ŞİROİVA LİSESİ, 4-B SINIF ÖĞRENCİ LİSTESİ
1. Jackson
2. Miniju
3. Sehun
4. Sana
5. Taemin
6. Yerim
7. Jin
8. İrene
9. Jungkook
10. Miyeon
11. Taehyung
12. Eunha
13. Hanbin
14. Nancy
15. Solar
16. Suho
17. J-hope
18. Mina
19. Yoongi
20. Hwasa
21. Jongin (Kai)
22. Momo
23. Rosé
24. Wendy
25. Daehyun
26. Tzuyu
27. Namjoon
28. Somi
29. Jennie
30. Lalisa
31. Felix
32. Ryujin
33. Jimin
34. Yoona
35. Hyunjin
36. Yuna
37. Jisoo
38. Joy
39. Bambam
40. Moonbyul
41. Seulgi
42. Nayeon***
Sınıf başkanının gümüş gözlük çerçevelerinin ardından bakan gözleri Jennie'nin gözleriyle buluştu. Her zaman düzgün bir şekilde yandan ayırdığı saçları şimdi karmakarışıktı. Gözlük camları kirlenmiş ve arkalarından bakan kan çanağına dönmüş gözleri tıpkı Taemin'inkiler gibi kocaman açılmıştı. Bambam'ın yüzü sınıftakilerden farksız bir şekilde inanılmaz derecede solgundu ve yine Warhol'un serigrafı baskılarından birini andırıyordu. İnsanlıktan çıkmış gibi bir hali vardı.
Bambam'ın elindeki silah geriye doğru sarsıldığında Jennie iki büklüm olup kendini arkaya attı. Silahtan gelen patlama sesiyle birlikte küçük bir alev çıktı. Jennie sıcak bir şeyin başını yalayıp geçtiğini hissetti. Elbette bunu sadece hayal etmiş de olabilirdi. Her halükârda kurşun onu ıskalamıştı.
Hâlâ sırtüstü yerde yatıyordu ve düşünmeye zamanı yoktu. Sadece yerde geri geri sürünerek uzaklaşmaya çalıştı. Altındaki uzun otlar hışırdıyordu.
Bambam çok yakındaydı. Jennie kaçamadı. Bambam ondan sadece birkaç metre uzaktaydı ve elindeki silahı göğsüne doğrultmuştu.
Jennie'nin yüzü, bir heykelin yüzü kadar gergindi. Şimdi içini ne Lisa'yı koruma isteği ya da başka herhangi bir şeyden çok, gerçek bir korku kaplamaya başlamıştı. Tabancadan çıkacak bir sonraki küçük kurşun beni öldürecek! Beni... öldürecek!
"Dur!" diye bağırdı farklı bir ses.
Bambam ani bir hareketle yan tarafa döndü. Jennie de onun bakışlarını takip etti ve...
Tapınağın gölgesinde uzun biri duruyordu. Bu bir gangsterinki kadar sert ve soğuk yüzüyle Jungkook'du. Elinde bir pompalı tüfek vardı (kısa namlulu bir Remington M-31).
Bambam hiç beklenmedik bir anda Jungkook'a ateş etti. Jennie, Jungkook'un hızla eğildiğini gördü. Yere diz çöken Jungkook'un elindeki tüfek bir alev makinesi gibi kıvılcımlar saçarak ateş aldı. Bambam'ın sağ kolu göz açıp kapayana dek havaya uçmuştu. Etrafı kanlı bir duman kapladı. Bambam boş gözlerle üniformasının kısalan koluna bakıyordu. Az önce silahı tutan kolunun elinden dirseğine kadar olan kısmı şimdi otların üzerinde duruyordu. Jungkook hızlı bir hareketle tüfeğe yeni bir fişek sürdü. İçindeki saçmaları boşaltan kırmızı renkli plastik fişek kovanı dışarı fırladı.
"AHHHH!" Bambam neler olup bittiğini farkına varınca bir hayvan gibi uludu. Jennie onun dizlerinin üzerine çökeceğini düşündü.
Ama öyle olmadı. Sınıf başkanı bunu yapmak yerine kopan koluna koştu. Sol eliyle yerde duran sağ elinin parmaklarını çözüp silahını aldı. Sanki tek kişilik bir bayrak yarışındaydı. Harika. Jennie kendini bir kez daha kötü bir korku filmi izliyormuş gibi hissetti. Hatta daha da güzeli kötü bir korku romanı okuyor gibiydi.
Kahretsin, bu berbat bir şeydi.
"Dur!" diye bağırdı Jungkook ama Bambam onu dinlemeyip silahını üzerine doğrulttu.
