Oğuzhan cebimden düşürdüğüm anahtarı eline alıp Deniz'e tuttu. Deniz hemen benden düştüğünü anlarken "Benim değil" dedi. Oğuzhan anahtarlığı incelerken hiçbir şey anlamaması için dua ediyordum.
Hande "Elindeki benim anahtarım deme Alev arkamda bıçaklık var haberin olsun" dediğinde yutkundum. "Kaçmalıyız" dediğimde Hande etrafa bakındı. Arka bahçeye çıkan bir kapı vardı ve oradan kaçabilirdik. Kolunu tutup "Kameralar var" dediğimde gitmekten vazgeçti.
Oğuzhan anahtar elindeyken Deniz'e baktı. "Eğer Alev'le aynı ortamda bulunduğunu bile duyarsam seni ellerimle geri gönderirim" dedi sakince.
Deniz "Oğuzhan farkında mısın bilmiyorum ama biz seninle çok iyiydik! Neden istemiyorsun?" Diye sorduğunda bizden o kadar da korkmadığı belli oluyordu, ya da bizim çoktan çıkıp gittiğimizi düşünüyordu. Ben ise sadece anahtar olmadan eve nasıl gideceğimizi düşünüyordum.
Oğuzhan "Deniz! Beni aldattın farkındaysan. Sen kendi yoluna baktın benim yoluma karışma ortadan kaldırmak zorunda kalırım" diye sinirle konuştu. Hala bu evde durmasının anlamı ne diye düşünüyordum. Ne için gelmişti ki?
Deniz "Yolumu kaybettim Oğuz" dediğinde Oğuzhan sinirle elindeki anahtarı yere fırlattı. "Sakın bana Oğuz deme!" Dediğinde Deniz ürkmüştü. Ben daha onu ürkütecektim beklesin o.
Hande belimi dürtüp "Sen ona Oğuz diyorsun diye kızdı" dedi mutlu bir sesle. Birşey demeden Oğuzhan'a baktım. Gerilmiş görünüyordu ama yüzünü göremiyordum. Deniz "Özledim seni Oğuzhan, çok özledim." Dedi ve kollarını tekrar Oğuzhan'ın boynuna sardı. Sinir katsayım artarken onlara ilerleyecekken Hande kolumu bırakmadı.
"Manyak mısın nereye gidiyorsun?" Diye sorunca kolumu çekip "Ne olursa olsun Hande, gerçeği öğrendik işte, kıza bak sulanıyor hala belasını sikicem" dedim.
Mutfağın kapısının önüne düşen anahtarı yerden aldığımda ikisi bana dönmüştü. Şapkamı düzeltirken Deniz gittiğimizi sanmıştı sanırım beni görünce korkakça geri çekildi. Oğuzhan "Siz kimsiniz?" Diye sorduğunda ona bakmadım.
Direk Deniz'i üstüne yürüyüp sağlam bir yumruk attım. Yakasından tutup başını yaklaştırdım ve kulağına fısıldadım.
"Gittim sanacaksın ama iki elim boğazında olacak" dedim ve karnına dizimi geçirdim. Oğuzhan beni kolumdan geri çekerken vücudum arkamdaki vücuduna çarptı.
Hande Oğuzhan'ın tanıyabileceğini unutup "Gittik sandın değil mi? Böyle sikerler!" Diye bağırdı. Oğuzhan "Hande!" Dediğinde dağılmış dikkatinden yararlanıp kolumu ellerinden kurtardım. Kapıya doğru ilerleyip evden çıktım.
Arkamdan "Alev! Dur Alev!" Dese de durmadım. Hande'yle birlikte sokağa çıktığımızda yoldan geçen taksiyi durdurduk. İçeri bindiğimizde camdan eve baktım. Oğuzhan'la göz göze gelmiştim. Önüme döndüğümde araba hareketlendi. Hande "Sözde kimliğimiz gizli kalacaktı. Bilmemesi gereken tek kişi vardı ilk o öğrendi" dediğinde maskemi indirip başımı arkaya yasladım.
"Önemli olan bu değil, sonuçta amacımıza ulaştık. Rezil olduk tabi, öyle böyle rezillik değil sıçtık sıvadık"
Hande dertli bir nefes verip şapkasını maskesini çıkardı. "Keşke çıkmadan ben de vursaydım. İçimde kaldı" dediğinde güldüm.
"Ağlanacak bir haldeyiz biliyorsun değil mi?"
Omuz silkip gülmeye başladı. "Anan uyanmış mıdır?" Diye sorduğunda başımı olumsuz anlamda salladım. "Sanmıyorum"
Hande bana dönüp "Ulan az daha anahtar hocada kalıyordu ya la" dediğinde bıkkın bir nefes verip başımla onayladım. "Eve dönemeyecektik valla" dedim. Hande "Tam da zamanında geldi, konuşturduk çıkıyoruz bi baktım ulan Oğuzhan hoca geliyor. Hayatımda yaşadığım en aksiyonlu andı" dedi gülerek.
Başımı iki yana sallayıp gülümsedim. Salak kafam işte.
Taksi evin önüne geldiğimizde parasını verip apartmana girdik. Sessizce kapının önüne gelip anahtarla kapıyı açtık. Annem uyanmamıştı. Ayakkabıları çıkarıp hemen odaya kaçtık.
Hande gülerek kendini yatağa attığında üstümdeki ceketi çıkardım ve bir köşeye attım. Üstüme pijamalarımı giyip yatağa oturdum. Hande "Yokmu eniştenin başka manitleri onlarla da uğraşsak" dediğine omzuna vurup "Sen önce bak Gökalp'in var mı?" Dedim sitemli bir şekilde.
Doğrulup "Var mıdır lan?" Diye sordu. "Gökalp'im efendidir yapmaz öyle şeyler" dediğinde yataktan ittirip "Oğuzhan şerefsiz mi yani?" Dedim. Gülüp "Var biraz" dediğinde ayağa kalkmıştım ki dolaptan pijamalarını alıp üstünü değiştirdi.
Sırt üstü uzanıp ellerimi başımın altına koydum. "Oğuz yarın sorguya çekerse ne diyeceğiz?" Diye sorduğumda "Kendim için evet bendim derim, seni tanıdığı ama kendini göstermedin. Yanımdaki başkasıydı derim" Dediğinde düşündüm. Tanımış olma ihtimali vardı. Mesela saçlarım.
"Saçlarımdan tanır" dediğimde güldü. "Halledilir o güzelim dert ettiğin şeye bak" dedi ve çantasından boya çıkardı. Saçlarım hafif kumraldı ve bana gösterdiği boya ise koyu kızıldı. Değişiklik de iyi olur diye gülümsedim.