ŞİROİVA LİSESİ, 4-B SINIF ÖĞRENCİ LİSTESİ
1. Jackson
2. Miniju
3. Sehun
4. Sana
5. Taemin
6. Yerim
7. Jin
8. İrene
9. Jungkook
10. Miyeon
11. Taehyung
12. Eunha
13. Hanbin
14. Nancy
15. Solar
16. Suho
17. J-hope
18. Mina
19. Yoongi
20. Hwasa
21. Jongin (Kai)
22. Momo
23. Rosé
24. Wendy
25. Daehyun
26. Tzuyu
27. Namjoon
28. Somi
29. Jennie
30. Lalisa
31. Felix
32. Ryujin
33. Jimin
34. Yoona
35. Hyunjin
36. Yuna
37. Jisoo
38. Joy
39. Bambam
40. Moonbyul
41. Seulgi
42. Nayeon***
"Herkese günadın."
Konuşan Sakamoçi'ydi. Hoparlörlerin nereye yerleştirildiğini anlayabilmeleri imkânsızdı ama araya giren metalik ses dışında Sakamoçi'nin sesi gayet net ve yüksekti. Hoparlörler büyük ihtimalle sadece okula değil adanın her noktasına yerleştirilmişti.
"Rehberiniz Sakamoçi konuşuyor. Saat şu an sabahın altısı. Nasıl gidiyor bakalım?"
"Mükemmel gidiyor. Acaba aramıza katılmak ister mi? Piç kurusu." dedi Lisa sinirle.
Jennie yüzünü buruşturmak istedi ama Sakamoçi'nin böyle neşeli bir sesle konuşması onu o kadar şaşırtmıştı ki ağzı açık kalmıştı.
"Pekâlâ, şimdi size ölen arkadaşlarınızın isimlerini okuyacağım. Önce 1 No.lu Jackson."
Jennie'nin yüzü kaskatı kesildi. Evet, sınıf arkadaşlarından biri daha ölmüştü ama Jackson'un isminin okunduğunu duymak kendisi için çok daha fazlasını ifade ediyordu.
Jennie onu bıraktığında Jackson henüz yaşıyordu. Bir başkasını daha öldürmeye teşebbüs ederken mi hayatını kaybetmişti? Ya da orada öylece baygın bir halde yatarken... okul yasak bölge ilan edilmiş ve boynundaki tasma havaya uçarak paramparça olmasına mı neden olmuştu?
Sebep ne olursa olsun Jennie onu baygın halde bıraktığı için kendini hiç iyi hissetmiyordu. Aklını kurcalayan bu düşünceler diğer isimlerin okunmasıyla birlikte bir anda kayboldu.
"17 No.lu J-hope, 19 No.lu Yoongi, 33 No.lu Jimin, 41 No.lu Seulgi, 6 No.lu Yerim, 8 No.lu İrene, 10 No.lu Miyeon ve 28 No.lu Somi."
Bu isimler hayatta kalma şanslarının biraz daha arttığı anlamına geliyordu ama Jennie bunu fark edecek durumda değildi. Başı dönüyordu. Ölen arkadaşlarının yüzleri zihninden birer birer geçti. Hepsi öldürülmüştü ve bu da aralarında katillerin olduğunu gösteriyordu. Tabii eğer içlerinden bazıları intihar ederek ölmediyse.
Oyun devam ediyordu. Oyun inkâr edilmez bir şekilde ilerliyordu. Uzun süren bir cenaze merasimi ve siyahlara bürünmüş bir kalabalık. Yüzünde, küçük dağları ben yarattım, der gibi ciddi bir ifade olan, siyah takım elbiseli bir adam onlara sesleniyor. "Ah, siz şu Jennie ve Lisa mısınız? Evet, doğru biraz erken gelmişsiniz ama az önce sizin için ayırdığımız mezarların önünden geçtiniz. Mezar taşınıza okul numaralarınız olan 29 ve 30 sayılarını kazıdık. Endişelenmeyin özel bir ödülümüz de olucak."
"Gayet iyi gidiyor, çocuklar. Doğrusu çok etkilendim. Şimdi sıra yasak bölgelerde. Yasaklanan bölgeleri ve ne zaman yasaklanacaklarını okuyacağım. Haritalarınızı çıkarıp işaretleyin."
Hâlâ sınıf arkadaşlarını kaybetmenin verdiği şoku üzerinden atamayan ve Sakamoçi'nin bu ses tonuyla konuşmasına büyük öfke duyan Jennie istemeden de olsa haritasını çıkarmak zorunda kaldı. Lisa kucağında oturan Jennie'nin omuzuna yaslanıp haritayı işaretlemesini izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Battle Royals |JenLisa|
FanfictionPUGB Mobile ve Açlık Oyunları'nın ilham kaynağı olan Battle Royels'in uyarlmasıdır. Varoluş ile vicdanın mücadelesi: Bir adaya hapsedilmiş 42 öğrenci. Şiddet dolu, kâbus gibi bir oyun. Onlarca silah, psikolojik bir savaş ve tek bir kazanan... *** "...