Kaç saattir kapıda öylece oturup akan sümüğümü çektiğimi hatırlamıyorum ama acilen içeri girip ısınmam gerekiyordu. Sabahın aksine şimdi hava soğumuş çıplak ayaklarımın donmasına sebep olmuştu.
Yalvarmayacaktım eminim ki pişman olup tekrardan beni içeriye alıp özür dileyecekti. Yani öyle yapmak zorundaydı.
"Seni her bulduğumda kapıda oturup üzgün mü olacaksın?"
Kulaklarımı dolduran ses ile başımı yasladığım kapıdan kaldırıp gözlerimi aralamıştım.
Karşımdaki Mingyu idi ve bana tekrardan gülümseyip elini uzatıyordu.
Burnumu çekerek "Beni evden attı" dedim zorlukla. Boğazım ağrıyordu bağırıp çağırmaktan dolayı.
"Hansol'ün ters tarafına geldiysen yapmıştır."
Başlarım o suratsız veledin ters tarafına!
Mingyu koluma dokunmuş "Buz kesmişsin" diyerek elindeki anahtarı kilde sokarak çevirmişti.
Tereddüt ettiğimi gördüğünde elimden tutarak içeri çekmiş "Hansol'ü ben hallederim sen odana git" demişti.
Dediğini yapıp hızla odama koşup kapıyı kilitledim. Bir daha gelip beni kapı dışarı etmesine izin veremezdim.
Tekrardan beni evden attığı sahne gözlerimin önüne geldiğinde sinirle yumruklarımı sıkıp ağlamamak için direndiğim gözyaşlarım titreyen dudağımı ısırıp kendimi zorlamama inat akmıştı yanaklarıma.
Aç midemi görmezden gelerek beyaz yorganımın altına girip cenin pozisyonunu alarak yastığıma sarıldım. Chan yoktu Soonyoung yoktu sarılabileceğim tek şey soğuk yastığımdı ve bu kalbimi acıtıyordu.
~
Kapım kırılacak gibi çalındığında zorlukla gözlerimi araladım. Kalkmak, soğuk zemine basmak istemiyordum. Donuyordum ve yorganıma daha sıkı tutunarak uyumaya devam etmek istiyordum. Ama maalesef bunu yapamamıştım.
Güçlükle yorgun bedenime ağır gelen yorgana sarılıp kapının kilidini açtım.
"Neden telefonuna bakmıyorsun? Annenler arkadaşların hep beni arıyor!"
"Uyuduğumu söyleseydin."
"Ben senin bakıcın mıyım?"
Gözlerimi yuvarladım. Bu bile acı veriyor başıma ağrı saplanmasına sebep oluyordu.
"Neyin var? Hiç iyi görünmüyorsun."
Beyefendinin dikkatini çekmiştim sonunda. Vay be!
Öne bir adım atıp aramızdaki mesafeyi en aza indirerek soğuk elini alnıma yerleştirmesi ile tıslayarak geri çekilmem bir olmuştu.
"Ateşin var."
"Islak saçla, yalın ayakla beni evden atarsan olacağı budur. Hepsi senin suçun!"
Hasta, kıpırdayamayacak kadar kötü hissetsem de onun da kendini suçlu hissetmesini sağlayacaktım. Sonuçta gerçekti onun yüzünden şu an hastayım ve bayılacak gibiyim.
"Bir bu eksikti" diyerek odadan çıktı.
Ne yani bu hasta halimi umursamamış mıydı? Cidden taş kalpli herifin tekiydi.
Sakin olup yatağıma eski pozisyonuma geri dönüp gözümü sıkı sıkı yumdum.
"Düzgün yat."
Gözlerimi araladım. Hansol baş ucuma gelmiş elinde tuttuğu ıslak bezi alnıma koymaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
housemate 'verkwan
FanficBoo Seungkwan, hayallerindeki şehirde üniversiteyi kazanmış bu 4 yıllık serüvenin eğlenceli, istediği gibi geçeceğini düşünürken ev arkadaşı Hansol düşüncelerine bir taş misali oturmuştu.