Radio // Choi JongHo

📻16.Bölüm📻

Aaa bu da mı devam ediyormuş demeyin, dengesiz bir kişiliğim var djdjdjdjd ikizler burcu da değilim ki?

Bu arada vampirteez ehehehe

Keyifli Okumalarr🥂

"Hadi ama Seon, bale yapabiliyorsan modern dans senin için zor olmamalı!"

"Modern dans ve bale çok farklı şeyler Yena. Bale zarif bir dans türü, en büyük fark bu."

Yena aynanın önündeki demir tutacaklara tutunarak temel esneme hareketlerini yaparken bana laf yetiştirmeyi ihmal etmedi.

"Baleye bu kadar bağlı birinin baleyi bırakmasını anlayamıyorum. Performans sanatları senin asıl alanın Seon, bunun farkına ne zaman varacaksın?"

"Bale yapmak bana huzur veriyordu, para değil. Bu benim için bir hobiden fazlası olmamalı."

Yena demir tutacağı bıraktı ve yere bağdaş kurup oturdu. Ayaklarındaki sargıları düzeltirken devam etti.

"Bu kulağa Bayan Park'ın sözleri gibi geliyor. Senin asıl düşüncen önemli."

Haklıydı. Bu sadece Bayan Park'ın düşüncesiydi. Sanat benim için bir hobiden fazlası olmamalıydı.

"YunHo Sunbae'ye güveniyorum. İçindeki sanatçıyı dışarıya çıkaracak olan kişi o olmalı."

"Modern dans ve bale arasında çok büyük bir fark var Yena."

"Robot gibi şunu söylemeyi kes. Biliyoruz herhalde! Demek istediğim şu ki, modern dans ve bale çok iyi bir ikili olabilir. Bunu fırsata çevirmelisin."

Spor çantasından bir havlu çıkardı ve kendi omuzlarına bıraktı. Çok fazla terlemiyordu ama yine de bunu rutin olarak görüyordu.

"Ayrıca geçen kışa kadar sanat akademisinde okuyan ben değildim. Psikoloji bölümüne bu nedenle geç başladın."

"Ne demek istiyorsun?"

Bildiğim şeyleri ne için bana söylüyordu? Bu benim hayatımdı ve hayatım hakkındaki her şeyi zaten biliyordum.

"Ne demek istediğimin farkındasın Seon. Travmalarından bu bölümü okuyarak kurtulamazsın. Bir arkadaşın olarak söylüyorum, GunHo'ya olanların seninle hiç bir ilgisi yok."

Onun adının geçmesiyle ürperdim. Adını belki de uzun zamandır duymuyordum.

Peki ben neden öyle hissetmiyorum Yena?

∆∆∆∆∆

Parmaklarım piyanonun beyaz ve siyah tuşlarında bir ahenkle hareket ederken bana eşlik eden keman sesinin zihnimi biraz olsun boşaltmasını istedim.

Zihnimde yankılanan ses, bir arabaya ait olan fren sesi ve insanların bağırışlarıydı. Piyano ve kemanın sesi arkada bir fon gibiydi.

Lastiklerin asfalta sürtünmesiyle çıkardığı çığlık sesi öylesine artmıştı ki yumruklarımı sıkma isteğiyle dolmuştum. Piyanonun çıkardığı uzun süreli kalın notayla beraber YeoSang'da keman yayını indirmişti.

Nefes nefese ellerimi piyanodan çektim ve şakaklarıma bastırdım. Yena benimle bu konuşmayı yaparken ne düşünüyordu?

Lastiklerin artan çığlık sesi, güneşin batarken gökyüzüne yaydığı kızıllığı gölgeleyen güçlü araba farları ve onun adımı haykırışı..

"SEON!"

"Park Seon?"

∆∆∆∆∆
*
YeoSang ahengi bozulan piyano sesini başta önemsemedi. Bu onun hatası değildi sonuçta. Kemanının telleri üzerinde yayını gezdirmeye devam ederken piyanodan sabit birkaç nota yükseldi. Kalın bir gürültü oluşturan notalar normal değildi.