17'travma

302 36 0
                                    

Soonyoung üzgün gözlerle ellerini suratına kapatmış hıçkırarak ağlayan Woozi'ye bakıyordu. Woozi öyle çok içmişti ki ne ara Soon'u bara çağırdığını bile hatırlamıyordu.

"Hiç doğurmamalıydım senin yüzünden oğlumu kaybettim dedi. Ben de onun oğluyum. Bir kez bile sevgi göstermeyip kendi gururunu tatmin etmek için kullandığı oğluyum." Derin bir nefes aldı ve boğazını temizleyerek devam etti. "Bana bakmaktan ona zaman ayırmadığını bu yüzden hastalanıp öldüğünü söylüyor ki ben de bunlara inanarak yıllarca onların istediklerini yaptım. Seungkwan'ı kıskanıyorlardı ağabeyimin de onun gibi bir oyuncu olmasını istiyorlardı maalesef ki abim hayatta olmadığından onların istediği her şeyi yaptım. Seungkwan'ın kopyası oldum. Ne yaptıysa daha iyisini yapmak için dişle başla çalıştım. Ne zaman bir başarı yakalasam insanlara övünürler insanlar gittiğinde yüzüme bakmazlardı."

"Çok üzgünüm."

"Biliyor musun stilist olmak benim hayalimdi. Aktör olmak istemiyordum asla da severek oyunculuk yapmadım. Hepsi saçlarımı bir kez bile okşamayan annem ve babam içindi. Ve bugün bana asla doğmamam gerektiğini söylediğinde bir hiç uğruna hayatımı mahvettiğimi anladım."

Soonyoung Woozi'nin gözyaşlarını usulca sildi. "Harika bir stilist olacaksın."

"Ne?"

"Seni bunun için sonuna kadar destekleyeceğim ve herkesin tanıdığı, tasarladıklarını almak için birbirine girdiği harika bir stilist olacaksın."

Woozi dudaklarını büzdüğünde Soonyoung sıcak bir öpücük kondurdu. Bugünden sonra ne Woozi için ne de buz prens için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.

~

"Maydanoz seviyorsun değil mi?"

Jeonghan mırıltı ile onun için mutfakta yemek yapmaya çalışan Joshua'yı onayladı.

Aslında Jeonghan dışarda yemeleri gerektiğini onunla oldukça ciddi bir konu konuşmak istediğini söylemişse bile Joshua ısrarla sevgilisine yemek yapmak istemişti ve sarışın daha fazla diretmek istemeyerek kabul etmişti.

"İlk defa yemek yaptığını söylüyorsun ve elini bıçağa bu kadar yakın tutuyorsun öyle mi? Korkmuyor musun keserim diye?"

"Beni Jisoo ile karıştırma. Ben korkak değilim."

"Sadece küçük bir soruydu niye böyle abartıyorsun ki?"

Jeonghan aklına gelen ile duraksayıp gözlerini şüphe ile kıstı.

"Neden Jisoo'ya sürekli korkak diyorsun?"

"Korkak insana korkak denir."

Sarışın göz devirip oturduğu sandalyeden kalktı. Kollarını göğsünde birleştirdi. İçinde bir ses Joshua'nın kendi aradıklarıyla ilgili bir şeyler bildiğini söylüyordu.

Jeonghan günlerce Jisoo'nun travması ile ilgili araştırma yapmıştı. Soonyoung ile her şeyi konuşmuş ailesi ile bu konu hakkında görüşmeye çalışmıştı fakat pek de umduğu gibi gitmemiş ailesi Jisoo adını duyduğunda kapıyı suratına çarpmıştı. Neden bilmiyordu ama ailesi Jisoo ile ilgili konuşmaktan kaçıyordu ve Soonyoung da bu konu üzerine artık onları rahatsız etmemesini söylemişti. Jeonghan kolay kolay pes eden biri değildi ama ona bile başka çare bıraktırmamışlardı.

"Jisoo'yu korkak olduğundan ötürü mü sevmiyorsun?" Korkak olmadığını düşünüyordu tabi ki fakat Joshua'nın ağzından laf almak istediğinden suyuna gitmesi gerekiyordu.

"Tam olarak."

"Ne yaptığını anlatmalısın."

