İyi okumalar dilerim...
Melisa Bozok'tan anlatım...
Uyanış;
Gördüğüm rüyadan uyanmak istemezken başıma saplanan şiddetli ağrı ile derin bir nefes aldım. Ciğerlerimin acısı aldığım nefesi tıkarken gözlerimi açamıyor olmam endişelenmeme sebep oldu.
Sanki derin bir suyun içinde kendime yaşam alanı açmaya çalışıyormuş gibi hissediyordum.
Kulağıma ilişen uğultu dolu sesler beynimi kemirmeye başladı. Ve ardından çok uzaklardan gelen adımın telaffuzu yankılandı uğultuların arasında.
Bir kez daha derin bir nefes alıp sakinleşmeyi bekledim. "Melisa beni duyuyor musun?". Aynı ses bu sefer daha net duyuluyordu. Gözlerim yavaşça aralanırken başımın üzerindeki ışık ile inledim ve gözlerimi sıkıca kapattım.
Acı vardı bedenimde. Zihnim bulanıktı ve tuhaf bir koku duyuyordum neye benzediğini bilmediğim. "Melisa gözlerini yavaşça açmanı istiyorum".
Bu ses kime aitti? Her şeyden önemlisi bana ne olmuştu?
Yavaşça gözerimi bir kez daha araladım. Aynı ışık yine gözlerime dolmuştu fakat bu sefer bulanık görüyordum. Arka arkaya gözlerimi açıp kapattım.
İri cüsseli ve sert yüz hatlarına sahip olan adam "aramıza hoş geldin Melisa" dedi. Etrafıma bakarken göğsüme saplanan ağrı ile yüzümü buruşturdum.
Ağzımda duran maskeyi fark ettim ilk önce. Ardından her iki kolumda da bulunan serumları gördüm. Kısık bakışlarımı karşımdaki adamın sert yüzüne çıkarttım. Biraz daha yaklaştı ve "beni duyuyor musun?" diye bağırdı.
Gözlerimi kapatıp açarak onu duyduğumu göstermiş oldum. Geri çekilip yanındaki kadına bakarak "normal odaya alıyoruz. Melisa Hanımı hazırlayın hemen" dedi.
Gözlerimi bir kez daha kapatıp ciğerlerimdeki ağrıya rağmen bir kez daha derin nefes aldım.
Bu yorgunluk, göğsümdeki acı ve bedenime çöreklenen halsizlik neden kaynaklanıyordu? Ne olmuştu da buradaydım?
Birkaç dakika sonra bedenime dokunan eller hissettim. Halim yoktu, zihnim bir kez daha bulanırken kendimi o karanlığa bıraktım.
***
"Neden uyanmadı hala daha?". Duyduğun bariton sesle yüzümü buruşturdum. Gözlerimi yine araladım ve nerede olduğuma baktım. Hastane odasından tamamen uzak geniş bir alandı. Eşyalar, perdeler üzerinde yattığım yatak bambaşkaydı.
Sağ kolumda hala daha serum takılı dururken yatağın sol tarafı hareketlendi. Başımı yorgunca o tarafa çevirip bakışlarımı yüzüme endişe ile bakan gözlere çıkarttım. Kimdi bu adam? Yüzü yabancı gelmiyordu fakat hiçbir ayrıntı yoktu zihnimde.
Hatırlamaya zorladım kendimi. Başıma saplanan ağrı ile inlerken "şşt zorlama kendini" dedi. Sol elimde hissettiğim sıcaklıkla şaşırırken sesimi bulmaya çalıştım. Boğazım çok kuruydu. Yutkunamıyordum ve canım daha çok yanıyordu. "Su istiyorum".
Saniyeler sonra dudaklarıma değen soğuk can ile irkildim. Yavaş yavaş içtiğim su boğazımı ferahlatırken çenemle bardağı itekleyip derin bir nefes aldım.
"Gözlerini aç Melisa, iyi olduğunu görmeye ihtiyacım var".
Yavaşça araladım gözlerimi. Karşımda siması tanıdık olan adam bu sefer gözlerini kapatıp derin bir soluk aldı. Odada birkaç kişi daha vardı.
Yatağın diğer tarafına gelen üzerinde beyaz önlük olan adam "Merhaba Melisa, aramıza tekrardan hoş geldin. İsmim Petro senin doktorunum" diyerek kendini tanıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜM NOKTASI AŞKA TUTSAK...
Fiction généraleNefesim kesilmişti bir anda. Bu büyük gürültünün sebebi çalan müzik değildi. Bedenim neden düşüyor gibiydi? Neden kanım canımı terk ediyor gibi hissediyordum? Temine değen sıcaklık içimi neden ürpertmişti? Gözlerim donuklaşırken gördüğüm yüz hiç ta...