12. Bölüm

196 17 3
                                    

Annemlere doğru son kez el salladıktan sonra Hogwarts Ekspresi'ne binerek boş bir vagon aramaya başladım. İlk kapısını açtığım vagon birkaç Hufflepuff tarafından kapılmıştı, ben de bir sonrakini denedim. Bir anlığına içeride oturan Regulus ile göz göze geldim ardından Celine'yi görmemle tekrardan kapıyı kapatarak en sonunda boş bir vagon bulmayı başardım. Başımı geniş cama yaslayıp biraz uykuya dalmak istemiş, çok da zorlanmamıştım. Tabii uyumamla büyük bir gürültüyle gözlerimi açmam arasında çok fazla zaman geçmemişti.

Remus, James ve Sirius'u görmemle yakınmaya başladım.

"Bu sene sizden kurtulmuyor muydum?"

"Bizi bu kadar çok özleyeceğini bilseydim yazın seni ziyaret ederdim." dedi Potter.

"Bu sene Regulus'la oturmuyor musun?"

"O gitmek istediği yolu çoktan seçti..."
Sirius kardeşini tanıyordu, her ne kadar son birkaç senedir onunla yeterince vakit geçirmese de, çok belliydi ki o da bir şeylerden şüpheleniyordu.

Vagon'un kapısının açılmasıyla kızıl saçları ve hafif kızarık yanaklarıyla Lily Evans göründü. James "çiçeğini" görmesiyle ayağa kalktı ve kapının biraz ötesine kadar yürüyerek Lily'i öptü. Pekiala bu kısım oldukça garipti ki Lily onu itmedi, aksine karşılık vermişti. Şimdi yanakları daha çok kızarmıştı.

"Kabus mu görüyorum?"

Remus oturduğu yerde hafifçe kıpırdanarak aynı benim gibi onları seyretmeye devam etti.

"Bu senenin en büyük olayı." Ardındansa söylediğim cümle kafasına takılmış olacak ki bana bir soru yöneltti.

"Neden rüya değil de kabus?"

"İçinde sizin olduğunuz bir rüya düşünemiyorum da ondan." dedim şakayla karışık bir biçimde, onlarla uğraşmayı seviyordum. Hogwarts'a geldiğim ilk senelerde bana az çektirmemişlerdi sonuçta.

Trenin durmasıyla herkes inmeye başladı, ben de önce onların vagondan çıkmasını beklemiş,  yalnızca Sirius'un vagonda kalmasıyla ayağa kalkmıştım. Tam çıkacaktım ki kolumu hafifçe tuttu ve benim sorgulayıcı bakışlarımla karşılaştı.

"Neler oluyor Sirius?"

"Regulus..." 

Konunun nereye varacağını anladığımdan sorusunu bitirmeden cevapladım.

"Regulus artık bir ölümyiyen, aynı annen ve baban gibi."

Yutkundu ve kafasını başka bir yöne çevirdi.

"Biliyor musun, belki de gerçekten onun yanında olsaydın bunlar olmayacaktı Sirius. Çünkü senin yerin Regulus için her zaman ayrı oldu."

"Denedim ama o her zaman anneme benden daha çok bağlıydı, onun her zaman benden daha farklı olduğunu hissettim."

Yumruğunu sıktı ve bir küfür savurdu, içten içe bana hak veriyordu biliyordum.

"Yine de yapman gereken..."

"Kes şunu Hannah. Regulus'u senin elinden ben almadım, kendi seçimleri aldı. Beni suçlamayı bırak."

Bir an donakaldım ve birkaç saniyeliğine sessizliğimi korudum.

"Ben, özür dilerim."

Hiç düşünmeden pat diye söylediğim bu söz ağzımdan çıktığı ilk andan itibaren pişman olmama sebep oldu. Ben, Hannah Prewett, Sirius Black'ten özür dilemiştim ve kime söylerseniz söyleyin kimse buna inanmazdı. Sirius 'un yüzündeki aptalca sırıtışın büyümesiyle  yüzünü yumruklama isteğim doğru orantılı olarak arttı.

Ardından yüzündeki tebessüm birden silindi ve çok büyük bir ciddiyetle konuşmaya başladı.

"Anlıyorum, senin için çok zor. Bir anda tüm bu yaşanılanlar seni şoka uğratmış olmalı. Yani seni affedip affetmemem konusundaki endişelerinden bahsediyorum. Merak etme seni affediyorum, benden sana bir Gryffindor kıyağı olsun."

Son cümlesini söylerken ciddiyetini koruyamayıp bir kahkaha attı.

"Ne kadar komik Sirius, farkında mısın bilmem ama hâlâ aynı derecede sinir bozucusun."

Gözlerimi devirerek vagondan çıktım ve Sirius'la bir kez bile düzgün bir konuşma yapamayacağımı anlamış bulundum. Aradan çok vakit geçmemiş, Hogwarts'ın ihtişamı her sene olduğu gibi bu dönem de öğrencilere ev sahipliği yapmıştı. Geleneksel Hogwarts dönem başı konuşması yapıldıktan sonra 1. sınıf öğrencileri binalarına yerleştirildi.

Hogwarts'a ilk geldiğim gümü hatırlayınca tebessüm ettim. Şapka Gryffindor diye bağırınca cidden sevinmiştim, tabii bu çok uzun sürmemişti. Gryffindor ortak salonuna ilk girişimde sonraki senelerde de başıma bela olacak dört Gryffindorlu tarafından şaka kurbanı seçilmiştim. Sonra da çok saçma bir şekilde arkadaş edinememiştim o yüzden kendi binamla aramın çok iyi olduğu söylenemezdi. Hogwarts'ın kalabalık koridorlarında günlerce yalnız dolaşmıştım, ta ki Regulus'la tanışana kadar.

Kafamı yavaşça sağa doğru çevirdim ve Gryffindor masasına bir göz attım. Bu yıl hiç de kolay geçecek gibi durmuyordu...

___________________________________________

Bu bölümü benden size bir bayram şekeri olarak düşünün. 🍬

Hayırlı bayramlar dilerimm...

Bu bölümü yazarken Hannah ve Regulus'u özlediğimi fark ettim.

Look at the sky| R.A.B.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin