"Yani siz şimdi sevgilisiniz?"
"Hayır." Dedim gözlerimi devirerek Sol nasıl yani işaretleri yapmaya başlamıştı. "Henüz bir teklif aldığımı hatırlamıyorum." Diye devam ettim.
"Ya ben- Off- Ugh- Um-" diyerek masadan kalktı sol. Sonra da kantinden çıktı. Biz de okyanuslarla gülmeye başladık. Taki o kız gelene kadar.
En başta hani dalacağım bir kız vardı? O kız yani Begüm şuan tam karşımda duruyordu. Kulağıma eğildi ve konuşmaya başladı.
"Seni bok saçlı! Solden uzak duracaksın. Mısın demiyorum duracaksın." Dedi ve uzaklaştı. Ben ağzım o şeklinde kalakaldım. Sonra kalktık ve begümün oturduğu yere gittim.
Sert bir tokat attım. "Sana sevgilimden uzak durup durmayacağımı sormayacağım." Dedim ve oradan uzaklaştım. Kız mort olmuş bir şekilde ve elimin izi olan yanağıyla bakakaldı.
Kantinden çıkıp otelde sınıf olarak kullandığımız odaya girdim. Birkaç kişi dışında herkes vardı. Bilin bakalım o birkaç kişi kim?
"Kızım neredesiniz siz! Arkadaşların nerede! Bir tek siz yoksunuz!" Dedi cırlak matematikçi. "Bugün dersinize benim yerine beden hocanız girecek. Beden dersi yapacaksınız. İşim var."
"Deli fevmi mi?!" Diye bağırdım yanlışlıkla. Sınıf gülmeye başladı. "O nasıl isim öyle!!" Diye bağırdı kadın.
"Hocam adam halatla işler çeviriyor. Benim sıkıntım değil!" Diye bağırdım.
En sonunda beden dersi için salona gittik. Sol ilk defa deli fevmiyi görecekti. "Pişt!" Diye bağırdım. "Hazır ol! Deli fevmi geliyor."
"Ne?" Dedi anlamayarak. Daha yararlı olacağını düşünerek tavanı gösterdim. Adam halatla kirişlerden atladı ve uçmaya başladı. Öğrenciler adam tepelerine gelince eğilmeye başladılar. Adam halatla sallanıyor uçuyor ve bağırıyordu.
"HÖLOOOOE!!!" Sol e baktığımda adama şokla bakıyordu. "Milena?.. bizim can güvenliğimiz yok.."
-
Beden dersini sağ Salim atlatmıştık ve ben soyunma odasına gidiyordum. Sollerinki daha yakındı.
"Merhaba güzellik." Diye bir ses duydum ve hızla arkamı döndüm. Son sınıflardan Burak'tı bu. Ve kafasının pek ayık gibi göründüğünü söyleyemezdim.
Beni hızla belimden tuttu. Ve kaçmamı engelledi. Çığlık atıyordum ama kimse duymuyordu. Dudakları tam dudağıma değiyorduki arkadan sol çocuğun arkasından bacak arasına tekme attı. Sonra da kafasını duvara vurdu. Zaten bayılmak üzere olan çocuk bayılıp kaldı. Hiç de üzülmedim hıh!
"İyi misin!?" Diye bağırdı sol. "Çığlığı duyunca çıktım." Demesiyle üstüne baktım. Tişörtü yoktu.
TİŞÖRTÜ YOKTU.
.
"Beni kesmeyi bırakacak mısın?" Demesiyle hızla ona döndüm. "S-seni kesmiyordum!!"
"Sen cidden yanlış anladın ben! Seni! Kesmek! Abartma istersen! Yani yakışıklı olmadığından değil! Yakışıklı değil değilsin zaten! Yani yakışıklı da değilsin!-" derken sözümü kesen sıcak dudakları oldu.
Yavaşça ve nazikçe öpüyordu. İçim düşmüyor değildi. Bunu fark etmiş olacakki dudaklarının kenarı kıvrıldı.
"Çocuklar! Bu burada yapılmaz! İnanamıyorum!" Diye bağırdı bir ses. "Resmen ortalıktasınız! Bir odaya gidin!" Kadın hocaya ters ters baktım.
"Hocam siz de burada bu kıyafetle boşuna değilsiniz bence fevmi hoca odasında." Dediğimle kadın kızardı kızardı ve kaçtı.
-
"Arkadaşlar size duyurum var! Bugün akşam artık evlerimize dönüyoruz! Kovit durumları azaldığından otele gelen müşteri sayısı arttı! Bu nedenle de otel sahibi anlaşmadan vazgeçmek istiyor. Eşyalarınızı toplayın 1 saate toplanma noktasında olun!" Müdürün Dediğiyle hepimiz odalara toplanmaya çıktık.
Artık bu güzel yeri bırakma vakti gelmiş de çatmıştı.
Odada zaten çok yayılmadığımızdan kısa sürede toplayabilmiştik.
-
Gece saat 1:02
Yolu kısa sürede tamamlamıştık. Evlere dağılırken aynı evin önünde inince dikkatler artmıştı. Bunu umursamadık ve indik.
Evin içine girdiğimizde sol ile karşılaştık. Zaten sol yanımızda değildi. Tam nerede olduğunu soracaksan belirmişti.
"Okyanus. Milenayı birazcık esir alıyorum." Dedi ve kolumdan çekti. Odama girdik. Arkadan okyanusun sesi geldi. "Oha! Bu kadar hızlı mı!"
Sol gözlerini devirdi. "Gel sana bir elbise seçtim." Dedi ve gardıroba sürükledi. "Sen sabah ortadan kaybolup buraya mı geldin?" Kafasını salladı ve elime bir kutu tutuşturdu ve odadan çıktı.
O çıkınca ben de elbiseyi açtım. Koyu Mavi önü kısa arkası uzun bir elbiseydi ve dekoltesi vardı. Tam da benim tarzımdı..
Elbiseyi giydim ve odadan dışarı çıktım beni bekliyordu. Oda güzel giyinmişti üstüne de sıcak olmasına rağmen paltosunu almıştı moda gereği.
Uzattığı elini tuttum. Birlikte arabaya bindik. Uzandı ve gözlerimi bağladı. "Gerekli mi?" Dememe onaylayan bir ses çıkardı.
Bir süre sonra gelmiş olacağız ki arabayı durdurdu. Gelip kapımı açtı ve beni dikkatlice çıkardı. Sonra da gözlerimin bağını açtı elleriyle bandın yerini aldı ve ellerini yavaşça çekti.
Karşımda ışıklarla süslenmiş bir masa vardı. Ağzım açık bir şekilde ona baktım. Arkasından bir Buket-Ayı çıkardı ve sordu.
"Sevgilim olur musun demek çok basit çıkardı ve inandığım şu ki ikimizde basit değiliz. Sana bu güllerin her birisinin yaprağının hücreleri kadar değer veriyorum. Benim için hem bir arkadaş hem de hoşlandığım kişi özelliğinde birisi oldun. Benimle bu yolculuğa çıkar mısın? Benim Pisa kulemin Milenası olur musun?"
Arkadaşlar çok üzgünüm gecikme için artık haftada iki gün belirleyeceğim o günlerde gelecek belki 3 de olabilir bilemiyorum bir sonraki bölümde belli olacaktır
Görüşürüzzzzz
Yeni bölüm bu akşam gelecekti* 26 Eylül **
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İşte Şimdi Bittik Biz!
Literatura Feminina"Onu kaybedeceğimi bilseydim sonsuza dek yüzünü izlerdim.." Siz de var mısınız? Onların üzüntüsünü mutluluğunu yaşamaya.?