○19.BÖLÜM-RÜYA GİBİ BİR GÜN○

794 71 12
                                    

Hello Canlarım.

Uzun bir aradan herkese merhaba.

Hikaye kaldığı yerden devam ediyor.

Medya: Dicle Arslanoğlu

"Bazen imkansız görünen hayaller, rüya gibi kusursuz ve  gerçek olabilir. Yeter ki  İnanamaktan vazgeçmeyin!


Dicle Arslanoğlu

"Ne yapacağız burada?"

Berzan'ın sesiyle oturduğum koltuğa iyice sindim ve derin bir nefes ciğerlerime doldurdum. Arabada yaşadığımız şoku yeni yeni atlatırken en iyisi dağ evine girmek olduğuna karar vermiştik. Şimdi ise Berzan ile karşı karşıya oturmuş bir vaziyette sessizce duruyorduk. Berzan'ın kahve gözlerini üzerimde hissettiğim her an aklıma papatyaların arasındaki hali geliyordu ve aynı zamanda da kalp atışlarım hızlanıyordu. Tabi ben o sırada gözlerimi her yerin ayrıntısında gezinirken sadece Berzan'ı gözlerini es geçiyordu.

"Neden gözlerini benden kaçırıyorsun?"

Berzan'ın sorusuyla gözlerimi yavaşça kahve gözlerine çevirdim. Bana baktığı için göz göze gelmem bir oldu. "Farkında değilim!" derken inandırmak için gülümsemeyi de ihmal etmedim. Berzan'ın tek kaşı havalandı ve geriye yaslanıp "Söylediğine inanasım gelmiyor Karıcım!" demesiyle omuz silktim. "Sen bilirsin!" derken ayağa kalktım.

"Boş boş oturmaktan sıkıldım. Ben çay demleyeceğim. İçeriz değil mi?"

Berzanda ayağa kalktı ve karşımda durdu."İçeriz. Ben bahçedeyim!" demesiyle başımı sallayıp mutfağa doğru yürüdüm.

💫💫💫💫
"Çay için teşekkür ederim!"

Tebessüm ederek "Afiyet olsun!" dedim ve yanındaki tekli koltuğa geçip oturdum. Tepsinin üstündeki çay dolu bardağımı elime aldım ve tepsiyi sehpanın üstüne bıraktım. Rüzgar usul usul eserken çayımdan bir yudum aldım. Temiz bir dağ havası bile insana huzur verip iyi hissettirebiliyordu.

Şu an ki hislerim karmakarışıktı. Berzan ile yan yana duran iki yabancıymışız gibi hissediyordum. Yakın ama kalpleri bir o kadar uzak olan iki yabancı. Evet Berzan bugün bana kalbinin kapılarını az da olsa aralamıştı ama şimdi... Şimdi gündüz vakti olan yakın halimizden eser yoktu. Adeta düşünceler zihnimi yormak için hazırda bekliyorlardı.

"Dicle!"

Berzan'ın sesiyle gözlerim onu buldu. Kahve gözlerinde bir duygu dahi göremiyordum. Gizliyor muydu yoksa gerçekten bana karşı bir duygular hissetmiyor muydu? Kendime gelip "Efendim." dedim zar zor. Topla kendini Dicle. Berzan elindeki çay bardağını önündeki sehpanın üzerine bırakıp bedenini bana doğru döndürerek gözlerini gözlerime kenetledi.

"Biraz kendinden bahseder misin?"

Söylediği ile biran afalladım. Kaşlarımı kaldırıp "Nereden çıktı bu?" diye sormamla tebessüm etti. "Biliyorsun biz apar topar evlendiğimiz için birbirimizi tanıma fırsatımız olmadı. Hazır yalnızken seni tanımak istiyorum!" dedi ama her bir kelimesi kalbimin atışlarının ivme kazanıp hızlanmasına neden olmuştu. Elimde olmadan yutkundum ve anlatmayı kabul ettiğimi belli etmek ister gibi başımı aşağı yukarı salladım. Elimdeki çay dolu bardağı sehpanın üzerine bırakıp heyecanımı bastırmak istercesine derin nefes alıp ellerimi dizlerimin üzerinde birleştirdim. Bakışlarımı karşıda az da olsa ışığın etkisiyle gördüğüm sıra dağlara çevirdim.

MUCİZE'M (Mardin Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin