10'bana aşık mı oldun

274 43 69
                                    

"Senin Chan'a bahsettiğin melek cidden o mu? Kıçımın meleği! Don lastiği gibi gerim gerim geriliyor." Soonyoung yaralı kaşına Chan'ın krem sürmesine izin verirken durup durup aynı cümleleri tekrarlıyordu.

Soonyoung'a katılmıyordum. Mingyu gayet rahat ve etrafına güzel aura yayan bir insandı. Tabi Minghao'nun anlattıklarını görmezden gelirsek ama son yaşananlardan sonra Hao'nun yanıldığıyla alakalı içime bir his doğmuştu.

"Hansol desen pislik arkadaşları desen tuhaf neden burada kalmaya devam ediyorsun?"

Soonyoung'un söylediklerine sinirden kahkaha atmak istedim. Hayır sanki neden bu evde kaldığımı bilmiyormuş gibi davranıyordu. Tabi bilmiyormuş gibi davranarak kendini haklı göstermek şu durumda işine geliyordu beyefendinin.

"Sen onlardan bin katı tuhaf bir canlısın! Seni bırakıp gidiyor muyum?"

Chan elindeki krem tüpünün kapağını kapattı. "Sanki bu evden gidebiliyorsun da Soonyoung'a hava yapıyorsun. Onu bunu bırakın bu Hansol neden sana bu kadar öfkeli belki de kırgın onu düşünün."

Haklıydı. Chan hep haklıydı. Lanet olsun ki ilk defa haklı olmamasını dilemiştim.

Kendimi Chan'ın kucağına attım, başımı bacaklarına yasladım.

"Gerçekten bilmiyorum. Soon söyleyene kadar eskiden tanıştığımızı bile bilmiyordum."

Of bu konu da ayrı bir şeydi. Adamın evinde kalıyordum ama onu tanıdığımı bile hatırlamıyordum. Hayır ucundan hafızama bir anı kıvılcımı düşse onu alıp ateşe çevirecektim ama nerde Soon'un anlatmaları bile işe yaramıyordu.

"Sen küçükken çirkef bir şeydin" diye devam etti Chan sanki şimdi küçüklüğümden farksızdım.

"Değişen bir şey yok" dedi Soon.

"Of Soonyoung bir sus. Neyse işte o çirkefliğinle onun kalbini kıracak bir şey söyledin diye düşünüyorum. Hayır buna eminim. "

Gayet mantıklıydı ama büyük bir sorun vardı söylediğim cümleleri ya da kelimeyi nasıl hatırlayacaktım? Daha demin ne yediğimi bile hatırlayamayan bir insanım ben.

"Nereden hatırlayabilirim." Dudaklarım istemsizce büzüldü. Kalbim adeta çığlık atıp ağrıyordu.

"Çocuklar kalbim neden bu kadar ağrıyor?"

Soonyoung da Chan da önce telaş yapıp beni hastaneye götürmeye zorladı ta ki ben durumu açıklayana kadar.

"Kesin vicdan azabı çekiyorsun küçükken ona yaptığın davranış yüzünden."

Umarım Soon haklıdır.

Chan sessizdi. Yüzündeki o ifadeyi biliyordum. Benim nefret edeceğim bir şeyi dile nasıl getireceğini tartıyordu.

"Dökül Chan."

"Şey ondan hoşlanıyor olmayasın?"

Hızla doğrulup Chan'ın üzerine atladım.

"Ya öleceğim beni boğmayı kes. İmdat!"

~

"Akşam kaçta çıkıyorsun?"

Yutkundum. Neden bunu soruyordu durduk yere?

"Sekiz buçuk gibi evde olurum."

"İyi içeri girmeden beni ara birlikte gidelim."

Nereye? Ben randevuya mı çıkarılacaktım yoksa? Ay kendine gel Seungkwan ne alaka randevu falan!

"Nereye?"

housemate 'verkwan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin