Şaşkınca ona baktığımda gayet ciddi olduğunu gördüm. "Ne varmış bakışlarında hocam?"
Birşey demeden arabayı sürmeye devam etti. Cevap vermediğinde tekrar sordum. "Bir şey sordum hocam"
Araba durduğunda camdan baktım. Evimin önündeydik. "Ben Oğuzhan hocamın bakışlarında bir şey göremiyorum. Siz de lütfen bu konuyu kapatın" dedim ve arabadan indim. Apartmana girdiğinde arabasının sesi uzaklaştı. Olduğum yerde durdum. Benim fark etmediğim bir şey miydi onun bakışları. Benim için gayet normaldi. Emre hocanın çok abarttığını düşünüp umursamadım ve eve girdim.
Annem kapıyı kapatırken "Gökalp'in arabası değildi o, kimle geldin?" Diye sorunca çantamı omzundan indirip elime aldım ve salona geçerken "Matematik hocamdı. Biliyorsun Emre hoca işte." Dediğimde onaylar gibi sesler çıkardı.
"Aç mısın?" Diye sorduğunda başımı olumsuz anlamda salladım. "Okulda yedim bir şeyler. Dinleneceğim biraz" deyip odama geçtim. Üstümü değiştirip yatağa oturdum.
•
Sabah uyandığımda ilk aklıma gelen Emre hocanın dedikleri olmuştu. Elimi başıma koyup "Çok düşünüyorsun Alev, düşünme artık" dedim ve derin bir nefes vererek yataktan kalktım. Elimi yüzümü yıkayıp üniformamı giydim. Annem erken çıkmıştı. Kahvaltı yaptıktan sonra evden çıktım. Gökalp almaya gelmemişti belkide işi vardı.
Yürüyerek okula gelip bahçe kapısından girdim. Bizimkiler ortalıkta görünmüyordu. Okul binasına girip sınıfa çıktım. İkinci katta gördüğüm manzara ile kaşlarımı çattım. Derin ve Kübra gülüşerek konuşuyordu. Yumruğumu sıktım, tırnaklarım avcuma batıyordu. Sınıfa çıkıp içeri girdim. Bizimkiler yine yoktu. Yerime oturup sinirli nefesler almaya başladım. Derin kesinlikle iyi bir kız değildi. Beni sevmediği ortadaydı.
Hande Baran ve Gökalp sınıfa birlikte girdiklerinde dişlerimi sıktım. Onlardan iyice uzaklaşmaya başlamıştım. Derin de dahil üçü hep birlikte takılıyordu. Beni bir kere bile davet etmemişlerdi. Önüme herhangi bir ders kitabını alıp onunla uğraştım. Gökalp omzuma dokununca ona baktım. "Hiç bakmıyorsun bana?"
"Kitaba dalmışım. Ders başlayacak zaten" dediğimde başıyla onaylayıp arkasına yaslandı. İlk iki ders matematik sonraki iki ders de edebiyattı. Emre hocanın dedikleri tekrar aklıma gelince gözlerimi kapattım. Abartıyor.
Emre hoca içeri girdiğinde bozuntuya vermeden dersi dinledim. Birkaç soruyu kalkıp çözdüm. Emre hocanın bana olan bakışlarındaki değişikliği fark etmiştim. Eskisinden daha durgun bakıyordu.
Ders bittiğinde sınıftan çıktım. Temiz hava almak istiyordum çünkü artık aklımda aynı şeyleri döndürüp döndürüp düşünmek istemiyorum.
Bahçeye çıkıp kollarımı önümde bağladım. Oğuzhan hoca da elinde kahvesiyle bahçeye çıktığında gözleri hemen gözlerimi buldu. Belki de Emre hoca abartmıyordu. Oğuzhan hoca herhangi bir öğretmen değildi, bana karşı değildi.
Yavaş adımlarla yanıma geldiğini görünce bekledim. "Günaydın" dediğinde "Günaydın" dedim.
"Dün Emre Hocanla gittiğini gördüm. Solgun görünüyordun"
Bakışlarımı bahçeden ona çektim. Kahvesinden bir yudum alıp o da bana baktı. "Halsizdim eve bıraktı bu yüzden"
Başıyla onaylayıp gözlerini kaçırdı. "Hocam, Emre hoca sizin bana olan bakışlarınızın değişik olduğunu söyledi." Dediğim şeyle gözleri tekrar beni bulurken ondan mantıklı bir cevap bekliyordum.
Kahvesinden bir yudum daha alıp "Sen ne düşünüyorsun?" Diye sordu. "Abartıyor, bakışlarınız beni rahatsız etseydi söylerdim"
"Demekki değişik bakmıyorum, peki bu neden Emre hocanın umurunda?"
Omuz silktim. Birşey demeden yavaş adımlarla yanından geçip okula girdim. Abarttığını biliyordum.
Üst kata çıktığımda Emre hoca öğretmenler odasından çıkıyordu. Beni görünce yanıma geldi. "Alev konuşabilir miyiz?"
Gergin ve sinirli görünüyordu. Başımla onayladığımda beraber öğretmenler odasına girdik. İçeride kimse yoktu. Kapıyı kilitlediğinde kaşlarımı çattım. "Hocam neden kilitlediniz?"
Yanıma gelip omzuma elini koyduğunda bir adım geri gittim. "Seni üzüyor o Alev, bunu görmüyor musun?"
"Kim üzüyor beni hocam?" Diye sordum sinirle. Derin bir nefes verip "O piç edebiyat hocan." Dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. Bana baktı. "Bunca yıldır sana iyi davranmak için uğraştım ama o gelip herşeyi berbat etti."
"Kapıyı açın gitmek istiyorum." Dediğimde kolumdan tuttu. "Neden ben değil de o Alev?!" Diye bağırdığında irkildim. Sinirle onu ittirip kolumu elinden kurtardım. "Siz ne dediğinizin farkında mısınız?"
Gülümseyip "Kalbime söz geçiremem Alev" dedi. Hızla yanından geçip kapıya gidecektim ki kolumdan sertçe tuttu. Neyin içine düşmüştüm de böyle olaylar benim başıma geliyordu. Emre hocayı güvenilir sanmıştım.
"Bırak beni! Sana güvenmiştim. Nasıl böyle bir hata yaparsın? Öğrencinim ben senin!"
Beni kendine çekip sinirle gözlerime baktı. "Onu öperken hocan değil miydi?"