3'tesadüf

438 60 39
                                    

Soonyoung etrafı taradı. Herkes aşırı gergin görünüyordu ve bu Soonyoung'un hiç hoşuna gitmemişti.

"Sorun nedir?"

Tombul adam sinirle oturduğu sandalyeden kalkıp taramalı tüfek gibi konuşmaya başladı. Adeta nefes almıyor Woozi'yi şikayet ediyordu.

"Ve biliyor musun bugünkü bekletmesinin sebebi bir pasta! Çilekli pasta yemesi gerekirken karadutlu beyaz çikolatalı pasta istiyormuş beyefendi. Bu pastayı yeni yaptırdık istediğinin yetişmesi imkansız ve benim seçtiğim pastayı yemek zorunda!"

Soonyoung adamın önünde yaşı yüzünden saygı ile eğilip Woozi'nin kaldığı karavana yöneldi.

Soonyoung karavanın önünde bir müddet bekleyip sinirinin yatışmasını bekledi. Bu sinirle karavana girerse ortalığı daha da kızıştıracağının bilincindeydi.

Yavaşça kapıyı tıklatıp açtı. Daha içeri girmeden evvel gözüne çarpan manzara öfkesini alevlendirmişti.

Woozi krem rengi koltukta oturuyor telefonu ile uğraşıyordu.

"Jihoon Bey."

Woozi başını kaldırdı. "Woozi."

"Peki Woozi Bey. Neden sorun çıkardığınızı bir de sizden duyabilir miyim?"

"Yeni menajerim isen şunu iyi bil. Ben kimseye hesap vermem."

Soonyoung dişlerini sıktı. Zaten canı burnundaydı Jisoo'nun bu darmadağın halinde yanında olamayıp oyuncu kaprisi çektiği için. Tekrardan dışarı çıkıp derin derin soludu ve içeri girdi.

"Ben Kwon Soonyoung."

"Yani?"

Karışmış saçlarını daha çok karıştırdı.

"JS Entertainment Başkan Yardımcısı Kwon Soonyoung."

"Anladım."

Bu muydu yani anladım mı? Soonyoung sabrının taştığını ellerinin sinirden kaşındığını hissetti.

Sinirli olduğu belliydi ama sakince konuştu. "İşim var doğru düzgün anlat olayı ben de çözüm bulup defolup gideyim."

"Çilekli pasta yemek istemiyorum."

"Sen çocuk musun! Profesyonel ol biraz. Alt tarafı bir pasta yiyecek ve bu çekimi bitireceksin."

"Çilekli pastayı hayatta yemem."

Woozi de keçi inadı vardı. Kimse onun izni dışında istediği bir işi yaptıramaz bir daha söylemeye cesaret bile edemezdi. Tabi bu yönetmen farklıydı artık ondan bezdiği için diretiyordu.

Soonyoung şakaklarını ovalayarak "Neden?" diye sordu.

"Nefessizlikten çırpınıp hastanelerde sürünmek istemiyorum da o yüzden."

"Çileğe alerjin mi var?"

"Evet."

Soonyoung kapıda dikilmeyi bırakarak Woozi'nin yanına oturdu. Onu kışkırtmamak için yüzüne samimi bulduğu gülüşünü yerleştirdi.
Bir an evvel bu saçma olayı halledip eve gitmek rahat bir duş alıp Jisoo'yu kontrol etmek istiyordu.

"Peki bunu neden yönetmene söylemedin?"

Ses tonu küçük bir kedi gibi uysaldı.

"Söylemedim mi sanıyorsun? O uyuz herif benim ölmemi her şeyden çok istiyor. Beni bu piyasadan silmekle tehdit ediyor. Onun istediklerini yapmamam normal değil mi?"

Woozi sinirden kırmızıya dönmüştü.

"Bizim oyuncumuzu tehdit etti öyle mi?"

Öfke Soonyoung'a kocaman bir ateş dağı gibi çökmüştü. Bu adamın yaptığı cinayete teşebbüs sayılırdı.

the other me'jihan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin