20

873 104 147
                                    

ben sende kaybolmuştum, gün ışığı 

ve pervane oldum sana

20


taehyung'un parmakları eşinin yumuşak teninde daireler çizerken alnını jimin'in yastığına yaslamış, ilaç kokusunun altında solmuş leylak kokusunu soluyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

taehyung'un parmakları eşinin yumuşak teninde daireler çizerken alnını jimin'in yastığına yaslamış, ilaç kokusunun altında solmuş leylak kokusunu soluyordu. aklı üç parçaya bölünmüştü deltanın, biri jimin'de biri bebeğinde diğeri ise henüz uyanmamış arkadaşındaydı.

jungkook'un heyecanlı seslenişi ardından nasıl yürüneceğini bile unutmuştu ancak sonradan seokjin'in omuzlarından tutup sarması üzerinde kendine gelmişti ve hemen ardından koşarak ufak bebeğini görmeye gitmiş, oğlunu bir camın arkasından görebilmişti. oraya vardığında kırmızı suratıyla ve henüz açılmamış gözleriyle öylece yatan minik minjun'un ufacık yumruklarını savurarak ağlayışını izlemişti.

"korkmayın, bay kim." demişti doktoru kocaman bir gülümsemeyle, "jimin de minjun da iyi, sadece minjun'un bir süre daha gözetim altında kalması gerekecek."

doktorun sözleriyle derin bir nefes alan deltanın ilk işi jimin'in yanına koşmak olmuştu, o zamandan beridir de eşinin dibinde oturuyordu. onun yumuşak yanaklarına hissedilmeyecek öpücükler konduruyor ve ona ne kadar özel ne kadar güçlü olduğunu fısıldıyordu. omegasının yüzüne vuran ışığın uzun kirpiklerine çarpışını ve onların gölgesini solgun yanaklarını düşürüşünü izledi, parmak uçlarıyla kirpiklerinin gölgesini takip ederken onun güzelliğinden bir kez daha mest oldu.

eşi tüm doğumun sancısına ve acısına rağmen meleksi ışıltısından hiçbir şey kaybetmemişti. 

"jimin..." diye fısıldadı, "beni asla arkanda bırakma." derince bir soluk alarak gittikçe daha belirgin hale gelen omega feromonlarını içine çekti. "sana bir şey olmasına asla dayanamam. ben hiç sensiz kalmadım, nasıl hayatta kalınacağını bilemem ki."

omeganın küçük eline dudaklarını bastırarak öylece uyuyan adamı izlemeye devam etti.


/////// aynı saatler, şehrin başka bir ucu


yabancı kadın, karanlık sokak arasına biraz daha gizlendi ve dudaklarında bir süredir ezdiği sigarasını yaktı. 

"park jimin'e yaklaşmak? sen delirmişsin. hastane etrafında kaç koruma ve polis var biliyor musun? delta elinden gelse eşini askerlerin ortasına bile bırakabilir."

"beni anladığını sanmıyorum." karşısında dikilen genç bir kadın, nefretle dolu bir sesle konuştu, "bir şekilde bebeğe ulaşmam gerek."

"asla." dedi diğer sigarasını sertçe dudaklarından çekerek. "bebek bu işin içinde değil, duydun mu beni? yavru masum. ona dokunmana izin vermem."

gönülçelen; vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin