13'çaresizlik

305 44 52
                                    

Soonyoung'un gözü dönmüştü adeta kimseyi görmeyen kızgın boğalar gibi soluyor etrafına ateş saçıyordu. Jeonghan ile çıkan dedikodusu yüzünden canı oldukça sıkkın iken Jisoo'ya olanlar artık çizgiyi aşmış patlamasına neden olmuştu.

Jisoo onun her şeyiydi bunu dile getirmekten de göstermekten de çekinmiyordu. Onun saçının teline bir zarar gelse dünyayı herkese dar ederdi. Son kavgalarında da bunu ona söylemiş hatta en başından beri Jisoo'nun iyi kalpliliğine uyup bu başına bin bir türlü bela açan stajyeri kovmadığına da pişman olduğunu dile getirip kapıyı sertçe çarpıp evden ayrılmıştı. Ve şu an buradaydı tam olarak hiç haz etmediği stajyeri kovmak için karşısındaydı.

Gençler sinirden gözü dönmüş adama şokla bakıp neden geldiğini sorgularken Soonyoung'un sarışına sert bir tokat atması ile şaşkın gençlerin oldukları yerden sıçramasına sebep olmuştu.

"Kafayı mı yedin?" Kızarmış yanağını tutarken konuştu. Canı feci halde yanmıştı. Tokatın verdiği ağrı kulağına kadar yayılırken devam etti. "Bunu neden yaptınız?"

Kravatını gevşetip gözlerini pratik odasının kirli aynalarında dolaştırdı. "Cevaplarını bildiğin soruları sorma! Biz seninle ne konuştuk?"

Bağırması ile irkilen Jeonghan ne demesi gerektiğini çok iyi biliyordu fakat bu kalbine yakın bir yerlerde alev gibi yanıp canını acıtıyordu. Çaresiz hissediyordu. Bu adamdan, bütün gerçeklikten kaçmak istiyordu. Bu aşk denen şey Jeonghan'a çok ağır gelmişti, ezilmemek için son demlerini veriyordu.

Wonwoo göz yaşlarına boğulan Jeonghan'ı arkasına alarak konuşmaya dahil oldu. "Jeonghan, arkadaşını beladan kurtarmaktan başka hiçbir şey yapmadı."

"Daha büyük bir belaya sebep oldu amına koyayım sen neyden söz ediyorsun!"

"Bakın efe-"

Seungcheol'ün lafını bir bıçak gibi kesip bağırarak konuşmaya devam etti. "Jisoo'ya aşık olup birde açılması yetmezmiş gibi Joshua'yı da kendine aşık ederek benim arkadaşımın canına kast etmiş oldu! Ya senin yüzünden Jisoo'ya zarar verip hayatını yeterince zorlaştırmıyormuş gibi daha beterini yaparsa ne yapacaksın?"

Duyduklarından sonra bir parçası ölmüş gibi hissediyordu. Jisoo'ya herhangi kötü bir şey olursa nefes alamazdı. Bunu istemiyordu, ona iyi gelmek yaralarına merhem olmak istiyordu.

Tam bir aptaldı. Kalbinin kırılacağını, ilişkilerinin iyi bir sonuçla bitmeyeceğini biliyordu. Yine de kalbine söz geçirememiş her şeyi eline yüzüne bulaştırmıştı.

"Siktirip gidiyorsun bu şirketten. Hatta Seul'den taşınıyorsun. Daha fazla buralarda Joshua'nın gözü önünde dolaşmayacaksın."

Gidemezdi. Tek umudu olan şirketten ayrılmazdı. Sırf idol olmak uğruna okulunu bırakıp ailesini karşısına almıştı. Yaşadığı, göğüs gerdiği zorluklar zihnine hücum ederken titredi. Bazen aç kalmış bazen vücudunun ağrısından günlerce ayağa kalkamamıştı. Wonwoo'yla birlikte boşuna çekmemişti bu sıkıntıları. Her şeyi sil baştan yapması imkansızdı.

"Bunu yapamam. Lütfen hem kendime hem de ona yardım etmeme izin ver."

Hala Jisoo'yu düşündüğüne inanamıyordu Soonyoung. Kafayı sıyırmak üzere olduğunu hissediyordu.

