Me geri geldii. Beni sürekli övdüğünüz için geri geldim ehehehe😁
Şaka bir yana Pirate King'e olan ilginizin aynısını Radio'ya da gösterdiğiniz için teşekkür ederimm. Daha önce de söylediğim gibi eşsiz bir okuyucu kitlesine sahibimm😍
Sizi oyalamayayım benn♥️
Keyifli Okumalarr🥂
"Ruh Hastalıkları ve Akıl Sağlığı bölümüne geçme kararı aldım. Beni kadavra olarak kullanabilirler."
"Neden?"
SongJu kıkırdayarak güldü ve oturduğu tekerlekli sandalyede kendini masadan uzaklaştırıp bana döndü. Nedenini biliyor olsa gerek yüzünde manâlı bir sırıtış vardı.
Elimdeki kahveleri onun masasının üzerine bıraktım.
"Sahaya gittim ve sadece iki saniyeliğine dikkatimi JongHo Sunbaeden çektim. Yok! Adam yok oldu!"
Masasına bıraktığım kahveyi eline alıp bir yudum aldı. Sıcak olduğunu bilmediği için dili yanmıştı tabii.
"Ah! Sıcak!"
O eliyle kendini yelleyip acısını azaltmaya çalışırken devam ettim.
"Daha bitmedi dur! Kantine gittiğimde oradaydı. Kendime ve ona içecek alıp yanına gitmek için arkamı döndüğümde yine orada değildi! Kantinde ilk defa sıra yoktu SongJu!"
"İşte bu garip.."
SongJu'nun acısı geçmiş olsa gerek kendini yellemeyi bıraktı ve kahveyi kaldırarak mırıldandı.
"Değil mi? Adam ışınlanıyor!"
"Kantin sırası neden bu saatlerde boş ki? Soğudu sanıp dilimi yaktım!"
Bahsettiğimiz konuların farklı olmasıyla öfkeli bakışlarımı diktim onun üzerine. Cidden herkeste bulunması gereken arkadaş türüydü(!).
"Sadece şaka yaptım! Sakin ol..."
Öfkeden arındırılmış donuk bakışlarımı üzerinde tutmaya devam ettim. Gözlerini gözlerimden ayırmadan elindeki kahveden bir yudum daha aldı.
"JongHo Sunbae öyledir biraz. Yani onu yakalamak zordur. Yakalayan insanlarla da konuşmasını iki kelimeyle yapıyordu."
Kahvesini masasının üstüne bıraktı ve kahve saçlarını dağıtarak JongHo Sunbae'nin saç stiline benzetmeye çalıştı. Boğuk bir sesle iki kelime mırıldandı.
"Git başımdan."
Gerçekten mi? Oysa dışarıdan oldukça nazik bir görünüyordu. Hatta kırmızı saçları onu şirin bile gösteriyor diyenilirdim.
"Tabii şanslıysan o iki kelimeyle şereflendirilirsin. Değilsen donuk bakışlarıyla seni oracıkta öldürebilir."
"O röportajı neden kulüp başkanı yapmıyor ki? Yalvarsam bana başka birinin röportajını verir mi acaba?"
SongJu az önce dağıttığı saçlarını düzeltti ve kahvesinden bir yudum daha aldı.
"Çünkü kendisi bile onunla röportaj yapamadı. Neden bu kulüpte yer var sanıyordun ki? Kimse kulübe giremiyor da ondan."
Umutsuzca kendimi onun yanındaki tekerlekli sandalyeye bıraktım. Kulüp başkanımız çok ama çok acımasızdı! O bile röportaj yapamadıyla ben nasıl yapabilirdim ki!?
İletişim dersinden kalmak için hazır mıydım?
◇◇◇◇◇
"Bu da nedir büyükanne?"
Kapıdan içeriye girmemle beraber ellerim arasına bırakılan, iyice sarıp sarmalanmış tencereye baktım. Bana mı yaptın yoksaa?
"Gözlerini tencereden uzak tut Seon! Çatıya bir öğrenci taşındı bugün. Yavrum yemek yapamamıştır şimdi~.."
"Sonra versem? Bir saat aç kalsa hiçbir şey olmaz, hı? Merdiven çıkmaktan eklemlerim ağrıdı!"
Elimdeki tencereyi yere bırakıp içeri geçecekken büyükannem bana engel oldu. Kollarını göğüsünün üzerinde birleştirip 'işte şimdi sana cırlayacağım' pozunu yaptı. Olacaklara kendimi bunu anladığım an hazırladım.
"Aaa! O çocuk tek başına ev taşıdı, hanımefendi iki merdiven çıktığı için söyleniyor! Seon, o tencere hemen oğluma gidiyor!"
Oğlum mu!? Oğlum ha! Hemcecik benimsenmiş bakıyorum çatı katındaki öğrenci! Kırıldım..
"Gidiyorum! Ama sizinle sonra 'oğlunuz' hakkında konuşacağız efendim!"
"Sen bir oğlumun yemeğini götür de konuşuruz."
Çıkardığım ayakkabılarımı tekrardan giyip yere bıraktığım tencereyi kucakladım. Kendi kendime söylenerek çatıya giden merdivenleri tırmandım.
Çatı katına ulaşınca etrafta kolileri düzenleyen bir çocuk ve onun yanında elleri cebinde dikilen kulübe giriş biletimi gördüm.
Choi JongHo, neden buradaydı? Bizim çatı katımızda?
"Her şey bitmişken, neden döndün?"
JongHo sunbaenin pürüzsüz sesi çok yüksek değildi ama içerdiği duydu öylesine fazlaydı ki bütün şehir sessizliğe gömülebilirdi.
Kolileri düzenleyen çocuk arkasını döndü ve JongHo sunbaeye baktı. Çekik gözlerinin üzerine düşen siyah tutamları eliyle geriye attı. Sadece bir kaç saniye konuşmadan durdu. Ardından yanından öylece geçip çatı katındaki daireye girdi.
◇◇◇◇◇
Söylemeyi unuttum sanırımm. Radio, Pirate King gibi fantastik ve kafa yorucu olmadığı için her gün bölüm atmayı düşünüyorum. Bazen aksaklıklar olabilirr ve atamayabilirimm. Affınıza sığınıyorum😁
Sizleri seviyor ve iyi geceler diliyorum♥️
Vee Choi San hikayeye giriş yapar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Radio // Choi JongHo
FanfictionRadio, Ateez'in Fever albümü için çekilmiş olan Diary Film'in hikayeleştirilmiş versiyonudur. Tamamen aynı olmayacak kısacası benim tarzımda olacakk. Şimdiden keyifli okumalar dilerimm😊