10'dedikodu

346 46 78
                                    

Jeonghan bir kez daha zile bastı. Sabrı taşmıştı artık yarım saattir kapıda dikiliyordu ve ne ses vardı ne de seda. Boşuna geldiğini düşünerek arkasını döndüğünde kapı açılma sesi ile durdu.

"Senin ne işin var burada?"

Jisoo mu yoksa Joshua mı ayırt edemiyordu.

"Jisoo?"

Joshua göz devirip bir kolunu kapıya yaslayarak öne eğildi. "Joshua, güzelim kaç defa söyleyeceğim."

Bu harikaydı. Jeonghan onu ittirerek içeri girdi. Etraf savaş alanına dönmüştü. Her yerde cips paketleri ve kıyafetler vardı.

"Amma da pasaklısın."

"Neden geldiğini söyle ve git."

"Çok kibarsın. Bir şeyi kontrol etmeye geldim."

Jeonghan tedirginlikten terleyen ellerini kotuna silip koltuğa, Joshua'nın yanına oturdu onu kendine çevirdi. Deli gibi ellerinin titremesini saklamaya çalışıyordu ama nafile bu çocuğun karşısında adeta nefessiz kalıyor, eli ayağı birbirine dolaşıyor, söyleyeceklerini  büyük gözlerine baktığında unutuyordu.

Derince solumaya çalışıp sonunda konuşmaya başladı sarışın.

"Şimdi bana bir şeyler anlat veya temas da falan bulun."

Joshua sırıttı. "Yani sen hala o gecede kaldın. İyi istediğini verebilirim. Benimde canım sıkılıyordu."

Can sıkıntısı için mi birlikte olacaktı yani Jeonghan ile? Jeonghan suratını astı. İğrenç bir durumdu. Kim can sıkıntısı için öpülmek isterdi ki? Joshua sarışına yaklaşıp öpmeye, vücuduna dokunmaya başlamıştı. Her şey çok hızlı gelişmiş Joshua sarışının bacaklarında yerini almıştı. Sarışının ağzının içinde dolanan dil ile nefesi kesilmiş hızla onu ittirip ondan uzaklaşmıştı. Öpüşmek zevk veriyordu fakat sadece can sıkıntısından ötürü onu öptüğü gerçeği bütün duyduğu zevki alıp götürüyordu.

"Kontrol etmen bitti sanırım."

Ukala tavırları çok sinir bozucuydu. Jeonghan anlamıştı kesinlikle Jisoo'dan hoşlanıyordu. Zaten o gece de Joshua çok kibar ve sevecen yaklaşmıştı ona karşı. Yani tam olarak Jisoo gibi davranmıştı.

"Evet teşekkür ederim."

Joshua sarışının ensesindeki saçlar ile uğraşırken "Benimle paylaşmayacak mısın?" diye sordu.

Jeonghan ne ara kendine yaklaştığını bile anlayamayan Joshua'ya baktı. "Hayır."

"Kullanıldım yani."

"İzin verdin."

Jeonghan ayağa kalktı. "İyi günler Joshua."

"Eğlenmek istersen ben hep buradayım. Belki de değilim. Numaranı ver bana."

Jeonghan şaşkınlıkla ona baktı. Bir an da ne değişmişti de ondan numarasını istiyordu?

"Seninle eğlenmek istediğimi düşünmüyorum."

"O gece altımda inlerken hiç böyle demiyordun. Daha fazlası için ağlıyordun. Ne çabuk unuttun?"

Jeonghan kıpkırmızı kesilmişti bu iğrenç sözlerin karşısında. Bu konuşma istenmeyen boyutlara taşınıyordu ve biraz daha kalırsa tartışma çıkacağını biliyordu.

"Kaçıyorsun. Bu birini hatırlattı bana."

Jisoo'dan bahsettiğini anlaması kolaydı. Jeonghan arkasını döndüğünde burnunun ucundaki Joshua ile karşılaşmayı beklemiyordu. İrkildi. Kendini baştan ayağa süzen Joshua ile çok tedirgin olmuştu.

the other me'jihan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin