"Eren sen ne dediğinin farkında mısın?"
"F-farkındayım... Özür dilerim birdaha böyle saçma bir soru sormayacağım."
Levi-san yanımdan geçti ve kapıdan içeriye yatak odasına tekrardan girdi. Gardrobunu açmış ve içeriden pijamalarını almıştı. Daha sonra gardrobu kapatmış ve pijamalarını koltuğa atmıştı. Tişörtünün her iki ucundan da tutup kaldırmıştı. Ben ise şaşkınlıkla onu izliyordum.
"Oi dışarı çık da üstümü değişeyim."
Yüzümü saklayarak odanın kapısını kapattım.
Lanet olsun...
Çok seksi...
Onun yanında tam bir aptal gibiyim.Bir süre kapının önünde durmuş ve birkaç dakika sonra 'gir' komutunu aldıktan sonra yavaşça kapıyı açıp içeri girmiştim. Levi-san yatakta uzanmış ve yatağın diğer kısmını açık bırakmıştı.
"Uyku problemim olduğunu biliyorsun. Yatamam ama sen yatana kadar yanında kalabilirim."
Duyduğum cevapla birlikte içimdeki kelebeklenmeye engel olamıyordum. Elim ayağım titriyordu resmen. Yanına gittim ve yatağın içine girdim. Ben yatakta uzanıyordum fakat o yatağın diğer tarafında oturuyordu.
Gerçekten Levi-san tüm hayallerimi yıkıyor...
Ona sarılarak uyumak istiyorum...Belki de iki saat geçmişti ama ben hala yatamamıştım. Levi-san'da yatmadığımı görmüş ve kaşlarını çatarak bana bakmıştı.
"Hala yatmadın mı sen?"
Levi-san odunun teki.
Romantizm ile alakası yok.
Onu seviyorum ve kaç yıldır ona bunu göstermeye çalışıyorum.
Öldükten sonra bile onu sevmeye devam ettim.
Ama o...Suratımı asmış yatakta zoraki olarak gözlerimi kapatıp yatmaya çalıştım. Ona arkamı döndüm. 15 dakika boyunca hareketsiz kalınırsa yatabiliyormuşuz. Annemden ne kadar çok şey öğrenmişim.
Fizik kuralları hiçe çıktı. Yarım saattir gözüm kapalı uzanıyorum ama bir halt olmuyor!
Arkamı dönmeye korkuyorum çünkü Levi-san uyumadığımı görürse beni öldürürdü. Neredeyse iki saattir onu burda kalmaya zorluyordum. Ama onun da hiç sesi çıkmamıştı. Yatmış mıydı acaba?
Yavaşça yüzümü arkaya çevirdim. Çevirmemle Levi-san'ın öfkeden deliye dönmüş korkunç gözleriyle kavuşmam bir olmuştu. Etrafta ilginç bir şekilde bir gerilim vardı.
"Eren..."
Sertçe yutkunarak kafamı yüzüne çevirdim. Korkuyor muydum?
Kesinlikle!"ZIBAR YAT ARTIK!"
Korkudan gözlerimi yumup kendimi yorganın altına sakladım.
Uyu Eren...
Uyuman gerek...
Yoksa birazdan bu yatağın altından cesedim çıkacak!Levi-san'dan ses gelmiyordu. Aslında ufak tefek sesler geliyordu ama ben tam net duyamıyordum. Yatakta C şeklini aldım ve ne demeye çalıştığını ayırt etmeye çalıştım.
Ama Levi-san'dan gelen kıkırdama sesiyle şok olmuş bir biçimde üstüme çektiğim battaniyeyi biraz araladım ve yüzüne baktım.
O
Gülüyor
Muydu?Daha önce onun hiç güldüğünü görmemiştim.
Çok güzel...
Hafiften gözlerini araladı ve kendi kısık gözlerini benimkilerle buluşturdu. Yüzümdeki tebessüm devam ederken gözlerini hiç ayırmadan konuşuyordu.
"Sakın bana izlediğimiz korku filminden korktuğunu söyleme."
Alakası yok...
.
.
.
Ya da belki birazcık korkmuş olabilirim...
Ama birazcık...Cevap vermek yerine kafamı biraz daha battaniyenin içine gömdüm.
Acaba bana çok güler miydi?
Birden battaniyenin açılmasıyla düşüncelerimden ayılmış belimden yukarısını dışarı çıkarmıştım. Ama yatağa baktığımda Levi-san'ın yatağa uzandığını ve bana iyice yaklaştığını gördüğümde birkaç santim gerilemiştim.
Üstüne yatmadığı elini havaya kaldırdı ve elleriyle 'gel' hareketi yapmaya başladı.
Levi-san bu kadar cana yakın olamaz.
Sarhoş falan mıydı ki?
Böyle davranışlar hiç ona göre değil."Buraya gel seni aptal velet."
Sözleri hiç değişmese de en azından davranışları değişmişti.
Bu da bişeydi sanırım.Utangaç bir halle Levi-san'ın kollarının arasına girdim. Başımı onun boyun girintisine sokmuştum. Ben ona yaklaşınca o kollarını bana dolamış ve beni daha çok kendine çekmişti.
Cidden sarhoş mu acaba?
Ona bu kadar yakınken o erkeksi kokusu burnuma doluyordu. Şuan için ortada tek bir sıkıntı vardı.
Şimdi nasıl uyuyacağım ben!
Birden Levi-san ellerini saçlarıma daldırdı ve yavaşça kafamı okşamaya başladı. Bu hareketleri gerçekten beni delirtmeye yetiyordu.
Kulak hizama doğru eğildi ve kulağıma fısıldadı.
"Hadi uyu artık."
Titreyen ellerimi hafifçe ona sardım. Ben bile şuan ne yaptığımı bilmiyordum. Sadece anın etkisiyle yapıyordum işte.
Bir süre sonra kendimi uykunun tatlı kollarına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
「The resurreceted」
Romansa"Seni burda öldürebilirim. Nefesin kesilebilir. Bilincini kaybedebilirsin Eren. Ama şunu bil ki bir ölü asla boğularak ölemez" Seme: Levi Uke: Eren