1.Bölüm

2.9K 343 90
                                    


İyi okumalar dilerim...

Melisa Bozok'tan anlatım...

Geçmiş;

Hapis olduğum yumağın içinde hareket ettikçe kayboluyorum. Sanki bir örümcek ağına yapışmış gibiyim. Rüyalarımda bile beni yalnız bırakmayan o felaket ruhumu kendine esir kıldı.

5 Kasım;

Kaderimi değiştiren o gece...

Çok mutlu bir ailem vardı. Neşe ile geçen günlerimiz, kahkahalarımızın eksik olmadığı akşamlarımız ve masallar ile harmanlanan gecelerimiz. 

O gece, suların altına gömüldü mutluluğum. Çocukluğum balçıklara saplandı ve ben bir daha kahkaha ne demek anımsayamadım.

Derin bir nefes alıp camlardan süzülen yağmur damlalarına baktım. İçimi saran huzursuzluk gözlerime yaş oluyordu.

Her sene bu gece bu anı yaşamaktan yoruldum fakat unutamıyordum. Yıllarca amcam ve yengem sayesinde gördüğüm psikolojik destekler de çözüm olamadı.

Veda edemiyordum geçmişteki güzel günlere.

Sonrası mı?

Sebebi olmadığım acının kefaleti gibi günah keçisi seçilmiştim kahramanım dediğim babam tarafından. Altı kasım sabahı gözyaşları ile sığındığımız komşumuzun evinde son kez koyun koyuna uyuduk.

Bir sonraki sabah iki gece önceki felakete inat güneş doğmuştu fakat ben üşüyordum. Çocuk halimle babamın bacaklarına sarılmış ve beni bırakmaması için yalvarmıştım.

Bırakmadı; ama bir daha kızım demedi. Annemin ve kardeşimin cenazelerini defin ettikten sonra babaneme bıraktı beni. Aylar sonra geri geldiğinde ise öz babamı tanıyamamıştım.

Fazlasıyla kilo vermiş, sakallarını uzatmış ve berbat bir halde idi. İlk önce korkmuş dedeme sığınmıştım.

Babanem zorla babamın yanına getirip ona sarılmamı söylediğinde ise ona bakmama müsade etmeden arkasını dönerek 'eve gidiyoruz' demişti.

Onunla aynı evin içinde yaşamak ise öylesine zordu ki. Cehennemin ta kendisiydi.

Leş gibi kokuyor, duş almıyor, düzgün giyinmiyor ve eve bakmıyordu. Babanem haftada iki kez gelip evi temizleyip beni yıkayıp yemekler yapsa da olmuyordu.

Her gece içip 'neden biz de ölmedik?' diye sormasından ve 'sen de ölseydin' demesinden çok yorulmuştum.

Bazı geceler annemi görüyordum rüyalarımda. Yanıma geliyor saçlarımı okşuyor ve bana masalar anlatıyordu. Bu psikolojik şiddetler On altı yaşıma kadar devam etti.

Amcam halime dayanamayıp beni yanına aldığında babam 'baban bugün öldü' demişti.

Halbuki o çok önce kabullenmişti ölmeyi.

Amcamın yanına geçmem bir şeyi değiştirmedi. Maddi imkansızlıklar devam ederken rehper öğretmenim Bahar Hanımla konuşup yardım isteyerek psikolojik destek almamı sağladı. Fakat hayat yine aynı hayattı.

Yengem mutlu olmam için uğraşsada suçluydum ona karşı. Yirmi yaşıma kadar her gece altımı ıslatırdım. En son doktorum Mehmet Bey ilaç kullanmam gerektiği için başka bir doktora yönlendirdi. Üniversite öğrencisiyken altımı ıslatma huyumu bırakmıştım.

Hayat, en çok babam vazgeçti benden. Ben ise onlara inat pes etmedim. Çok çalıştım amcama yengeme yük olmamak için çok mücadele ettim ve başardım.

DÖNÜM NOKTASI AŞKA TUTSAK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin