6

10.7K 312 33
                                    

Gözleri Gökalp'e dönerken birşey demeden masasına ilerledi. Yavaşça Gökalp'ten ayrılıp saçlarımı düzelttim ve önüme döndüm. İçimdeki bu değişik his neden bilmiyordum ama yaşantılar yüzünden böyle hissettiğimi düşünüyorum.

Ders boyunca hocaya dönüp de bakmadım hiç. Önümdeki kitapları karıştırıp öylesine birşeyler çizdim. Ders anlatıyordu ama onu dinlemek yerine sesini dinliyordum. Ona baktığımda hissetmiş gibi tahtaya bakan gözlerini bana çevirdi.

Tahtaya yazdığı şeye geri baktığında anlattığı şeyi unutmuştu. Öğrencilere sorduktan sonra anlatmaya devam etti. Gökalp uyurken Hande omzuma dokundu. Ona baktığımda "Tenefüste kantine inelim acıktım" dedi. Başımla onayladığımda arkasına yaslandı. Başımı hızla iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Durgun ve oldukça dalgındım.

Çalan zille Gökalp'in kulağına yaklaşıp "Kantine iniyorum birşey ister misin?" Diye sordum. Aniden başını kaldırdığında başı dudağıma çarpmıştı. Dudağım patlarken Gökalp hızla ayağa kalkıp çenemden tuttu. Hafiften kan geliyordu.

Gözlerim bizi izleyen Oğuzhan hocaya takıldı. Dudağımı gördüğünde ayağa kalkmıştı ki Gökalp'e bakıp "Lavaboda temizleyeyim, acımıyor merak etme" dedim ve hızla sınıftan çıktım.

Hande arkamdan gelip kolumdan tuttu ve hızla tuvalete girdik. "İnsan dikkat eder ya dudağının haline bak" deyip saçlarımı arkada eliyle tuttu. Lavaboya eğilip dudağımı yıkadım.

"Sakın kızma ona Hande, çocuk bilerek yapmadı. Zaten çok endişelendi"

Başımı kaldırıp Hande'nin uzattığı peçeteyi aldım ve dudağıma hafif hafif bastırdım. Hande "Daha iyi değil mi?"

Başımla onayladığımda tuvaletten çıktık. Gökalp koşarak yanıma gelip çenemden tuttu. Gözlerindeki endişeyi görmüştüm. "Önemli değil Gökalp. Sakin ol birşey yok" dedim gülümserken.

"Patladı değil mi dudağın? Vallahi görmedim seni Alev ya!"

Kolunu tutup gözlerime bakmasını bekledim. "İyiyim Gökalp, küçük bir yara" dediğimde baş parmağıyla dudağıma hafifçe dokundu. Oğuzhan hocanın sesiyle geri çekildim.

"İyisin değil mi Alev?" Deyip dudağıma baktı. "İyiyim hocam önemli birşey değil."

Başıyla onaylayıp merdivenlere ilerledi. Gökalp kolumdan tutup "Gel revire gidelim" dedi. Hızla Oğuzhan Hocanın yanından geçip aşağı indik. Revire girdiğimizde oradaki kadın dudağıma krem sürüp göndermişti. Çıkarken "Cidden canım acımıyor bile ya" dedim.

"Olsun içim rahat değildi. Zorlama da kapanan yara açılmasın" dedi. Başımla onaylayıp koluna girdim. Kantine indiğimizde Gökalp bana ve kendine kahve aldı. Hande ve Baran'ın yanına gidip oturduk. Hande bana bakıp "Kübra atılmamış, sınıfa geldi" dediğinde ona baktım.

"Müdür onu nasıl kabul etti?" Diye sorduğumda omuz silkti. Baran "Kübra bu müdüre de..." Deyip gülünce gülümsedim. Gökalp de gülerken "Harbiden neden atılmadı?" Diye sordu.

Bardağımı elime alıp arkama yaslandım. "Bana bulaşmasın da" dediğimde Hande "Bırak ya bulaşırsa bulaşsın" dediğinde Baran sinirle "Hande yeter kavga falan etmeni istemiyorum" dedi.

Gökalp de Baran'a hak verip bana baktı. "Kavga istemiyorum Alev" dedi. Birşey demeden kahvemi içmeye devam ettim. Birkaç dakika sonra Kübra Ela ve Arzu'yla kantine inerken Hande "Bak hele bak havalara bak, onun yerinde olsam utançtan ülkeyi terk ederim" dedi.

Baran "Benim aşkım haklı, utanması gerek" dedi. Hande Baran'ın koluna vurup "Aşkım deme herkesin içinde" dedi. O ikisi cilveleşirken bitmiş bardağımı çöpe atmak için ayağa kalktım. Bardağı çöpe atıp geri dönerken kantindeki Kübra'yla göz göze geldik. Göz devirip yerime geri oturdum.

Hande "Buraya mı bakıyor o?!" Diye Kübra'ya bakarken konuştu. Baran Hande'nin kolundan tutup kendine çevirdi. Gökalp sessizce kahvesini içiyordu. Ona baktığımı görünce o da bana baktı.

'ne oldu' der gibi kafasını hafifçe sallayıp tek gözünü kırptı. Bu hareketi yapmasını çok sevdiğimi biliyordu. Gülümseyip omuz silktim.

Zil çaldığında beraber ayağa kalktık. Hande Baran'la dip dibe yürürken bende Gökalp'in koluna girmiştim. Ders tekrardan edebiyattı ve yine içimdeki garip his ortaya çıkmıştı.

Sınıfa ilerlerken Oğuzhan hoca ve Kübra boş sınıftan çıkınca Oğuzhan hocayla göz göze geldim. Olduğu yerde bir süre durup sonra yürümeye devam etti.

Dişlerimi sıkıp gözlerimi kaçırdım. Umrumda olmaması gerekirken ben ne konuştuklarını merak ediyordum. Oğuzhan hoca Kübra'yla aşk yaşıyor da olabilirdi, ya da onu reddetmiş de olabilirdi.

Sınıfa girdiğimizde Gökalp'in kolundan çıkıp yerime oturdum. Öğretmenler zili çaldığında herkes yerine oturmuştu.

Oğuzhan hoca da sınıfa girince hiç bakmadım. Göz teması kurma taraftarı değildim ki içimdeki rahatsızlık o gelince daha da artmıştı.

Dersin yarısına kadar defterime birşeyler çizmiştim. Düşünceler ihtimaller beynimi kurcalarken başımı kaldırdığım anda gözleri gözlerimle buluştu. Elimdeki kurşun kalemi deftere öyle bir bastırmıştım ki sessiz sınıfta kalemin ucunun kırılması herkes tarafından duyulmuştu.

ÖĞRETMEN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin