukarıda buluyordum. Onun gözlerini gördükçe kontrolümü kaybediyordum. İçimdeki güç onları yok etmişti. O kadar büyük bir patlama oldu ki orada bir daha bir çiçek dahi yetişeceğini sanmıyordum. Oradan uzaklaşmalıydım. Gözlerimi kapatıp açtığımda kendimi bir ormanda buldum. Kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Kendimi yok olmuş gibi hissediyordum.
"ANNE! ÖZÜR DİLERİM ANNE! SENİ ÇOK SEVİYORUM AFFET BENİ, ANNE!"
Nefes dahi almıyor sadece ağlıyordum. Herkes benim yüzümden ölmüştü. Ben onlarca insanın kanını ellerimde taşıyordum. Artık hayatta ölü biriydim. Ölü biri ne yapabilirdi ki?
Herkesi kaybetmiş biri ne yapabilirdi ki?
Bir katil ne yapabilirdi?
Nasıl unutacaktım onları?
Nasıl unutacaktım o gözleri?
Nasıl olacaktı nasıl?

Bilinmeyen Yaşanmışlık- Bucky BarnesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin