○BÖLÜM 10 - BÜYÜK ŞOK○

883 154 17
                                    

Herkese Merhaba.

Baya uzun bölümle karşınızdayım. Malum düğünümüz vardı.

Bol Bol yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın.

İyi Okumalar

"Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır. Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa güle dokunmanıza çok az kalmış demektir."

Medya- Berzan'ın Dicle'ye aldığı kolye

10. BÖLÜM -Büyük Şok

Dicle Aksoy

Gözlerimi Fırat'a dikmiştim. Kaşları çatık bir şekilde bakışları Berzanla birleşen elimizi buldu. Şuan gördükleri hoşuna gitmemişti ama beni buna o zorlamıştı. Başından beri peşimi bıraksaydı kendi yoluna gitseydi bunlar yaşanmayacaktı.
Gözlerini yavaşça Berzan'a çevirdi. İşte o an Fıratın gözlerindeki kaybedilmenin öfkesi yerleşirken yutkundum. Birkaç saniye sonra bakışları beni bulunca başını olumsuz anlamda sağa sola sallayıp "Bunu yapmayacaktın Dicle !" dedi ve kayanın üstünden çevik bir hareketle inip bizden üç ya da dört adım uzakta durdu.

"Planda sen yoktun ama bir anda kötü bir süpriz yaparak ortaya çıktın Arslanoğlu " demesi ile Berzan elimi daha da kavrayıp bir adım öne atıldı .

"Beğenemedin mi Kandemir ? " diye sorması ile Fırat bana bakıp "Bana kendi ayağınla geliyorsun Dicle " dedi. Berzan gözlerini kapatıp çıkmaya yüz tutan öfkesini dindirmeye çalışırken fark etmeden elinin arasındaki elimi hafif sıktı. Ortam gerginken kendi canımın acısını düşünmedim. Fırat birkaç adımda karşımıza geçip sağ elini Berzan'ın omzuna koymasıyla Berzan gözlerini açıp öfkeden yoğunlaşan kahve gözlerini Fırata çevirdi.

"Dicle müstakbel kocana bundan yıllar önce bana kör kütük olan aşkını anlatsan iyi olur" dedi ve ıslık çalarak arabasına doğru yürüdü.
Berzan'ın alnındaki damarın belirmesi ile gerginliğin arttığını anladım. Fıratın arabasının gitmesiyle Berzanın elimi bırakması bir oldu. İşte şimdi ayıkla pirincin taşını Dicle . Bir anda uçuruma doğru yürüyüp ellerini pantolonun cebine koyup bana döndü.

"Açıkla Dicle! O adama olan Aşkını, O kadar sormama rağmen beni aptal yerine koyuşunu anlat!"

Aptal kelimesini vurgulamıştı. Gözlerimi kapatıp ne yapacağımı düşünmeye çalıştım. Ama aklım karışmıştı. Söyleyeceğim bir sözün yanlış anlaşılmasını istemiyordum.En iyisi sakin olmaktı . Gözlerimi açtığımda kahve gözleri bu kadar yakınımda bulmayı beklemiyordum. Bir nefes kadar yakınımda olan Berzan'a bakarken onun gözlerinde adeta ateş çıkıyordu. Ben ne dersem bu gözlerindeki ateş her şeyi yok edecekti. Derin nefes alıp birkaç adım geri gidip yine gözlerine baktım.

"Ben seni asla aptal yerine koymadım" diye söze başladım . Sinirle karışık gülümsedi ve tekrar ciddi yüz ifadesine dönüp dişlerini sıkarak "Sormama rağmen bana söylemedin. O zaman beni aptal yerine koymuş olmadın mı ? Hem Fırat ile aranızda yıllar önce neler oldu?" diye sorup birkaç adımda yanıma geldi. Başımı eğip yere baktım.

"Eskiden... "

"Eskiden ne Dicle?" diye söylediğimi tekrarlarken gözlerine baktım. Kahve gözleri beni boğmaya başlamıştı. Yanından geçip uçuruma doğru yürüdüm ve kollarımı göğsümde birleştirip karşımdaki yüksek kayalara bakmaya başladım.

"Yıllar önce ben Fırat'a aşıktım.Ya da öyle sanıyordum bilmiyorum. "dedim ve derin nefes alıp ekledim."Onu benim için doğru insan olduğunu düşünürdüm . Ama yanılmıştım .18 yaşında biri ne kadar mantıksız düşünüyorsa bende öyle düşünüyordum"

MUCİZE'M (Mardin Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin