Hannah
Regulus... O her şeyiyle mükemmel biriydi. Belki de her şeyin ortasıydı, ne eksik ne fazla. Ne çok sinirliydi ne de çok sakin. Ne çok bencildi ne de çok alçakgönüllü.
İlk karşılaşmamızı hatırlıyorum da ikimiz de yalnızca bizim bildiğimiz bir yer olduğunu sandığımız süpürge dolabının arkasındaki küçük tünelde tanışmıştık.
Düşündüğüm şey yüzünden gülerek sırtımı yasladığım Regulus'a doğru döndüm.
"Hey Reg, ilk karşılaşmamızı hatırlıyor musun?"
"Şu baş belası Gryffindorlu kızı gördüğüm günden mi bahsediyoruz?"
Dirseğimi karnına geçirerek yüzünün bir anlık acıyla burkulmasını ardındansa bardağından bir yudum daha almasını seyrettim.
"Her defasında aynı şeyi yapıyorsun."
"Daha önce Gryffindor'da olup aslında Slytherin binasında olması gerektiğini düşünen bir cadı görmedim."
"Seçmen şapka yanlış karar verdiyse benim suçum ne?"
"İyi yönünden bak, en azından ailen seni kanı bozuk ilan etmedi."
Safkan takıntısı olan bir aileden gelince ve neredeyse ailedeki herkes Slytherin'e seçilince üzerimdeki baskı oldukça fazla oluyordu tabii. Seçmen şapka Gryffindor deyinceye kadar herkes Slytherin'e seçileceğimden emindi, buna ben de dahil. Bu yüzden birkaç sene önce, yani ilk senemde trendeyken ikinci sınıf Gryffindorlulara sataşmış olmaktan hâlâ pişmanlık duyuyordum.
"Eh, en azından ağabeyin kadar asi değilim."
Suratı düşünce bir anlık tedirgin oldum.
"Sirius konusunun üstesinden geldiğini düşünüyordum, üzgünüm."
"Geldim zaten."
"Her ne kadar reddetsen de onu hâlâ seviyorsun değil mi?"
Sorumdan kaçmak ister gibi ayağa kalktı ve toz olmuş pantolonunu hafifçe silkeledi. Sonraysa elini bana doğru uzatarak genişçe gülümsedi.
"Mrs. Prewett, size Gryffindor ortak salonuna kadar eşlik etmemi ister misiniz?"
Elini tutarak ayağa kalktım ve koluna girdim.
"Mr. Black, bu nazik davetinizi reddedemeyeceğim."
Bir süre bu şekilde konuşup ortak salonun önüne geldiğimizde bu sefer diğer elimi de tuttu.
"İyi uykular."
"Sana da Reggie."
Bir süre daha elimi tuttuktan sonra kararsızlıkla geri çekildi, ben de arkama döndüm.
"Hannah!"
Tekrar Regulus'a doğru yönümü çevirdiğimde boynumu sarmalayan bir çift kolla karşılaşmıştım. İlk başta şaşırsam da daha sonra ben de karşılık verdim.
"Yanımda olduğun için teşekkür ederim, sanırım sen olmasan her şey daha berbat bir hâl alırdı."
"Ben her zaman senin en iyi arkadaşın olacağım, her zaman..."
Dediklerimden sonra yavaşça geri çekildi ve yalnızca gülümseyip gitti...
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
İlk bölümü nasıl buldunuz?
Sizden yalnızca tek şey rica ediyorum, lütfen okuyorsanız oy verin. Böylece hem ben sizin okuduğunuzu fark etmiş olurum hem de Wattpad'de gereksizce binlerce oy ve okunma alan kitapların yanında benimkinin de biraz değer gördüğünü hissetmek daha çok yazmamı sağlar.
Bu arada şunu da eklemek isterim sizin de anlayacağınız üzere Hannah çok deli dolu bir kız :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Look at the sky| R.A.B.
Fanfictionİkimiz de ölümün çat kapı geleceğinden habersizdik... "If I die, just look at the sky and say goodbye..." Regulus Arcturus Black.