28

5.5K 175 22
                                    

O gelmişti ve ben hala nasıl burada kalmam gerektiğini ona söyleyeceğimi bilmiyordum. Kesinlikle onunla gitmem sonum olurdu. İkimizin iyiliği için burada kalacaktım. Ayağa kalktığımda Emre hızla birkaç adamla içeri girdi. Yanıma geldiğinde kolundan tuttum.

Benim kolunu tuttuğumu görünce yanımda durdu. Kapı açılırken Oğuzhanla birkaç adamı girdi. Göz göze geldiğimizde ona koşmak istedim. Her yan Emre'nin adamı kaynıyordu gidemezdim. Kahretsin ki bu piçin yanında kalmalıydım.

"Geldim işte Alev, gidelim hadi" dedi nefes nefese. Emre'nin kolundaki elimi bırakmadım. Emre "Alev'e soralım bir de istersen" dediğinde kalbim çarpıyordu. Heyecan ve korku tüm bedenimi sarmıştı. Birşey demeden tek adımda Emre'nin arkasına geçtim. Elim hala kolundaydı. Oğuzhan tek kelime etmiyordu. Emre bana döndü. Kolunu bıraktığımda eteğimi sıktım. Göz ucuyla ona baktığımda hayal kırıklığı ile omuzları çökmüş gözlerindeki ışık sönmüştü.

Kendimi çok kötü hissediyordum ama böyle olmak zorundaydı. Emre gülümseyip "Benimle kalacak, beni seçti Oğuzhan" dedi ona dönerken. Birkaç saniye göz göze durduk. Birşey demeden evden çıktı. Kendimi tutup Emre'ye birşey belli etmedim.

Emre bana bakıp elini belime koydu. "Oyun değilmiş demek ki" dedi ve gülümsedi. "Onun beni kurtarmasına ihtiyacım yok"

Başıyla onaylayıp yaklaştı ve yanağıma ufak bir öpücük kondurdu. Dayandım ve tepki vermedim. "Geç oldu, uyumak istiyorum" dediğimde belimdeki elini çekti ve "Odaya gidebilirsin bebeğim. Merak etme gelmez o artık. Ben uyanık olacağım zaten, bir ihtiyacın olursa söyle" dedi.

Gülümseyip merdivenlere doğru ilerledim. İçimde kasırgalar sert rüzgarlar esiyordu. Herşeyi dağıtıp döküp kırmak istiyordum. Emre'ye olan sinirimi Oğuzhan'ın o başkışlarının acısını yakıp dökmekle çıkarmak istiyordum. O geldi ve ben gitmedim, o beni almaya götürmeye geldi ve ben Emre'yle kalmak istedim. Delilikti kesinlikle delilikti!

Ben kafayı yemiş olmalıydım.

Odaya girer girmez kapıyı kapattım ve elimle ağzımı kapattım. Sessizce gözyaşlarım akarken yatağa oturdum.

Birkaç saat sonra güçlükle uykuya daldım. Sabah yorgunlukla uyandım. Aşağı kattan ses gelmiyordu ve sessiz bir ev olduğu için kafamı dinleyebilmiştim. Gökalp'in olaylardan haberi var mıydı bilmiyordum ama haberi varsa deli olmuş olabilirdi.

Odadan çıktığımda Emre aşağıdaydı. Beni görünce gülümsedi. "Günaydın güzelim" dediğinde zorlukla gülümsedim. "Sana da günaydın da uyumamış gibisin"

Karşısına geçtiğimde "Ben uyumam" dedi. Etrafıma bakıp "Kahvaltı yaptın mı?" Diye sordum. Sanki herşey çok normalmiş gibi davranıyordum. Sonucunda kurtulacağımı biliyordum çünkü.

"Hayır birşey yemedim" dediğinde adımlarımı mutfağa yönlendirdim. Gayet rahat ve sakindim. Peşimden geldiğinde "Birşeyler hazırlayacağım" dedim ve malzemeleri aramaya koyuldum. "Rüyada gibiyim Alev, neden bana bu kadar iyi davranıyorsun?" Dedi masaya otururken.

Yutkunup "Pişmansın, bu anlaşmazlığı bitirmek istedim. Çünkü seni tanıyorum, üç yıldır." Dedim.

"Sinirlendim Alev, ben üç yıl boyunca sana açılmayı beklerken onun geldiği hafta seni bende almasına sinirlendim."

"Ben kimsenin değilim Emre, onun değildim ve olmayacağım" dedim ona dönerken. Gözlerime bakıp "Belkide bunca yanlış yapmayıp sana adam gibi açılmalıydım ha?" Diye sordu gülümserken. Bende düşündüm de belkide bu onun için en doğru yol olabilirdi. "Evet kesinlikle böyle yapmalıydın." Dedim yemeğe dönerken.

"Beni affetmeni bekleyeceğim" dedi ama ben birşey demedim. Kahvaltılıkları masaya koyup bende oturunca bir arkadaş edasıyla sohbet etmeye başladık. Söyledikleri yalan veya uydurma değildi. Gerçekten samimi bir konuşma geçmişti aramızda.

Arkama yaslanıp "Bu gece bir yerlere gidelim. Uzun zamandır gece hayatım yok" dediğimde düşündü. "Ben ayarlarım" dediğinde çıkış biletimi ayarladığından haberi yoktu.

Yemekten sonra Emre gitmişti. Bütün gün ya film izlemiştim ya da evde öylesine zaman geçirmiştim. Akşam üstü eve bir paket geldi. Salondaki koltuğa oturup paketi açtım. İçinde hoş kısa kırmızı saten askılı bir elbise vardı. Kırmızı topuklular ve siyah küçük bir el çantası vardı.

Gidişim ihtişamlı olmalıydı. Kutuyu alıp odaya çıktım. Üstüme giyinip saçlarımı dalgalı yaptım. Biraz da makyaj yaptıktan sonra tamamdım. Odamdan çıkıp topuklu sesiyle merdivenlerden indim.

Emre kapının oradaydı ve sesi duyunca bana döndü. Büyülenmiş bir şekilde bana baktı ve baştan aşağıya süzdü.

Yanıma gelip "Sen bu kadar güzelken gitmesek mi?" Diye sorunca "Gidelim, boşuna mı hazırlandım?" Dediğimde başıyla onayladı.

Elini belime koyduğunda evden çıktık. Arabanın arkasına bindik başka bir arabayla üç tane Emre'nin adamı geliyordu.

Gece kulübünün önünde durduk. Emre kapımı açıp elini uzatınca elini tutup arabadan indim. Elimi bırakmadığında içeri geçtik. Gülümsedim çünkü bu gece burdan tek başıma çıkacaktım.

 

ÖĞRETMEN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin