Elini ittirdim. "İçmek istemiyorum." Elini çekip başını diğer eline yasladı. "Tiyatro oyununda olmak istiyorsun değil mi?" dediğinde gözlerimi ona çevirdim. "Bununla ne alakası var?"
"Eğer bu ilaçlar sana iyi geliyorsa ve ilerde daha kötü olmanı engelleyecekse bu tiyatro oyununun geleceğini iyi yönde etkiler değil mi?" Kaşlarımı çattım. "Ben delirmedim Chloe. Deli değilim. Sadece öyle sanıyorlar." Derin bir nefes aldı. "Öyle ya da böyle bunu bir şekilde sana içiririm biliyorsun değil mi? Sadece iç şunu." Elinden hapı alıp ağzıma attım. Ardından suyu alıp bir kaç yudum aldım. Hapı ağzımda kenara alıp sadece suyun boğazımdan geçmesine izin verdim. Gülümseyip bardağı aldı ve mutfağa ilerledi. Ağzımdan hapı çıkarıp yanımda ki saksının dibine bıraktım. "Herkes çok aptal." Yanıma gelip oturdu ve kafasını yaslayıp hafifçe bana döndü.
"Neden deli olduğunu düşünüyorlar?" dediğinde ona döndüm. "Çünkü okuldan bir arkadaşım evimizde öldüğünde evde sadece ben vardım. Yani aynı zamanda birini öldürebileceğimi de düşünüyorlar."
"Peki gerçekte ne yaşandı?" dediğinde derin bir nefes aldım. "Beni öptü." Gözleri irice açıldığında hafifçe doğruldu.
"Sonra?"
"Kendim yapmadığım sürece birinin bana bir şey yapmasına izin vermem." dediğimde başıyla salladı. "Biliyorum, ya sonra ne oldu?"
"Onu ittirdim fakat incitmedim... Kötü biriyim, insanları manipüle ederim. Canlarını yakmak isterim. Ama kimseye zarar vermem. Bununla uğraşmam." Ardından ekledim. "Ama sonra ne olduğunu anlayamadım. Boğazını tuttu. Bağırmaya çalıştı. Boğuluyor gibiydi. Fakat ben hiçbir şey yapamadım. Donmuş kalmış sadece ona bakıyordum. Ellerim tutmuyor, vücudum hareket etmiyordu. Boğazından kanlar boşalana dek öylece izleyebildim sadece. Ne olduğunu anlayamadım. Kimse anlamak istemedi, ailesi, polis, benim ailemde dahil herkes beni suçladı." Gözlerine döndüm. "Ama ben değildim... Ben yapmadım."
"Peki nasıl oldu tüm bunlar?"
"Bilmiyorum, polis otopsi de ölümüne dair hiçbir şey bulamadı. Bu yüzden beni suçlayacak kanıtları da olmadı. Fakat dedim ya, kimse bana inanmaz. İnanmadılar." Güldüm. "Deliymişim gibi beni oraya tıkmaya çalıştılar." Başımı iki yanımda salladım. "Ben deli değilim. Oraya ait değilim." Gözlerimi kapadım. "Ama buraya da ait değilim."
"Bunları bana anlatmanı beklemiyordum." dediğinde gözlerimi araladım. "Kimsem yok ki. Bu yüzden herhangi bir korkum da yok." dediğimde derin bir nefes aldı. "Senin yaşadıklarını yaşasaydım çoktan delirmiştim." Histerik bir kahkaha attım. "Öyle değil mi zaten?"
"Bazı günler farklı biriyken, bazı günler daha farklı biri oluyorsun." Güldüm ve başımı ona dönüp yüzüne yaklaştım. "Kaçacak mısın?" Gözlerini yüzümde gezdirdi ardından zorlukla nefes aldı. Başını iki yanında salladı. "Bu hissi öğrenmeme yardım ediyorsun." Gergin ama samimi bir şekilde güldü. "Gelişiyorum."
"Sen de benim gelişmemi sağla."
Dudakları aralandı. "Nasıl?"
"Aşk ve masumiyet her ne ise," geri çekildim ve başımı yasladım. "Onu öğret bana."