Joshua sırıttı ve beyaz sandalyelerden birini çekip oturdu. Sarışın da tam karşısına oturmuştu.

"Sanırım ona acımaktan başka elinden başka bir şey gelmez."

"Anlatmanı istiyorum. Lütfen."

"İyi" diyerek koca gözlerini masaya indirdi. "Küçükken iki adam tarafından kaçırılmıştı. Adamların amacı ona zarar vermek değil sadece zengin ailesinden para koparmaktı."

Jeonghan şimdiden titremeye başlamıştı.

"Aslında ona oldukça üzülüyorum. Ailesi parayı vermeyeceklerini söylemiş onu umursamayarak bir çöp gibi o korkunç adamların eline yapayalnız bırakmıştı. Oldukça güçsüz bir bedene sahipti karanlık küçük alanda sırf ailesinin kibri yüzünden aç susuz üç gün bekletilmişti. Kafayı yemek üzereydi ve korkudan tir tir titriyordu. Üçüncü günün sonunda her ne olduysa kapıyı açık unutmuşlar o da kaçmayı akıl ederek karların içinde gücünün son kırıntılarıyla koşmaya başlamıştı ki karşısında onu kaçıran adamları birbirine silah çektiklerini görene kadar. Sonrasını tahmin edeceğini düşünüyorum. Neyse işte o an orada ben olmasaydım çoktan o da geberip gitmişti. Yani onun hayatını kurtarmış oldum."

"Yani" güçlükle yutkundu. "O küçük yaşında bir cinayete mi tanık oldu?"

"Bebeğim üzülmene gerek yok." Pamuk gibi sarı saçlara öpücük kondurdu. "Yemeğe geri dönmeliyim."

~

"Beni görmek istemediğini sanıyordum."

Joshua'nın ona anlattıklarını en ince ayrıntısına kadar düşünüp tekrar tekrar dile getirerek önce kendinin hazmetmesini sağlamış sonunda Jisoo'ya anlatmak için mental açıdan kendini güçlü hissettiğinde karşısına çıkmıştı.

Jisoo'ya küçükken olanları anlatmak iyileşme belirtisi göstermeden sadece geçmiş acı olayları hatırlatıp ona üzüntüden başka getiri sağlamazsa diye çok korkuyordu ama olanları hatırlamanın onun da hakkı olduğunu biliyordu.

"Joshua'nın neden ortaya çıktığını biliyorum."

Jisoo aniden nefesinin kesildiğini hissederek kapıdan uzaklaşıp koltuğa oturdu. Jeonghan da arkasından kapıyı kapatıp yanına oturdu.

"Olanları öğrenmek istiyor musun?" Ellerinin titremesini engellemek için sıkıca tuttu.

Sevdiğinden güç aldığını hisseden Jisoo onaylayıp sarışının zorlukla anlattıklarını dinledi.

"Jisoo?"

"Jisoo!"

Jisoo artık etraftaki sesleri algılamıyordu. Sarışının bağırmaları boğuk boğuk geliyordu anlam çıkaramıyordu. Gerçekleri hatırlamak, sanki dün yaşanmış gibi gözlerinin önünde canlanması tüm dünyası başına yıkılıyormuş hissi veriyordu.

"Jisoo korkuyorum."

Jisoo güçlükle ayağa kalkmıştı. Nefes alamıyordu ve evi ona dar gelmeye başlamıştı.

"Lütfen konuş benimle."

Jeonghan onu kendine çevirdiğinde Jisoo'nun duyduğu son ses sevgilisinin telaşlı ince sesi olmuştu.

Jeonghan kucağına bayılan adama "Özür dilerim asla anlatmamalıydım" diyerek ağlamaya devam etti.

~
Selamlar biraz üzgün bir bölüm oldu :( Bir sonraki bölüm final sonunda bir ficin finaline daha yaklaşmış bulunuyoruz neyse kendinize dikkat edin öpüyorum hepinizi💘💗

~Selamlar biraz üzgün bir bölüm oldu :( Bir sonraki bölüm final sonunda bir ficin finaline daha yaklaşmış bulunuyoruz neyse kendinize dikkat edin öpüyorum hepinizi💘💗

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
the other me'jihan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin