📻15.Bölüm📻

172 19 5
                                    

Hergün bölüm atmanın zorlukları; muhabbet konusu bulamamak.
Bu gün erken atıyım dedim! Çünkü erken yazdım👌 ehehehehe

Keyifli Okumalarr🥂

◇◇◇◇

"Çocuklar! Bu yıl ki festival sayenizde çok güzel olacak!"

Profesör yüzünde kocaman bir gülümseme eşliğinde bizi alkışlarken gözlerim YeoSang'a kaydı. Yere bakıyordu.

Bu çocuğun ifadesizliği en çok beni üzüyor diyebilirim. Ne bileyim? En azından bir tebessüm et be zalım!

"Bittiyse gidebilir miyim Efendim? Dersim başlamak üzere.."

Hayır, sadece daha fazla gerilmek istemedim.

"Tabii Seon, çıkabilirsin."

Gülümseyerek piano pufundan kalktım ve kenara bıraktığım çantamı aldım. Kapıdan dışarıya çıkarken üzerimden bir yük kalkmış gibiydi.

"Seon!"

"Hey!"

Koridorda ilerlerken duyduğum iki farklı ses ile önce arkama sonra ise sağ tarafıma döndüm. YunHo ve San iki farklı yönden geliyorlardı. Bir birlerini göremiyorlardı ancak biraz sonra yan yana geleceklerdi.

YunHo yönünden içim her ne kadar rahat olsa da San için aynısını söyleyemezdim.

Kaçsam mı ki?

"Oh! Seon! Burada ne işin var?"

Klinik psikoloji profesörü ile derin bir nefes alıp yanına ilerledim. Benim için büyük bir lütuftu o şu an.

"Merhaba efendim. Önümüzdeki festivalde piano çalacağım için prova yapıyordum."

"Ah.. anladım. Bu hafta HanYang Üniversitesinin sanat kampüsünde uygulamalı psikoloji dersi göreceğinizi biliyorsun değil mi?"

Böyle saçma bir olayımız vardı, evet. Başka Üniversitelerin kampüslerinde uygulamalı psikoloji dersi görürdük. Onlarda bizim kampüse gelirlerdi. Neden kendi kampüslerimizden seçmiyorduk ki?

"Biliyorum efendim."

"Bir asistana ihtiyacım var ve birinci sınıflardan en uygun olan sensin. Yardımcı olursun öyle değil mi?"

Profesör bey, neden? Neden en uygun benim? Hı?

"Evet, efendim. Tabii ki yardımcı olurum."

SeongHwa.. keşke şu şirin, uysal hallerime tanıklık edebilsen..

"Derste görüşürüz o zaman."

Eğilerek onu selamladım. Yine başıma dert, omuzuma yük almıştım. Ne güzel!

"İvit ifindim, tibii ki yirdimci ilirim."

Taklidimi yapan San ile arkamı döndüm. Bir senin diline düşmemiştim zaten!

"İstediğinde nasıl da nazik olabiliyorsun ama?"

"Hak edene."

"Normalde davet etmesem de geliyorsun biliyorum ama bu akşam çatıya gel. Sana tavuk ısmarlayacağım."

Çünkü çatı benim? İstediğimde gelirim. Ayrıca biz çatıyı sana 'kiraladık' mülteci kampına çevir diye vermedik. Tabii bende bunları sana söyleyecek yürek yok. O yüzden devam et.

"Neden?"

"Ödeşmek için. Dün de sen almıştın."

Hey, ben hep alıyorum. Aklına yeni mi geldi? Ayrıca alıyorum falan ama asla konuya giriş yapamıyorum ki. Sürekli başınıza bir şey geliyor ve konu dağılıyor.

"Başka zaman? Akşam işim var."

Akşam YunHo ile dans pratiğimiz vardı. Bayadır yapmıyorduk ve ben unutmak üzereydim.

"Büyükanne buna nasıl izin veriyor?"

"Ödev yapıyorum, ödev! Yayılıp yatmıyorum senin gibi!"

San, aynı kısık bakışlarını yine üzerime dikince gözlerimi devirip ilerlemeye başladım. Akıllısı beni bulmuyordu. Delisi peşimden düşmüyordu.

◇◇◇◇◇

"Hey, MinGi'yi sana bırakmamızı söylerken bunu mu kastedmiştin?"

HongJoong omuz silkti ve elindekş basket topuyla oynamaya devam etti.

Sandalyede bağlı oturan MinGi'yi göstererek konuştum. Ne diyordum? Delisi ve akıllısı.

Koltukta oturmuş telefonuyla ilgilenen SeongHwa'ya baktım. Hiç mi yadırgamamıştın? Normal yani?

YunHo dans pratiklerini artık depoda yapmanın bize büyük kolaylık sağlayacağını söylediği için buraya gelmiştik ama ikimizde -en azından ben- böyle bir manzarayı beklemediğimiz için şaşkındık.

"Bu adam kaçırma yalnız?"

"Aslında halinden memnun görünüyor. Sesi falan çıkmıyor."

YunHo, sadalyede oturan bağlı MinGi'ye bakıp saf saf konuşunca şaşkınca ona baktım. Günlük çilekli süt dozunu almadın mı yavrum sen?

Çocuğun ağzı bağlı! Nasıl konuşsun?

Ama hayır, sorgulamayacaktım.

"Bir akıllı sen varsın diyordum SeongHwa ama sen de bunların arasında beynini kaybetmişsin. Su falan verdiniz mi bari?"

Masadaki su şişesini alıp MinGi'nin yanına ilerledim. Ağzındaki bandı çıkardım ve suyu içirdim. Yazık, su da vermemişler. Köpeğe yapılmaz lan bu işkence!

"Bize diyene bak, madem açtın ağzını niye geri kapatıyorsun?"

Ay.. öyle mi yapmıştım? Öyle yapmışım. Bende de beyin mi kaldı ki!? Sus HongJoong! Sen daha suçlusun!

"Ay üzgünüm! Ayıp oldu sana da.. Geri açıyım mı?"

Üzerimde hissettiğim dört değişik bakışla ne dediğimin farkına vardım. Iyice mal olmuştum ve bunun suçlusu onlardı.

"Aman! Ne yapıyorsanız yapın! Sadece izleyeceğim."

Evet, işte bu daha keyifliydi.

◇◇◇◇◇

Hellloğ! Napaysunuz? Ne edeysunuz? Yaşıyor musunuz?Ben yaşorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hellloğ! Napaysunuz? Ne edeysunuz? Yaşıyor musunuz?
Ben yaşorum. Dizi izliyor ve yatoyorum👌 ayrıca Pirate King yazorum.

Artık Pirate King'de finale gelelim diorum ve konuyu hızlandırorum. Sanırım 2. Kitap gelmeyecek ama benim işim belli olmaz bilorsunuz. Finale kadar bekleyelim :)

Radio // Choi JongHoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin