"Sen ciddi olamazsın, çocuk mu bu?"
Kahvemi içerken Seokmin'in şaşkın suratına ve aşırı tepkisine gülmemek elde değildi. Beni zorlamış ne olduğunu anlattırmıştı ve şu an kantindeki herkes kulak kesilmiş bizi dinliyordu onun yüksek ses tonu yüzünden.
"Biraz sakin ol."
"6-7 yaşlarında yaptığın davranış yüzünden adam sana pislik gibi davranmış nasıl bir tepki ile karşılaşmayı bekliyordun?"
Böyle söyleyince yerinde bir tepki olarak geldi şu an gözüme.
"Selam"
Omzumdaki elin sahibine baktığımda sırıttım. Bu çocuğu gördüğümde sinirim uçup gidiyordu. Soon'un olmadığı ortamlarda tabi.
"Selam Mingyu."
"Akşam partim var sizi de bekliyorum."
Parti mi? İlk defa partiye gidecektim. Tabi Chan ile gittiğim ufak çaplı doğum günü partilerini saymıyorum.
"Geliriz, dimi Seokmin?"
Seokmin heyecanla onayladı. Sanırım onunda ilk partisiydi.
"Arkadaşlarını da getirebilirsin."
"Soon da mı?" Bir an da soruvermiştim.
Başını olumluca sallayıp gözden kayboldu. Aslını söylemek gerekirse şaşırmamıştım. Gyu melek gibi bir insandı o günkü tavrını da anlamak lazımdı sonuçta adamın sevgilisi başkasını öpüyordu -ne kadar eski sevgili de olsa birbirlerini sevdikleri belli oluyordu-
Shua'yı da çağırmayı düşünüyordum. Belki bir nebze de olsa sosyalleşip arkadaş edinebilirdi. Aklıma kazınmıştı o günden beri üzgün suratı.
"Konumunu at, sizi ben alayım."
Ah söylemedim değil mi? Seokmin zengin biriydi ve aşırı kıskandığım siyah bir arabaya sahipti. Tabi ben anca hayal ederim.
"Shua'yı da alırız o zaman."
"Olur."
~
"Kwan bana güven ve şu beyaz tişörtü, kot ceketi ve şu pantolonu giy. Bir de güzel bir kemer taktık mı mükemmel olacaksın."
Emin değildim ama başka giyecek bir şeyler bulamadığımdan Chan'ın elime tutuşturduğu beyaz tişörtü ve pantolonu giydim. Hafif koyu göz makyajımı da yaptım.
Aynaya baktığımda hiç de fena olmadığımı fark ettim. Vay anasını ne fenası afet olmuştum. Hansol beni gördüğünde ne tepki verecek diye merak ve heyecan karışımı bir duygu topunun içine düşmüştüm ve kurtulamıyordum.
"Son dokunuş."
Boynuma taktığı choker ile tamamlanmıştım.
"Chan sence beğenir mi?"
"Hayır, bayılır!"
Bu çocuk beni çok şımartıyor.
Çalan kapı zili ile odadan ayrıldık. Seokmin ürkek bakışlarını Hansol'den bize çevirdiğinde rahat bir nefes bırakıp yine tüm dişlerini göstererek gülümsedi.
"Çok hoş olmuşsun."
İltifatı ile Hansol önce bana bakmış, tepki vermemişti. Tekrardan Seokmin'e döndüğünde Seokmin telaşla "Gidelim" diye bağırıp aşağı inmeye başlamıştı.
"Seungkwan seninki gerçekten beni sikecek diye çok korkuyorum. Bu adam bildiğin seni benden kıskanıyor."
Öyle bir şey olmadığını söyleyerek ön koltuğa, yanına yerleştim. Böyle bir şey olmadığını söylemiş olabilirim ama içimde umut kırıntıları oluşmadı desem yalan olurdu. Gerçekten beni kıskanıyor ise benden hoşlandığı anlamına geliyordu. Hayır Seungkwan bu saçma düşüncelerine bir dur de. O Hansol, senden nefret eden Hansol. Neden senin gibi onun kalbini kırmış birinden hoşlansın ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
housemate 'verkwan
FanficBoo Seungkwan, hayallerindeki şehirde üniversiteyi kazanmış bu 4 yıllık serüvenin eğlenceli, istediği gibi geçeceğini düşünürken ev arkadaşı Hansol düşüncelerine bir taş misali oturmuştu.