"Efendim ne olduğunu tam olarak kavrayamadım fakat Jeonghan'ı kovamazsınız. Şirket kurallarını ihlal etmediği sürece bunu yapamazsınız ve kuralları ihlal etmedi."

Jeonghan minnetle baktı Seungcheol'e. Onu koruyup kollamaları hiç olmadığı kadar iyi hissettirmişti. Bu iki dostu da olmasa şimdiye kadar bayılıp kalmıştı buz prensin önünde.

"Öyle mi diyorsun?" diyerek kaşlarını havalandırıp Cheol'ü süzdü. "Sen de kovuldun."

"Ne?"

"Kovuldun."

"Bunu yapamazsınız!" Jeonghan haykırırken Soonyoung çoktan odayı terk etmişti.

Jeonghan, yere oturarak başını elleri arasına alıp kara kara düşünen arkadaşına baktı. Kalbi acıyordu, hiç bu denli çaresiz hissettiğini hatırlamıyordu. Kendi imkansız aşkı uğruna arkadaşının hayatını da karartmıştı.

"Lütfen ağlama bunu bir şekilde halledeceğim. Sen kovulamazsın!"

~

Jisoo altın sarısı kalemin arkasını dişlerken Jeonghan'ın bakışlarını, anlattıklarını yani ona acı veren tüm detayları düşünüyordu. Daha doğrusu bir türlü aklından söküp atamıyordu.

"Beni gerçekten seviyor mu? Anlattıkları neden doğruymuş gibi geliyor ve kalbime büyük bir sızı veriyor?"

Jisoo bu yaşına kadar ailesinden dahi sevgi görmemişti. Bunca zamana kadar olan bir kaç sevgilisi durumu öğrendiğinde bir yaratıkla sevgili olmuş gibi aşırı tepki vererek onu terk etmişti. Hatta bir sevgilisi para uğruna hastalığını kullanıp şantaj dahi yapmıştı. Bu olaydan sonra da Jisoo kimseyle görüşmemiş, kendini herkesten saklamıştı. Bu yüzden de birinin kendini seveceğine inancı yoktu.

"Kalbim neyin var böyle?" diyerek başını masasına dayadı.

Kalbi acıyordu. Üzerinde tepinip itina ile eziyorlarmış gibiydi. Daha önce tatmadığı bir duyguydu.

Jeonghan'ın üzerine fazla gittiğinden ötürü vicdan yaptığını düşündü ilkten. Ama vicdan azabı bu hissettikleri gibi olmuyordu ki. Sarışının sesi, mimikleri aklına hücum ettiğinde midesi kasılıyor, yanakları alev alıyordu.

"Yoksa sözlerinden etkilenip ona ilgi duymaya mı başladım?"

İmkansız diye düşündü Jisoo. Sadece bugün söylediklerinden ötürü olamazdı. Yaşadıkları her bir anı -karanlık depodan kurtardıktan sonra dizlerine yatırıp sakinleştirmesi, yatağa düşen sarı tutamları, evini basan pembe saçlı kadına karşı onu savunması- film şeridi gibi akıp geçmezdi gözlerinin önünden.

"Yoksa çoktan aşık mı oldum?"

Düşünceyi aklından kovmaya çalıştı. Çıldırmış olmalıydı! Birine aşık olamazdı. Hele o biri Joshua'nın hoşlandığı uğruna tehditler savurduğu kişiyse hiç olamazdı.

Jisoo bir nebze olsun nefes almak için şirket dışına çıkmaya karar verdi ve aceleyle montunu giydi. Tam çıkacağı esnada masadaki maskesini hatırlayıp adımlarını geri çevirdi ve maskeyi de hızlıca alarak taktı.

"Giremezsiniz beyefendi."

Jisoo kaşlarını çatıp dışarıda yaşanan karmaşayı dinlemeye başladı. Sonunda kapısı sertçe açılıp sarışın içeri daldığında kanlanmış kahve gözlerine baktı.

"Lütfen son şansımızı elimizden alma."

~
Selamlar oy vermeyi unutmayın öpüyorum hepinizi💘

~Selamlar oy vermeyi unutmayın öpüyorum hepinizi💘

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
the other me'jihan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin