#2 the resurected

354 24 24
                                    

Yanılıyor olamam değil mi? Geçen yıl Levi-san trafik kazasında ölmüştü. Evet. Hatta cenazesine bile gitmiştik. Onu gömdükleri yeri bile hatırlıyorum. Kendine gel Eren. Sadece başkasıyla karıştırdın hepsi bu. Hem onun Levi-san olduğundan nasıl bu kadar eminim ki yüzünü tam göremedim. Aptal Eren.

Bazen saçmalıyorum gerçekten kafamı kaldırdım ve tekrardan köprüye baktım. Her ne kadar karanlık olsa da caddedeki sokak lambasının ışığının bir kısmı köprüyü alıyor ve görünmesini sağlıyordu.

Ne?
Kimse yok mu?
Daha az önce buradaydı. Onu gördüme eminim. Belki de çoktan gitmiştir. Ama anında terk etmesi biraz tuhaf. Belki de olimpiyat koşucusu falandır. Saçma

Evin yolunu tutmuştum. Bütün vücudum titriyordu. Nedense içimi bir korku kaplamıştı.

Sadece çok ders çalışmaktandır eminim.

Çantamın dış cebinden evin anahtarını çıkardım. Eve girdim. Çoktan yatmışlar mı? İçeri geçtim. İçeri girmemle birlikte annemin tokatının da bir güzel tadına bakmış oldum.

"Ah! Anne bu ne içindi!"

Ağlıyordu. Yüzü kıpkırmızıydı. Şimdi ağlamaya başlamış olamaz değil mi? Önceden de mi ağlamıştı?

"Aptal! (Burnunu çeker) saatin kaç olduğundan haberin var mı senin?!"

Gerçekten de o kadar geç olmuş muydu?

"Seni...(Derin bir nefes alır) ne kadar merak ettim farkında mısın?!"

Çantamı here bıraktım ve ellerimi anneme sardım. Çok meraklandırmışım gerçekten ha? Bu kadar merak edeceğini düşünmemiştim. Hatta beni sallamazlar diye düşündüm. Olabildiğince kokusunu içime çektim.

"Özür dilerim anne, birdahaki sefere daha dikkatli olucam söz veriyorum."

Annem elerini saçımda gezdirdi bir süre.

Rahatlatıcı ve huzur verici...

"Herneyse bu kadar sulu gözlülük yeter yemeğini hazırladım mutfakta nerde yemek istersin oraya götüreyim.

"Aslında... Anne seninle konuşmak istediğim bir şey var bugün içerde yiyebilir miyim?!"

İçeriden mutfağa sesimin gitmesi için bağrıyordum.

"Pekala o zaman içeri getiriyorum."

Annem bir süre sonra tepsiye koyduğu yemeği içeri getirdi ve masaya koydu. İştah kabartıcı duruyor. Her konuda annemi geçebilirsiniz ama yemek konusunda asla. Onun yemekleri efsane. Şanlıyım ha?

"Babam hala işten dönmedi mi?

"Çoktan döndü çok yorgundu yemekten sonra hemen yattı."

"Anladım."

Uzun bir sessizlik oldu bir süre sonra bu sessizliği bozan ise annem olmuştu.

"Eren... Benimle ne konuşacaktın? Kötü bişey  mi oldu?"

Bir an konuya nasıl giriceğimi bilemedim. Anlatmalı mıydım gerçekten? Bir şey olmayacak mıydı? Beni ciddiye alır mıydı ki?

"Ah...(iç çekerek) anne aslında kurstan eve dönüyordum ve köprüde birini gördüm. Şey... çok emin değilim ama Levi-san'a benzettim. Acaba kafam çok mu meşgul? Son zamanlarda hep böyle oluyor birilerini Levi-san'a benzetip duruyorum.

「The resurreceted」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin