Oğuzhan "Biliyordum böyle olacağını" dedi ve birkaç küfür savurdu. Revire girdiğimizde oradaki kadın sargıyı çıkarıp pansuman yaptı ve yeni sargı taktı. Yatakta yan bir şekilde yatıyordum. Gökalp ve Oğuzhan ilerideki ikili koltukta oturuyordu.
Derin bir nefes verip doğruldum. Gökalp yanıma gelip "Kalkma Alev, söz dinle" dediğinde birkaç saniye gözlerine baktım ve geri yattım. İkinci ders de bitmişti üçüncü dersin zili çalıyordu.
"Dersiniz var, ben buradayım merak etmeyin gidin hadi" dedim ona bakmamaya çalışarak. Gözümün önünde olduğu her an rahatsızdım.
Gökalp "Gitmiyorum hiçbir yere, hoca gitsin" dedi ve ellerini saçlarına geçirdi. Oğuzhan tek kelime konuşmuyordu, dirseklerini dizlerine dayamış başını eğmişti. Onun sessizliği beni mahvediyordu, başını kaldırıp gözlerime bakmasını istedim bir an.
Elimden tutsa nefesini tenimde hissetsem yaram kapanacak gibi sanki. Bir kere sargının üstüne elini koysa gözlerime baksa gülümsese tüm acım bitecek gibi. Gece uyandığımda onu gördüm ve şikayetçi değildim. Affetmek istiyordum ama hala onunla konuşacak gücü kendimde bulamıyordum.
Gözlerimin dolacağını hissettiğimde dişlerimi sıktım. İşe yaramadığını anlayınca diğer tarafa döndüm. Düz beyaz duvara bakmak ona bakıp acı çekmekten daha iyiydi.
Derin bir nefes verip gözlerimi sildim. Böyle hiçbir şey yapmadan beklemek çok sıkıcı bir hal almıştı. Etrafta ses bile yoktu ve ben bağırarak ağlamak istiyordum.
Yarım saat geçmişti ve artık yeter diye düşünüp doğruldum ve ayağa kalktım. Gökalp yanıma gelirken "Yeter Gökalp, iyiyim yok bir şey" dediğimde birşey demedi. Ona baktığımda başını kaldırmış bana bakıyordu. "Derse gidelim Gökalp" dedim kısık sesle.
Gökalp "Acıyorsa durabilirim." Dedi. Başımı olumsuz anlamda sallayıp kapıya ilerledim. "Alev" dediğinde karnımda tekrardan bir heyecan hissi oluştu. Yerimde durup ona döndüm. Ayağa kalkmış bana bakıyordu. "Konuşalım, iki dakika"
Gökalp yanımdan sinirle geçip dışarı çıktı ve kapıyı kapattı. Kabul etmemiştim ama ne diyeeğini de merak etmiştim. Birkaç adımda karşısına geçtim. Başımı kaldırıp gözlerine baktım ve diyeceklerini beklemeye başladım.
"Ben kendimi affetmem Alev, beni istemediğini biliyorum. Buradaki işimi sonlandıracağım. Senden uzak durmam en iyisi"
Hiçbir şey diyememiştim. Eteğimi sıkıp gözyaşlarımı geri gönderdim. Beni terk ettiğini söylemişti ve ne diyebilirdim ki?
Kalbimde başlayan anı ağrıyla gözlerimi gözlerinden çektim ve birşey demeden kapıdan çıkıp direk tuvalete girdim. Kabinlerden birine girip biriken tüm gözyaşlarımı serbest bıraktım.Nefessiz kaldım ağlarken, hıçkırıklarımı bastırmaya çalıştım. Hayatımda canımı bu denli yakan birkaç olaydan biriydi bu. Ben onu içimde her şeyimle isterken o benden temelli gitmek istemişti. Oysa biraz kalsa yanımda affedecektim. Dayanamadığımı biliyordum, ona bakmak sarılmak istediğimi biliyordum.
Kabinden çıkıp ellerimi yıkadım. Yüzüme bakıp burnumu çektim ve tuvaletten çıktım. Gökalp kapıda bekliyordu. Geldiğimi görünce doğrulup karşıma geçti. "Bitti Gökalp" dedim. Hiçbir şey demeden beni kendine çekti ve sarıldı. Ellerim havada kalırken bende sarıldım. Geri çekilip "Sakın üzme kendini, ona ihtiyacın varken gitti o" dedi saçımı geriye okşarken. Birşey demediğimde bileğimden tuttu ve merdivenlere ilerledi.
•
Derslere giremeyecek kadar kötü olduğumu anlayan Gökalp beni eve bırakmıştı. Arabadan inip apartmana girdiğimde arabasının gidişini duydum. Derin bir iç çekip anahtarlarımı çıkarıp kapının karşısına geçtim ve kilide uzattım ama kapı açıktı. İçime bir korku düşerken elimle yavaşça kapıyı ittirdim.
Ev dağınık değildi annem kapıyı açık unutmuş olabilirdi. İçeri girip kapıyı kapattım. "Anne!"
Ses gelmeyince çantamı kenara bırakıp salona ilerledim. "An..." Dediğim anda salondaki koltukta oturan Emre'yle göz göze geldim. Midem korkuyla kasılırken gülümsedi ve ayağa kalktı. "Hoşgeldin Alev"
"ANNEM NEREDE?!" diye bağırdım ama cevap vermedi. Telefonunu çıkarıp bana çevirdi. Annem baygın bir şekilde bir koltukta yatıyordu. Sinirle karnına tekme atıp "NE İSTİYORSUN ANNEMDEN PİÇ HERİF!" bağırdım.
Gülüp telefonunu cebine koydu. "Annemden birşey istemiyorum Alev, sen bana geldiğinde annemi bırakacağım"
Sinirle masadaki vazoyu duvara attım. Vazo büyük bir gürültüyle tuzla buz olurken irkilme numarası yapıp geriye çekildi. "SENİNLE GELMİYORUM! BIRAK ANNEMİ!"
Yanına gidip göğüslerine sertçe vurmaya başladım. Bileklerimden sertçe tutup gözlerime baktı. "Gelirsen anneni salarım, gelmezsen acaba ne olur?"
Bileklerimi çekmeye çalışsam da bırakmadı. Durup ona baktım. "Geleceğim, annemi bırak"