Jungkook bir kez daha ateş etti. Bambam'ın öne doğru eğilen vücudu üçgen şeklini aldı. Kalçası uzun atlama yapmaya hazırlanan bir sporcu gibi dışa doğru fırlamıştı. Bambam'ın ayakları toprağa değdi ve sanki hızlı çekim bir görüntü seyrediyorlarmış gibi neredeyse aynı anda yüzüstü yere yuvarlandı. Upuzun otların içine gömülüp hareketsiz kaldı.
Jennie güçlükle de olsa ayağa kalktı.
Otların arasından Bambam'ın bedenini görebiliyordu. Okul ceketinin bel kısmında koca bir delik açılmıştı ve içindekilerle bir sosis fabrikasının atıklarının boşaltıldığı çöp bidonuna benziyordu.
Jungkook cesetle fazla ilgilenmedi ve tüfeğiyle birlikte hızla Jennie'ye doğru yaklaşmaya başladı. Tüfeğe bir kez daha fişek sürüp içindeki boş fişek kovanını çıkardı.
Olayın böylesine hızlı gelişmesi ve Taemin ile Bambam'ın dehşet verici ölümleri Jennie'yi perişan etmişti ama güçlükle nefes almaya çalışarak, "Bekle, ben..." demeyi başardı.
Jungkook, Bambam'ın cesedinin arkasında durdu. "Sakın kıpırdama. Elindeki silahı yere at," dedi. Bu sözlerle birlikte Jennie baltayı hâlâ tuttuğunu fark etti.
Ona söyleneni yaptı. Her tarafı kana bulanan balta gürültüyle yere düştü.
İşte tam o sırada, patikanın dik bir yokuşa dönüştüğü yerde Lisa ortaya çıktı. Bacağını sürüye sürüye yürüyen Lisa, Jennie ve Taemin'in aşağıya yuvarlanırken açtıkları yolu takip ederek çalıların arasından geçti. -Jennie birden Taemin'inle boğuşmalarının üzerinden bir dakikadan az bir zaman geçmiş olduğunu fark etti- Silah sesleri yüzünün bembeyaz kesilmesine neden olmuştu ve şimdi yerde yatan Taemin ve Bambam'ın cesetleri ile az sonra yüzleşmeye hazırlanan Jennie ve Jungkook'a bakarken nefesini tutuyordu.
Lisa olayları anlamaya çalıştı ama Jungkook'un, Jennie'ye doğrulttuğu silah onun sinirini o kadar bozmuştu ki şu an sadece Jungkook'un elindeki silahı onun müsait bir yerine sokmak istiyordu. Zaten bakışları bile belli ediyordu öfkesini.
Jungkook, Lisa'yı hemen fark etti ve tüfeğini bu defa ona doğrulttu. Lisa olduğu yerde duruşunu değiştirmeden ona sinirle bakmaya devam etti. En azından namlu artık Jennie'yi göstermiyordu.
"Kes şunu!" diye bağırdı Jennie. "Lisa benimle beraber! Biz kimseyle çatışmak istemiyoruz!"
Jungkook yavaşça Jennie'ye döndü. Gözlerinde tuhaf, ifadesiz bir bakış vardı. Jennie bu defa soğuk ve sert bakışlarıyla kendisine bakan Lisa'ya seslendi. "Lisa! Jungkook benim hayatımı kurtardı. Jungkook bizim düşmanımız değil."
Jungkook, Lisa'ya baktıktan sonra bakışlarını tekrar Jennie'ye çevirdi. Ardından elindeki tüfeği yere indirdi.
Bir süre daha hiç kıpırdamadan olduğu yerde duran Lisa ifadesizce ellerini havaya kaldırıp elinde silah olmadığını gösterdikten sonra neredeyse kayarak dik yokuştan aşağa indi. Sendeleyerek sağ ayağını sürmeye başladı ve Jennie'nin yanına ulaştıktan sonra ona öfke dolu bir bakış atıp başını Jungkook'a çevirdi. Jennie, Lisa'nın bu soğuk tavrıyla yutkunup o da Jungkook'a döndü.
Jungkook karşısında sert ve soğuk duran Lisa ve kaçamak bakışlarla yanındaki kıza bakan Jennie'ye gülümser gibi oldu. Eğer gerçekten gülümsediyse Jennie onun gülümsediğine ilk kez şahit oluyordu.
"Tamam, tamam." dedi Jungkook. "Her halükârda saklanmak zorundayız. Böyle ortalık yerde durmamız bizim için hiç de iyi olmaz."
Kalan Öğrenci Sayısı: 29
***
Selam!
Jungkook sandığınız gibi biri mi?
Bu arada kitabın gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kendinize dikkat edin millet💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Battle Royals |JenLisa|
FanficPUGB Mobile ve Açlık Oyunları'nın ilham kaynağı olan Battle Royels'in uyarlmasıdır. Varoluş ile vicdanın mücadelesi: Bir adaya hapsedilmiş 42 öğrenci. Şiddet dolu, kâbus gibi bir oyun. Onlarca silah, psikolojik bir savaş ve tek bir kazanan... *** "...