Normalde başa hiç not eklemem ama lütfen kitaba oy verin,hayalet okuyucu olmayın ve Flower kitabımada bir göz gezdirebilirssiiniiz bu fice benzemiyor ondan hoşlanmayabilirsiniz.
Sizi seviyorum❤
---------------------💜🦄---------------------
Evli olarak kalktığım ilk sabahta ilk neredeyim diye etrafa baktım,sonradan nerde olduğumu hatırladım. Benim kahvaltı hazırlamama gerek kalmadan kendisi gitmişti,tabikide kahvaltı hazırlamak zorunda değildim ama aç aç gitmesini istemezdim ve giderken onu görmek istiyorum.
Eminim ki bu onda etki bırakacaktır,küçük bir şeyde olsa. Tabi ilk olarak kaçta uyandığını öğrenmeliydim. Onu aramalı mıydım eve gelişini mi beklemeliyim?
Dostum evlilik beni nasıl tek gece değiştirebilir saçmalıyordum,eve gelince sorardım. Zaten Jungkook'ta telefonu güle oynaya açmayacaktı muhtemelen sabah sabah onun bana sövmesini mi dinleyecektim birde.
Telefonumun çalmasıyla yüzümü kuruladım ve hızla telefona gittim. “Efendim anne?” dememle annem “Jimin,nasılsın? Nasıl geçti?” demesiyle sabah sabah içtiğim su boğazımda kalmıştı “Ne nasıl geçti?” dememle “Ney olacak oğlum? Akşam-” demesiyle telefonu suratına kapadım. Birde bu kadının beni düzgün satmıştı diye kontrolünü mü dinleyecektim?
Sabah sabah herkese rest çekmiştim gerçekten. Kapının çalması ile sabır dileyerek kapıya gittim. Karşımda gördüğüm yüzle az kalsın kadına ne işin var diyecektim “Davet etmiyecek misin Jimincim?” dediğinde İrene’nin annesi ve arkasında ki İrene’ye baktım. “Buyrun da ben evleneli ve 24 saat olmadı baya hızlısınız,sizde çat kapı gelmek normal herhalde” dedim.
Daha pijamalı ve kahvaltısız duruyordum? Gerçekten her şeyi ertelerken bunların gelmesi daha kötüydü. İçeri girip koltuğa oturdular bir taraftan etrafı süzdüler. Sonra İrene’nin annesi beni süzüp olumsuz mırıltılar çıkardı “Biz sabah 6da uyanırız,sen hala pijamalısın ama..” dedi ve bir şeyler düşündü “Aman tanrım sen kocana kahvaltıda mı hazırlamadın? O bir kurt bolca enerji almalı hemde alfa!” dediğinde İrene gülerek bana baktı.
İkisinede bakmayı keserek mutfaktan kahvemi alıp yanlarına geldim “Eli var” dedim ve kahvemden yudum aldım. Bana anlamadığına dair bakışlar yolladığında “Jungkook'un eli var ve o'da bunu bildiğinden sorun etmedi” dedim. Sorun etmedi kısmı şüpheliydi ama severek evlenmişiz gibi durması gerekiyordu. Gerçi Jungkook sorun etseydi beni uyandırırdı.
“Sen gerçekten pervasızsın” diyen İrene’yi pek takmadım “Aynen,ben giyinmeye gidiyorum izninizle,lütfen evi karıştırmayın” dedim ve yukarı çıktım. Daha kıyafetini giyemeden beynim dolmuştu. Kıyafetlerimi giydikten sonra aşağı indim. “Jungkook'u haketmiyorsun,aslında İrene onunla evlenecekti” dediğinde artık kafamda şimşekler çakıyordu.
“İrene gibi becerikli,hem güzel bir kız varken senin gibi pasaklı ve çirkin biriyle nasıl evlenir? Hem sen kurt bile değilsin.” dedi. İlk başta kendimi toparlamaya çalışarak derin bir nefes aldım “Evimden derhal çıkın,benim evimde benimle böyle konuşamazsınız. Lütfen ben sakinken evden çıkın.” dememle hızla evden çıktılar.
Kendi kendime sabır diliyordum kendi ruh sağlığım için. Onlar gider gitmez duş yapmıştım aklımı başıma toplamak için çünkü eğer çok sinirlenirsem olacaklardan korkuyordum. Birde bunlar üst seviyedeki insanlardı,Jungkook'un boşu boşuna zorda kalmasına gerek yoktu ama bunlar böyle yaptıkları sürece benim onlara iyi davranmam söz konusu değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mellifluous +Jikook
Teen FictionÇok durusun Park Jimin,bense kirden gözükmeyen bir adamım. +tamamlandı