"Sen kime güzel kız diyorsun lan?.!" Diye bağırtının gelmesiyle arkamı döndüm. "Bekle sen! Kankama güzellik diyeceksin lan öyle mi!? Ben onu diğer kankama saklıyorum at ağızlı!" Diye bağırdıktan sonra Çocuğa pis bir yumruk geçirdi Ulaş.Elim ağzıma gitmiş, ağzımda 'O' şeklini almıştı.. "Ulaş!! Ne yapıyorsun olum sen!?" Diye bağırarak kenara ittim.
"Ben seni Sôl kankime sakladım." Bir de hala konuşuyordu "Ulaş... Kaybol lan gözümün önünden!"
"Burada durmam söylendi. Yani söyledim. Hayır yani geldim. Geldim işte. Ben geldim. Kimse bana söylemedi. Ben geleyim dedim bir baktım- Of!" Deyip somurttu. Kendini ele vermişti.
"İyi misin?" Diyerek çocuğa döndüm. Gözüne bir şey olmamıştı. Tabi Ulaş vurduğunda az vurmuştu.
"İyiyim. Kardeşim senin kafadan sıkıntın mı var!?" Diyerek Ulaşa döndü "Gelip Sağ mıdır o nasıl addır! Dalga mı geçiyorsun olum sen! Sağ kankisine saklamış! Allah'ın delisi! Sağ mıdır artık nedir-!"
"Sôl." Diyerek cevapladı bir ses. Hem soğuk hem sakin, hem de bir bıçak kadar kesici çıkan ses geldi.. "Ama senin gibi değersiz insanların anlayabileceğini sanmam."
"İnsanların değerine görünüşe göre karar veriyorsan işiniz var desene."
"Hayır. Yavşaklığını 1 kilometreden alıyorum."
"Köpek misin koku alıyorsun?"
"Demekki kabul ediyorsun Yavşak olduğunu?"
"Demekki köpek olduğunu kabul ediyorsun?"
İyice dip dine girmişlerdi. Kaşları çatılmıştı. Sôl, hala aşırı sakin ama kesici feci keskin konuşuyordu. Hiç beklemediğim bir şey yaptı ve çocuğa yumruğunu indirdi.. ama bu sefer feci sert inmişti..
"Sence oradan bakınca köpek gibi mi duruyorum?" Çocuk devam etti "evet."
"Hayvanlar, karşılarındakini kendileri gibi görürmüş bilir miydin?" Demesiyle pis girmişti..
"Artık susar mısınız!" Diyerek araya girmek istedim. "Çocuk, size ne yaptı?"
"Kankama yavşadı." Dedi Ulaş. Sôl ise rüzgardan önüne uçan saçını çekmeden gözlerini gözlerime dikti.. Gözlerinde yeşil, kahverengi renkleri karmakarışıktı..
"Yavşama derken? Ulaş?" Çocuğa döndüm. "Gerçekten çok özür dilerim. Bu ikisi için.."
"Sıkıntı değil. Ama senin özrünü kabul etmem için benim bir şartım var işte." Yine başlıyoruz diye geçirdim. "Benimle bu akşamki partiye gelmenizi rica edeceğim." Dediğiyle gülümsedim.
"Tabii..!" Diyerek onayladım. Çocuk oda numaramızı aldı. Sonra da üçümüz geri döndük.
Giderken hiç kimse konuşmadı. Sôl, bir süreden sonra konuştu. "Hiç tanımadığın insanlarla partiye gitmek gibi bir huyun olduğunu öğrendik. Bu bilgi için teşekkür ederiz. (!)" dedi ve adımlarını hızlandırıp odaya girdi. Bense biraz daha ilerledim ve otelin kafesine gittim.
Şansıma okyanus kafede çıktı. Yanına gidip oturdum. "Noldu az önce orada? Balkondan az bir şey görebildim? Anlatsana!"
"Ya şimdi.. İtalyan nüfusu fazlalığından, karşıma aşırı yakışıklı bir çocuk çıktı-"
"Sôl den yakışıklı mı" diyerek beni kesti aynı anda kaşlarını da hareket ettiriyordu.
"Çocuk çıktı. Bu sefer ben başladım. Buna iltifata. Ama biraz anormal.. demiş oldum.." ona çocuğa dediklerimi söyledim kahkahalarla bağırmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İşte Şimdi Bittik Biz!
ChickLit"Onu kaybedeceğimi bilseydim sonsuza dek yüzünü izlerdim.." Siz de var mısınız? Onların üzüntüsünü mutluluğunu yaşamaya.?