"Sizinle ne işim olabilir? Annemi aramak istedim kötüydüm çünkü" deyip arabadan indim. Yürümeye başlarken arabası yanımdan geçip gitti. Resmen şu gıcık adam atılmasın diye düştüğüm hallere bak.
"Alev!"
Kübra'nın sesiyle "başlıyoruz" dedim ve ona döndüm. Yanındaki Arzu ve Ela da onunla gelirken göz devirdim. "Oğuzhan'ın kucağındaydın az önce, şimdi arabadan atıldın. Ne oldu yüz vermedi mi sana?" Dedi gülerek. Bir adım yaklaşıp gözlerine baktım. "Senin gibi bir orospuya da yüz vermemesi peki?"
Gülüşü solarken omzundan ittirip "Senden o hocayla ilgili birşey duymak istemiyorum" dedim.
Bir anda Kübra kendini yerde bulurken ona vuran Hande'ye baktım. Nefes nefese bana baktı ve göz kırptı. Ela Hande'ye vuracakken elini tutup geri ittirdim. Kübra'ya birkaç kere vurduktan sonra Hande'yle yanlarından geçip yürümeye başladık.
"Anlatıyorsun şimdi herşeyi" dediğinde tereddüte düştüm ama herşeyi doğrusuyla anlattım. Hande "Bana neden söylemiyorsun kızım ya" diye sitem edince "Kendim hallederim sandım. Ettim de" dediğimde gülüp yürümeye devam ettik.
•
Sabah düne göre daha rahat uyanıp üniformamı giydim. Annem erken çıkmıştı ama masada kahvaltı duruyordu. Kahvaltı yapıp kapıdan gelen korna sesiyle evden çıktım. Gökalp arabasıyla Hande'yi de alıp evin önüne gelmişti. Gülerek arkaya bindim. Hande "Günaydın güzellik, Gökaşkım da biliyor herşeyi" dediğinde sinirle ona baktım. Gökalp arabayı çalıştırırken "Niyetini biliyorum, sıkıntı yok doğrusunu yapmışsın" dedi.
"Masum bir hocanın atılmasını izlemek istemedim."
Hande bana dönüp birşey diyecekken Gökalp "Rahat dur kızım ya" dedi. Hande önüne dönüp Gökalp sağ aynayı görmesin diye eliyle kapattı. "Gıcık Gökalp sürekli kızıyorsun bana" dedi.
Gökalp'le o sinirle birbirlerine söylenirken onlara gülmekle yetindim. Okulun önüne geldiğimde arabadan indim. İlerideki Oğuzhan hocanın arabasını görünce içimde bir hareketlilik oldu. Dün olanlar yüzünden yüzüne nasıl bakacağımı düşünüyordum.
Gökalp ve Hande hala birbirlerine söylenirken Gökalp'in kolumdan tutup öyle ilerlemeye devam ettim. İki dersimiz edebiyattı ve uyumayı düşünüyordum. Belkide hiç bakmazsam hiç uğraşmaz benimle.
Sınıfa girdiğimizde Baran bizi görünce gülümseyip ayağa kalktı. "Merhaba ben sınıfa yeni geldim tanışalım" dediğinde ne yapıp edip bizim sınıfa geldiğini anladım.
Hande Baran'ın boynuna sarılırken gülümsedim. Gökalp söylenerek yerine oturunca bende yanına oturdum. Ders başlamadan nöbetçi öğrenci içeri girdi. "Alev Yamantürk'ü müdür çağırıyor"
Ayağa kalkıp nöbetçiyle birlikte müdürün odasına ilerledim. İçimden bir ses hiç de iyi şeyler duymayacağımı söylüyordu. Kübra sınıfta yoktu ve Kesinlikle dünkü kavga ile ilgiliydi.
Müdürün kapısını çalıp içeri girdim. Oğuzhan hoca ayakta Kübra müdürün önünde oturuyordu. Kübra ağlıyordu ve Oğuzhan hoca bana sinirle bakıyordu. Müdür eliyle Kübra'nın karşısını gösterdi. Sessizce oturdum ve bana bakan Oğuzhan hocaya bakmadım.
"Dün çıkışta Kübra'yla kavga etmişsiniz. Sebepsiz yere vurmuşsunuz." Dedi müdür.
Gözlerim Kübra'ya sabitlenirken derin bir nefes verdim. "Saygısızca konuştu müdürüm. Oğuzhan hocamla ilgili kötü yakıştırmalar yaptı" dediğimde müdür Kübra'ya baktı.
Kübra anında reddederken ona sinirle baktım. Oğuzhan hoca "Ona vurmak yerine benimle konuşabilirdin" deyip onu savununca dişlerimi sıktım. Sen istedin Oğuzhan hoca!
Cebimden telefonu çıkarıp müdürün masasının üstüne seslice koydum. Hepsi bana bakarken Oğuzhan hocanın gözlerine bakıp kaydı açtım.
Kübra'nın tuvalette söylediği şeyler sessiz odada ses olurken kayıt bittiğinde telefonumu alıp odadan çıktım. Sinirle dişlerimi sıkmayı bırakmadan sınıfta çıktım. Sınıfa girmeden sakinleşmeye çalışıp derin nefesler aldım. Gerçekten Kübra'ya birşeyler hissediyordu ki onu savunuyordu.
Pişman olmak istemiyordum ama keşke dün onu kurtarmasaydım. Merdivende ayak sesleri gelirken o tarafa baktım. Oğuzhan hoca tek başına geliyordu. Onu beklemeden sınıf kapısına dönüp kolu tutacakken "Alev" dediğinde ona döndüm. Yanıma gelip başıyla karşıdaki boş sınıfı gösterdi. Kola uzanmış elimi indirip peşinden sınıfa girdim. Kapıyı kapatıp ona döndüğümde ifadesiz suratıyla karşılaştım.
"Direk size kaydı dinletebilirdim, ama seni ilgilendirmez dersiniz diye dinletmedim. Aramızda ne olursa olsun yeni gelmişken atılmanızı istem-..."
"Teşekkür ederim"
Bir anda söylediğine sözüm yarım kalmıştı. Gözlerime bakarken "Önemli değil" dedim.
Bana doğru bir adım atmıştı ki birşey demeden sınıftan çıktım. İçimde bir hareketlenme olurken sınıfa girip yerime oturdum. Bana sonunda teşekkür etmesine şaşırmıştım. Sanane der diye düşünmüştüm.
Boş sınıfta olanlar hariç müdürün odasında olanları Gökalp ve Hande'ye anlattım. Gökalp gülüp "İyi yapmışsın" dedi ve kolumdan tutup beni kendine çekti. Saçlarımı karıştırırken içeri giren Oğuzhan Hoca'yla göz göze geldim.