10. Bölüm

246 22 3
                                    

Elimde bulunan süsleri bahçenin diğer köşesine yerleştirdikten sonra yapılacaklar listemdeki her şey bitmişti. Tek yapmam gereken konukların gelmesini beklemekti artık. Partilerden pek hoşlanmazdım fakat bu seneki doğum günümü kutlamak konusunda annem çok ısrarcı davranmıştı.

Kapının oradan sesler gelmesiyle oraya doğru yöneldim ve Pandora ile Xenop'u gördüm.

"Merhaba."

Pandora sarı bir elbise giymişti, uzun küpelerini de takmayı unutmamıştı tabii. Her zamanki gibi garip ama mükemmel görünüyordu, bu kıza bayılıyordum.

"Müthiş görünüyorsun."

"Senin kadar değil."

Bana tüm içtenliğiyle gülümseyince ben de Xenop'a doğru döndüm ki sanırım o da konuşmak için bunu bekliyordu. Pandora ile gayet uyumlu giyinmişti.

"Beni de nezaketen davet ettin sanırım."

"Xenop, beni az da olsa tanıyorsun. Sence ben nezaket amaçlı bir şey yapacak bir kıza mı benziyorum?"

"Pekiala, haklı olabilirsin. Ama hala amacını anlamış değilim. Her neyse, doğum günün kutlu olsun."

"Teşekkür ederim."

Yarım saat sonra davet ettiklerimin hemen hemen hepsi gelmişti ki zaten parti çoktan başlamıştı. Pek bir sorun yoktu, Regulus'un gelmemesi dışında.

İçeri geçmeye hazırlanırken arkamda Marlene ve Sirius belirmişti. Bir dakika? Sirius Black benim partimde ne yapıyordu?

"Seni davet etmiş miydim?"

Marlene boğazını temizledi ve ona baktı.

"Şey, beni bırakmak için gelmişti..."

"Pekiala, sorun yok. Ben gidiyorum, size iyi eğlenceler."

Marlene Sirius birkaç adım atarken arkasından baktı, kalmasını gerçekten istiyordu sanırım.

"Bugün iyi günümdeyim Black, üstelik Regulus gelmeyecek gibi görünüyor. Gelseydi seni içeri almazdım haberin olsun."

Marlene bana minnettar bir şekilde gülümsedikten sonra Sirius'u da alıp içeri geçti. Geçen sene kendisiyle baya baya kavga etmiştik. Regulus'un yakın arkadaşıydı ama biz bir türlü anlaşamamıştık doğrusu. Yine de sonunda iyi bir kız olduğunu anlamış, aramızdaki buzları eritmek için birkaç adım atmıştım.

Regulus'u bir süre daha bekledim, gelmedi. Ben de mecburen konukların arasına karışarak bir içecek aldım ve bir sandalye bulup oturdum.

"Regulus ortalarda gözükmüyor."

Başımı yanıma oturan Marlene'ye doğru çevirdim.

"Evet, gelmedi. Normalde o böyle bir şey olduğunda herkesten önce gelirdi, doğum günüm olsa da olmasa da."

"Sanırım buna alışmalısın."

"Efendim?"

"Sürekli aynı şeyi beklersen hayal kırıklığına uğrarsın demeye çalışıyorum."

"Bak Hannah, sana karşı açık olacağım. Senin için endişeleniyorum, bunu seninle kavga eden bir kız olarak değil senin arkadaşın olarak söylüyorum lütfen yanlış anlama. Regulus ile aranda olan ilişki dışarıdan bakıldığında bile olması gerekenden çok farklı."

Sırtımı dikleştirerek yutkundum.

"Ne demeye getiriyorsun?"

"Sanki birbirinizi sevmiyormuşsunuz da yalnızca ihtiyacınız olduğu için bu şekildesiniz. Ben bunu Regulus'tan çok sende görüyorum. Dediğim gibi lütfen yanlış anlama."

"Haklısın, bizim aramızdaki şey gerçekten farklı. Örneğin senin ve Sirius'un ya da başkalarınkinden. Biliyorum, her ne kadar inkar etsem de benim Regulus'a ihtiyacım var. Fakat bu gerçek hiçbir zaman onu çok sevdiğimi değiştirmez Marlene. Belki de bunu yaşamadan anlayamazsın."

Biraz şaşırmıştı ki ayağa kalkıp oradan uzaklaşmış, bir an önce her şeyin bitmesini dilerken bulmuştum kendimi...

Look at the sky| R.A.B.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin