149 21 0
                                    

Üzerimi çıkarıp yere bıraktım ve yavaşça suya ilerleyip soğuk suyla ayaklarımın buluşmasına izin verdim. Arkamdan geldiğini hissettiğimde hafifçe gülümsedim ve elimi ona doğru uzattım. Elimi tutup arkamdan geldiğinde suya kendimi sakince bırakıp ileri yüzdüm. Suyun altına gözlerimi aralayıp suyun akıp gidişini izledim. Daha fazla ilerlememi istemediğinde eliyle hafifçe dalga yaptı. Yüzümü sudan çıkarıp kendimi suyun üzerine bıraktım. Başımı arkaya doğru eğip güneşin suya vurduğu ve mavilerin buluştuğu çizgiye baktım. "Gökyüzüyle denizin buluştuğu yeri gitmek için çok da ilerlememize gerek yok. Şuanda buluştukları yerdeyim." dediğimde yanımda hafifçe beni taklit edip suyu izledi. "Çok huzurlu değil mi?" dediğimde başını salladı. Ardından bana döndü. "Hem huzuru hem de korkuyu bana aynı anda nasıl hissettirebiliyorsun?" dediğinde ona döndüm. "Belki de kolay etkilenen birisin." dediğimde gözlerini kısarak güldü. Belki de ilk defa bu kadar huzurlu güldü. "Bana hiç iyi gelmiyorsun." dediğinde gözlerimi gözlerinden ayırmadım. "Peki ya aşk?" diye sordum. 

Derin bir nefes aldı. "İşte o biraz işlerin kızıştığı nokta." dediğinde kaşlarımı kaldırdım. "Bu da ne demek?" Gözlerini bana döndü. "Senin gibi biri, aşktan anlar mı ki?" dediğinde kalbimde kızışan o küçücük his canımı yaktı. "Sence ben," derin bir nefes aldım. "O kadar mı kalpsiz görünüyorum?" dediğimde bakışlarını gökyüzüne döndü. "Seni yorumlamak çok zor." Gamzeleri belirginleşerek düşündü. "Bazen boğuluyor gibi hissediyorum. Ama çekip gitmek istemiyorum. İçinde olmayı seviyorum."

"Ama şimdi bana aşkı anlat dediğinde," Bana döndü. "Aklıma senden başka hiçbir şey gelmiyor." 

Söylediği cümle kulaklarımdan geçtiği anda vücuduma yayılan o hissi bir süre sindirmeye çalıştım. Kaşlarımı kaldırdım. "Bu da ne demek?"

"Buna aşk mı derdin bilmiyorum, ama ben de gördüğün her şey. Tüm bu çabalarım, yaptığım tüm aptalca şeyler." Derin bir nefes aldı. "Bu sana karşı hissettiğim hislerin eseri."

"Aşktan hiç anlamadığını bildiğin birine hisler beslemek sence ne kadar mantıklı?" dediğimde güldü. "Mantıksız olduğu için bu kadar gerçek işte." Bana döndü. "Şimdi seni sana nasıl anlatmamı bekliyorsun?"

Elimi suyun üzerinde süzülen saçına uzattım ve ne kadar güzel göründüklerini izledim. "Sanırım bu hissi biliyorum." dediğimde konuşan ben değildim. "Geçmişte çok sevdiğim birinin ölümüne sebep olan bir his bu."

"Sonuçları en kötü olan his." dedim ve ekledim. "Ama eskiden bu hissin sadece kötü yanlarını görüyordum." Ona döndüm. "Ama sen fikrimi değiştiriyorsun." 

Elimi yüzüne getirip hafifçe gezdirdim. Dudaklarına dokundum. "Mesela şuan seni öpmek isterdim." Yüzümü çevirip elimi hafifçe çektim ve suya bıraktım. "Ama beni öpmenin çok ağır cezaları olduğunu biliyorum."

"Bana bir hediye verildi demiştim ya, bana verilen hediye işte bu."

αίμα gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin