14'hayatımda gördüğüm en güzel insansın

274 39 93
                                    

Kafeden nasıl çıktığımı dahi hatırlamıyordum. O kızın tehditlerini Hansol'e anlatmam gerekli miydi yoksa kulak arkasına mı atmalıydım? Hiçbir şey bilmiyordum ve bu da beni deliye çeviriyordu. Altta kalmak gibi bir niyetim yoktu fakat Hansol'ün bu durumu kafasına takıp üzülmesini de istemiyordum sanırım bu konuyu sineye çekmeliydim.

İçeri girdiğimde Hansol'ü bilgisayar başında gördüğümde aniden heyecanlandım. Saçları ıslaktı ve düşünceli ifadesi ile oldukça çekici görünüyordu.

"Ne yapıyorsun?"

Geldiğimi duymamış olacak ki irkilip o güzel gözlerini kocaman açarak bana baktı.

"Ödev."

"Bir şey soracağım ama yanlış anlamak yok tamam mı? Sadece merakıma yenik düştüğümden dolayı soruyorum."

Masadan kalkıp koltuğa oturdu ve beni de yanına oturttu.

"Sevgilin nasıl biri?"

Suratında saniyesinde alaycı bir sırıtış belirmişti.

"Neden merak ediyorsun ki onu?"

"Öyle işte."

"Bilmem ve o benim sevgilim değil."

Tüy gibi hafiflemiş hissediyordum. Sevgilim değil dedi inanabiliyor musunuz? İçimde kuduran çocuğu bastırmaya çalışarak sakince cevap verdim. "Ama siz şey yapıyordunuz."

"Ne yapıyorduk?" diyerek aramızdaki mesafeye sıfıra indirip gözlerini dudaklarıma yöneltti.

Sıcak basmıştı. Bacaklarımın ve ellerimin titremesine dur diyemiyordum. Hansol'ün bu durum çok hoşuna gitmiş olacak ki bir elini yanağımdan dudaklarıma doğru gezdirmiş nefes almamı zorlaştırmıştı. Bir süre öylece durup gözlerini kapadı Hansol. Daha sonra ise dudaklarımın üzerinde hissettiğim sıcak, yumuşak dudakları ile tamamen nefessiz bıraktı beni. Sanki dünya dönmeyi bir kaç saniyeliğine bırakmıştı. Hayal görüyor olma olasılığım yüzde kaçtı? Çünkü bu benim rüyalarımın aynısıydı. Hatta daha da inanılmazı haliydi.

Hansol dudaklarımın üzerindeki hakimiyetini arttırıp ona karşılık vermem için sabırsız sesler çıkarıyor dilini dilim ile buluşturmak için can atıyordu. Buna izin verdim. Ağzımın içinde dolaşan dili yüzünden mi yoksa yavaştan belimden aşağılara kayan eli yüzünden mi eriyip yok olacağımdan emin değildim ama bildiğim bir gerçek vardı ki o da her dokunuşunda ona daha çok yaklaşmak ve bir bütün olmak istiyordum. Hiç dursun istemiyordum.

Nefes almak için kısa bir süre dudaklarımdan uzaklaştığında fısıltı ile "Bunu ne kadar uzun süredir hayal ettiğimi biliyor musun?" diyerek öpmekten kızarmış dudaklarıma tekrardan öpücük kondurmaya başladı.

"Hayatımda gördüğüm en güzel insansın."

Bu son damlaydı artık dayanamamış gözyaşlarımı özgür bırakmıştım. O bana kocaman gözleri ile şefkatle bakıp saçlarımı okşadığında gözyaşlarım daha hızlı akıyordu.

Ağlamayı bırakıp tekrardan güzel, tadını en sevdiğim -evet dakikasında en sevdiğim şey olmuştu- dudaklarına yapıştım. Öpüşmemiz iyice yoğunlaştığında beni kucağına alarak -odaya götürmeyi planladığını düşünüyordum- ayağa kalkmıştı fakat çığlık sesi ve saçımın çekiştirilmesi ile beni kucağından indirmiş, saçlarımı yolan kızın ellerini çekmeye çalışmıştı.

"Seni uyarmıştım!"

Kızın elinden kurtulduğumda saniyesinde üzerine atlamış bukle bukle saçlarını yolmaya başlamıştım.

"Hiç kimse ama hiç kimse benim saçlarıma dokunamaz!" diye bağırırken Hansol'ün kollarında bulmuştum kendimi.

"Takıntılı olmayı kes ve evimizden defol git! Biz sevgili değiliz."

"T-takıntılı değilim ben! Biz çok mutluyduk bu iğrenç şey senin ev arkadaşın olana kadar."

Bana iğrenç diyordu. Kafayı yemiş yelloz!

"Mingyu şu kızı götür ve bunu da seninle sonra konuşacağız."

Harika cidden harika! İlk öpüşmemizin içine bir yelloz gelip sıçmıştı. Sinirden ne diyeceğimi bile bilmiyordum. Mingyu da kızı evimize tam zamanında getirmişti!

"Sevgili değilseniz neden böyle davranıyor!" Sinirimi Hansol'den çıkarmanın en iyi yol olduğunu düşünmüştüm saniyesinde.

"Dediğim gibi takıntılının teki ve bana bağırma!"

"Asıl sen bana bağırma piç! Hem kızı başımıza sarıyor hem de üste çıkıyor."

Siktir. Bu aşırı olmuştu.

"Sikeyim."

Kapıyı çarpıp evden ayrıldığında koltuğa çöküp başımı ellerimin arasına aldım. İşte şimdi sıçtın Seungkwan. Topla toplayabilirsen.

"Ne var Chan?" Telefonu açtığımda karşıdaki çığlık atan Chan yüzünden ayağa fırladım.

"Düzgün konuş anlamıyorum."

Ağlaması şiddetlendiğinde yanına gitmek için acele edip evden ayrıldım.

~

"Yatağın altından çıkıp anlatacak mısın artık?"

"Kaplanımı rahat bırak piç Chan!"

Soonyoung'a göz devirdim. Tamam onun için önemliydi kaplan peluşu ama Chan sessiz sessiz ağlayıp yüzünü yorganın altından çıkarmazken nasıl böyle taş kalpli olabilirdi?

"Wonwoo'nun yanına markete gideceğim neyin var çabuk anlat."

"Siktir git Soon ben buradayım!"

Yetti artık. Onsuz da mutluyuz biz. Kendisi sevgilisine koşabilir.

"Kes sesini Kwan."

Zorla yorganı açıp Chan'ı gözlerime bakmaya zorladım. Berbat görünüyordu. Gözleri kanlanmış bu da onun en az 1 saattir ağladığını, kuru ve parçalanmış dudakları ise stresten onları kemirip kopardığını anlatıyordu. Yani durum oldukça ciddiydi.

"Orospu çocuğu."

"Kim?" diye sordu Soon.

"Hayatımda ilk defa bu kadar zevk almıştım, bu kadar güzel hissetmiştim. Geldi iki sözü ile berbat etti!"

"Kim?" diye tekrarladı Soon.

Gözlerini ovalayıp bana baktı. "Shua."

"Ne!"

"Neymiş yatmamız önemli değilmiş benim gibi bir çocukla işi olmazmış. Piç niye birlikte olmak için yalvardın o zaman?"

Chan bana tokat attığında sinirle yataktan kalktım. Bu huyundan nefret ediyordum işte birine sinirlendiğinde karşısında kim varsa ondan çıkarıyordu acısını.

"Bir de sesli mesaj atmış!"

"Shua öyle biri değil ki."

Chan bir hışım yataktan kalkıp peluşu sinirle bana atarak odadan çıktı. Pijamalarıyla evden ayrıldığında ise o zaman Shua'nın bittiğinin farkına vardım. Chan böyle bir durumun altında kalmazdı ve bu beni feci korkutuyordu.

Sinirle Soon'a baktım. Chan'ın peşinden koşmak yerine öylece dikiliyordu başımda.

"Koşsana be! Burada kendi halime yanmam gerekirken olan duruma bak çıldıracağım!"

~
Selamlar bitmesine cok az kaldigini fark ettim su an :(

~Selamlar bitmesine cok az kaldigini fark ettim su an :(

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
housemate 'verkwan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin