e-36

7.3K 701 176
                                    

Lalisa'dan

Uykumdan kapı zili ile güçlükle uyandım. Yan tarafta duran telefonumun ekranını açıp saate baktığımda daha sabah altıya geldiğini görmemle şok olmuştum. Bu saatte kim gelebilirdi benim evime?

Gözlerimi ova ova yataktan kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Kapı deliğinden baktığımda Jungkook'u görmemle rahatladım. Kapıyı açtığımda bana mahçup bir şekilde baktı.

"Özür dilerim, kargalar bokunu yemeden gelip seni uyandırdım."

Dediği şeyle güldüm ve geri çekildim. "Uyuyamadın değil mi?"

İçeri geçerken başıyla onayladı. Elinden tutup odama yönlendirdim. Yeni çıktığım sıcak yatağıma tekrardan geçtim. O da üzerine aldığı ceketi çıkardı ve kenara bırakıp yan tarafıma uzandı. Yatakta biraz yükselip onu kollarımın arasına çektim. Başını göğsümle köprücük kemiğimin arasındaki boşluğa yasladı ve kollarını belime sardı.

"Keşke gece gelseydim."

"Gelmeni düşündüm aslında ama belki yalnız kalmak istersin diye bir şey dememiştim."

"İstemiyorum."

Bir elim saçlarına çıktı. Okşamaya devam ederken konuşmak için dudaklarımı araladım. "Sen hiçbir zaman yalnız değilsin Jungkook. Yanında olacağız. Jaehyun'a ve diğer grup arkadaşlarına da söyledim sabah gelecekler."

"Ya olmazsa? Keşke söylemeseydin."

"Olmazsa diye bir şey mi var? Olacak. Ve ayrıca zaten izin alma sebebini öğreneceklerdi ilerde."

"Bilmiyorum, olur umarım."

Derin bir nefes verdim ve gözlerimi kapattım. "İçindeki endişeleri anlıyorum ama katlanmak zorundasın. Geri kalan hayatın için hepsi."

"Hayır."

"Ne?"

"Senin için hepsi."

Kalp atışlarım fazlasıyla hızlanmıştı. Göğsümü delip geçiyordu sanki. Şu anki tek sorun ise Jungkook'un kalbimin üzerinde yatıyor oluşuydu.

"Lalisa etkime bak, vay. Ölmüyorsun değil mi?"

"Jungkook susmazsan kötü olur."

"Kalp atışlarını sevdim."

Hala konuşuyordu ve ben bunca zaman geçmesine rağmen aynı oranda heyecanlanıp kendime hakim olamıyordum.

"Jungkook seninki atmıyor, ondan seninkini sevemiyorum."

Başını kaldırdığını hissettim. Gözlerimi eş zamanlı açtığımda bana bakıyordu. Elimi alıp kalbine koydu.

"Heyecanlandığım zamanki kadar hızlı atmasa da, şu an bile normal atmıyor Lalisa."

Doğru söylüyordu. Bir süre sonra alışkanlık işin içine girince kalp ritimleri daha sakin oluyordu fakat asla eskisi gibi olmuyordu. Çünkü sevdiğinin yanındaysan bu kalp ritmi eskisi gibi olamazdı.

"Jungkook seni seviyorum."

"Biliyorum." Yüzündeki sırıtışı görmemle beraber elimi kalbinden çekip yanağına çıkardım. Küçük bir tokat atıp yanağını parmaklarım arasına aldım ve etini sıkıştırdım.

"Başlardaki öküzlüğüne dönme."

"Başlarda bayağı bir öküzdüm. Ama şimdi değilim."

"Yani."

Kaşları çatılmıştı. "Ne demek yani?"

Şu an yanağını sıktığım için yüz ifadesi çok komik geliyordu. Kendimi tutamayıp kahkaha attım ve elimi geri çektim.

"Of Jungkook. Anaokulundaki çocuklarımdan farkın yok."

"Asıl senin yok."

"Hıhı evet."

Omuz silkip tekrardan başını eski yerine, kalbimin üzerine koydu.

"Kafam dağıldı Lalisa. Daha rahat hissediyorum kendimi. Seni seviyorum."

"Biliyorum Jungkook."

Sesli bir şekilde nefesini vermişti.
"Cidden sinir bozucu oluyormuş." Hafiften ikimizde kıkırdadık.

"Bir gündür içmiyorsun nasıl vücudun?"

"Daha çok bir şey yok. Yani şu an istiyorum ama sorun yok."

"Normal sigarayı mı alsaydın yanına acaba? Anında bırakılır mı ki hepsi birden?"

"Hepsini birden atmazsam hiç olmaz Lalisa. Hepsi hikaye. Yavaş yavaş bırakılmaz, birden kesip acını çekeceksin. Yoksa biraz daha diye diye yine eski haline dönersin."

Görmese bile başımı sallamıştım. "Olsun Jungkook. Sen güçlüsün, dayanabileceğini biliyorum."

"Sence güçlü olsam böyle mi olurdum? Dayanamadım işte. Sevdiklerimi kaybetmenin acısına dayanamadım."

"Çünkü yanında seni benim kadar seven başka biri yoktu."

"Doğru."

"Lalisa, beni çok güzel seviyorsun. Bunun için teşekkür ederim sana. Umarım bu sevgine sahip çıkabilirim."

"Çıkarsın Jungkook. Hiçbir şey düşünme artık. Birkaç saat sonra gideceğiz zaten. Sadece gözlerini kapa ve biraz uyu olur mu?"

Daha da vücuduma yapışmıştı. "Aklıma şey geldi. Küçükken annemi ortamıza alır kardeşim ve ben iki yandan ona sarılıp uyurduk. Ama annem uyuyamazdı. Çünkü o biriyle sarılarak uyuyamayan tiplerdendi. Bizim için öylece dururdu."

Anlattığı şeyle yüzümde otomatik bir şekilde gülümseme belirmişti.

"Annen eminim ki çok tatlı biridir."

"Huy olarak benziyordunuz Lalisa. Fazla fedakardı, senin gibi."

"Bir gün ziyaretlerine beraber gidelim mi?"

"Olur."

Daha sonrasında gözlerimizi kapatıp kalan birkaç saat içerisinde uyumayı tercih etmiştik.

elpaso, liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin