📻12.Bölüm📻

145 19 11
                                    

Taemin denilen yılan yine kambek yapmış arkadaşlarr. Kalpten gitmek istiyorsanız bir ara bakın eheheh

Keyifli Okumalarr🥂

Hemşire, JongHo'nun yarasını dikmiş; gerekli pansuman yapmış ve şu anda yarayı sarıyordu. O telaş içinde nasıl ambulansı aradım, nasıl buraya geldik hiç bilmiyordum.

Her şeyin yolunda olduğundan emin olunca büyükannem yerine beni arayan San'ın aramalarına cevap verebilmiştim. Hastane kelimesini duyan San'ın tepkisi aynen şu olmuştu. 'Hangisi!?'

Daha kim hasta, kim değil bilmiyordu ve buraya geliyordu. Umarım salaklık etmemiş ve hasta olan kişinin ben olmadığımı anlamıştır. Büyükannem zaten evhamlı bir kadındı. Hastaneye gelene kadar üç defa bayılırdı o.

Yarası sarılırken sedyede öylece bekleyen JongHo, büyük ihtimalle dikiş yapılacağı için kendisine verilen ilaç nedeniyle sarhoş gibiydi.

Hemşirenin dediğine göre morfinden daha hafif bir ilaçtı ve etkisi uzun sürmüyordu. Morfin etkisinde olsa ne eğlenirdik be!

"Geçmiş olsun."

Hemşire gerekli iyi dileklerde bulunduktan sonra perdeyle kapatılmış bu küçük yerde bizi yalnız bıraktı. Mayışmış durumda olan Choi JongHo'nun bu halinde yaralanmak hoş olurdu. Tabii ayılınca bunları hatırlayıp beni öldürme planları yapmayacağına söz verseydi.

"İyi misin?"

Soruma karşılık küçük bir mırıltı çıkarmıştı. Bunlar hep ilacın etkisiydi işte! Şu an bana dondurucu bakışlarını dikip bakması gerekiyordu.

Tekrardan çalan telefonumla elimdeki telefonlara baktım. JongHo'nun telefonu da bendedi ve aynı markanın aynı serisiydi. Ekran açık olmasa kesin karıştırdım.

Çalan telefonumu açtım. San'ın nefes nefese gelen sesiyle çoktan hastaneye giriş yaptığını anlamıştım. Telefonu konuşmasına izin vermeden kapatıp giriş kısmına doğru yürüdüm.

San, beni gördüğü gibi omuzlarıma yapışmış kısa kontrolünü yaptıktan sonra rahat bir nefes almıştı.

"Ne işin var senin hastanede!? Büyükanneye ne diyeceğimi şaşırdım ben!"

Evet, en az benim kadar biliyordu büyükannemin evhamlı halini. Buna örnek olarak dün hiç tanımadığı bir çocuğa sırf çatı katımızda olduğu ve dayak yediği için kemik çorbası yapıp göndermişti.

"Ben hastanelerden haz alıyorum. Arada gelip izliyorum fala- salak mısın!? Keyfimden mi geldim sence!?"

Beni takip edeceğini bildiğim için JongHo'nun yanına geri döndüm. Az sonra büyük karşılaşma gibi bir şey olacaktı. San, JongHo'yu öyle gördüğünde ne tepki verecek merak ediyordum.

Perdeyi açıp içeriye sıyrıldım ve az önce kalktığım sandalyeme oturdum. Arkamdan perdeyi aralayan San, sedyede oturan kişiyi görünce donup kalmıştı. Choi JongHo beklenmedik bu kişi yüzünden ve ilaç nedeniyle az çok kendinde olduğundan yüz ifadelerine engel olamamıştı. Evet, şaşırdığını net bir şekilde görebiliyordum.

◇◇◇◇◇

Bana bu ilaçtan 1- hayır! 30 kutu lütfen!

Ama her ay 30 kutu. Biter falan hiç JongHo'nun o halleriyle uğraşamam.

"Hyung~ neden gittin ki~?"

Sesini duyduğunuz bu kişinin JongHo olduğuna inanmak zor evet ama bu JongHo'ydu. San'ın koluna sarılmış ona tatlılıklar yapıyor, arada isyan ediyordu.

Zavallı San, yüzünü buruşturmak dışında bir şey yapamıyordu. Bunu gören JongHo, her seferinde aynı şeyi yapıyor, tatlı tatlı neden öyle yaptığını soruyordu. Üç yaşına geri dönen Choi JongHo~

"Ben taksi çağırayım, artık gidelim."

San, koluna sarılan JongHo'dan kurtulmaya çalışırken bana bakarak mırıldandı.

"Nereye? Onu burada mı bırakacağız?"

Ailesini aramamız gerekmiyor mu? Sonuçta yaralı ve ilgiye ihtiyacı var şu an.

San, sedyede kendisini dolu gözlerle bakıp, dudak büzen JongHo üzerinde gözlerini gezdirip sinirle soludu.

"Başını belaya sokmaktan zevk alıyor resmen!"

Söylenerek perdeyi aralayıp dışarı çıktı. Geri döneceğini biliyordum, bu yüzden hiç gerilmedim.

San perdeyi sonuna kadar araladı ve tekerlekli sandalyeyle karşımıza geldi. Sedyedeki JongHo'ya yardımcı olarak onu tekerlekli sandalyeye aldı.

Etrafta kalan eşyaları toparladım ve arkalarından ilerledim. San, çıkış işlemlerini tamamladı ve hastanenin önündekş taksi durağından bir taksi çağırmak için uzaklaştı.

Sandalye, ben ve sarhoş gibi olan JongHo. Taksiyle gelecek olan San'ı beklemeye başladık.

Eve döndüğümüzde JongHo'yu merdivenlerden nasıl çıkaracağımızı düşünüyordum. Bizim evde kalamayacağına göre San ile kalacaktı. San telefonunu çıkardı ve birini aradı.

"Aşağı gel."

Çok kısa bir şekilde telefonunu kapattı. Bir dakika içinde aşağı gelen WooYoung gördüğü kişiyle anlık şaşkınlık yaşasa da San sonra konuşacaklarını söyleyerek geçiştirmişti. Beraber JongHo'yu çatıya taşıdılar.

JongHo, ona yardımcı olan tanıdık kişiyle bu sefer ona yapışmıştı. San'ın aksine bu onun hoşuna gitmiş olsa gerek küçük sırıtışını görmüştüm. Onlar çatı katındaki daireye yerleştikten sonra ben de kendi daireme indim.

Çatı katını toplama kampına çevirmişler, haberim yok!

◇◇◇◇◇

Choi JongHo'nun tatlılığı Jung WooYoung'un hoşuna gider tabii eheheh

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Choi JongHo'nun tatlılığı Jung WooYoung'un hoşuna gider tabii eheheh

Şu çocuğun tatlı tatlı şeylerini koyuyorum ama tanımayan kişi bunları hep yapıyo sanıcak.

Choi JongHo seni döve döve sevmek istiyorum!

Choi JongHo seni döve döve sevmek istiyorum!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Pislik 😢

Radio // Choi JongHoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin