9.Bölüm

657 80 69
                                    

Ben geldim güzellerim. Uzun zaman oldu ve nihayet Mübarek Ramazan ayını geride bıraktık. Her birinizin gözlerinden öpüyorum. Hayırlı ve güzel bir bayram olmasını temenni ediyorum. Lafı da faza uzatmadan;

İyi okumalar dilerim...

Yazardan anlatım...

Uyuşmak;

İçinde bulunduğu durumu düşünüyordu genç kadın. Nelerin hayalini kurarken neler yaşıyordu. Genç adamla gülüşüp kaynaşmıştı, hoş Melisa zaten sıcak kanlı bir kadındı fakat göğsündeki sargı her seferinde gözlerinin dolmasına sebep oluyordu.

Kartal; o ise günlerini öç almak için geçiriyordu resmen. Onu hayata bağlayan ve kaldığı yerden devam etmesini sağlayan en temel olay Melisa'nın sağlığına kavuşmasıydı. Hemşiresi Eliz ile düz yürüyüşlere başlamış günlük rutin işlerini zorlansa da kendi başına yapar hale gelmişti.

Erdal Bey; bu süreçte oğlunun hata yapmaması için yanında yer alsa da edindiği bilgiler ile kötü günlerin kapı eşiğinde durduğunu biliyordu. Toplantı odasından çıkan beylerin istikameti her akşam olduğu gibi Kartal'ın yaşadığı köşktü.

Köşk deniliyordu çünkü Avrupai havadan yoksun tamamen Türk işçiliğinin konuştuğu eski yapıttı yaşadığı ev. Herkes araçlara bindiğinde Mario konuşmaya başladı.

"Kartal'ın durumu hiç iyi değil Daniel. En son Kumru'nun ölümünde bu hale geldi. Şimdi yeni bir savaş başlayacak ve o eline silahı almadan durmayacak".

Mario haklıydı. Güzeller güzeli Kumru bir suikast sonucu aynı Melisa gibi kanlar içinde kalmıştı kolları arasında. Kardeşinin soğuk bedenine bir kez daha bakamamıştı Kartal. Erdal Bey ise o günleri karanlık odasında geçirip hayata gün ışığına mola vermişti.

Aynı sonu tanımadığı bu tatlı genç kadın yaşamasın diye oğluna destek oluyor ve kızının intikamını almak istiyordu. Fakat yanında gergin halde oturan oğlunun duruşu bile yapacaklarının kanıtı niteliğindeydi.

Kısa süre sonra köşkün önüne geldiklerinde hızla araçtan inip yürümeye başladı Kartal. Aldığı soluklar boğazına takılırken güçlü bir öksürük koptu boğazından. Geçmiş ve bu gün birbirine karışmış gibiydi. Büyük kapı açıldığında içeriden gülüşme seslerinin gelmesi ile kaşları çatıldı genç adamın.

Hizmetli kenara çekilip dudaklarını birbirine bastırırken Melisa'nın kahkahası bir kez daha yankılandı evde. Kartal hızla yemek salonuna girerken karşısında gördüğü manzara ile daha çok çattı kaşlarını.

Gürsoy; amcasının oğlu yani haz etmediği o ukala kuzeni gelmişti. Üstelik Melisa ile de uzun bir süredir vakit geçirdikleri belli idi. "Kuzen öldürecekmiş gibi bakmayı kes istersen. Onca yolu böyle karşılama için gelmedim".

Kartal ağır adımlarla içeri girip sadece elini uzattı. Gürsoy bunun ne anlama geldiğini biliyordu. Zamanında yediği haltların bedeliydi bu samimiyetten yoksun karşılama. Eyvallah diyerek kendisine uzatılan eli samimiyetle sıktı. "Ha bu arada tebrik ederim. Yengem çok güzel ve espriden anlayan bir kadın".

Kartal'ın bakışları bu sefer yerinde rahatsızca kıpırdanan Melisa'yı buldu. Mahcubiyetle oturduğu yerden yavaşça kalkıp "şey ben bir lavaboya gidip geliyorum" diyerek yarasına rağmen hızla salondan çıktı. Koridorda biraz önceki konuşmalara şahitlik eden beyler ise tebessümle izliyorlardı tatlı telaşa kapılan genç kadını.

Zira Erdal Bey bu durum karşısında mutlu olmadan edemedi. Yeğeninin nasıl bir çapkınlığa sahip olduğunu bildiği için bu genç kadının böylesine ufak bir yalan uydurduğunun farkındaydı.

DÖNÜM NOKTASI AŞKA TUTSAK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin